önceki bölümü okuyup, oy vermeyi unutmayın lütfen ♡
_
chanyeol'un rüyası;
üzerimde askeri kamuflaj yerine sivil kıyafetlerim var ve bir ormanın içinde yürüyorum. normalde ormanlık alanları sevmeme rağmen burası biraz beni ürkütüyor.
ağaçlar arasında yolu biliyormuş gibi yürürken etraftaki kuş seslerini de tebessümle dinliyorum.
uçsuz bucaksız bir yeşilliğin içinde buluyorum kendimi bir anda. sağıma soluma bakıp ne tarafa gideceğimi anlamaya çalışırken ufak bir çocuk görüyorum.bu kadar küçük bir çocuğun böyle ıssız bir ormanda ne işi olabilir tek başına diye düşünerek çocuğa doğru yürüyorum.
çok yaklaşmadan sesleniyorum,
"hey çocuk, ne işin var senin burada"bana döndüğünde gördüğüm yüz ile olduğum yerde donakalıyorum. yüzü öyle bir parlıyor ki onun bir an melek olduğunu sanıyorum. ve o çok güzel. bu durum beni şaşırtıyor. bir adım daha yaklaşıyorum.
yaklaştıkça belirginleşiyor gözlerindeki yaşlar."neden ağlıyorsun küçük" diyorum. ama bir cevap vermeden burnunu çekiyor.
"aileni mi kaybettin" diye soruyorum bu kez, bir hayli yakınına gelmişken.
yüzündeki ışıltıdan kör olmamayı diliyorum bir yandan da.burnunu çekip gözlerini kaldırıyor yüzüme,
"aile ne demek"sesi, tüm ormanda yankılanıyor ama öyle ürkütücü değil, ömrümde görmediğim kadar güzel bir tını ile. ve ben bu sese aşık oluyorum.
yutkunarak yüzüne bakıyorum,
"aile işte, annen baban kardeşlerin"bir süre yüzüme bakıyor, küçük elini gözüne götürüp gözündeki yaşları beceriksizce temizliyor. onun yaptığı bu beceriksizce hareket bile en ustaca yapılan an gibi geliyor bana. tekrar yutkunuyorum.
"kardeşlerim çok kötü oldular çok korkunç" diyor, ne demek istediğini anlamıyorum.
"ne oldu, anlatmak ister misin" diyorum endişeli çıkmasını engelleyemediğim sesimle.
sessizce durup gözyaşlarını akıtıyor bir süre.
"arabamız kaza yaptı. onlar çok kanadı"
telaşlanıyorum,
"nerede kaza yaptınız göster gidelim, yardım edelim"başını iki yana sallıyor,
"yardım ettim onlara, iyi oldular şimdi"afallamış halde bakıyorum yüzüne,
"neden ağlıyorsun o halde"ses çıkarmadan ayağa kalkıp yürümeye başlıyor ben de peşinden gidiyorum, nereye gittiğini biliyormuş gibi emin hareketlerle ilerlemesi beni etkiliyor.
yolun sonuna geldiğimizde uçurumdan yukarı bir ışık huzmesi yayılıyor. bu beni korkuturken çocuğu gülümsetiyor.adım atacak gibi olunca panikle uzanıyorum,
"dur nereye gidiyorsun"ama tutamıyorum, tişörtü parmaklarımın arasından kayıyor. düştüğünü sanarak korku ile bağırıyorum,
"çocuk, dur nereye gidiyorsun"ama cevap vermiyor, bense sıkı sıkıya kapadığım gözlerimi açmaya korkuyorum.
"çocuk, yalvarırım gitme. gel buraya ne olursun."
sonra sesini duyuyorum, yankı gibi.
"kimsem yok benim. çok yoruldum ben. gitmek istiyorum."deli gibi ağlıyorum tanımadığım çocuk için,
"yalvarırım gitme. beni burada sensiz bırakma. ben varım bak, senin kimsen olurum ne istersen o olurum gitme ne olur"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
traveler | chanbaek
Fanfic[TAMAMLANDI] instagram vloggerı baekhyun ve reklam şirketi yöneticisi chanyeol'un hikayesi 🌈 yan çiftler; hunho ve kaisoo