18-chanbaek

573 53 84
                                    

chanyeol, baekhyun uyuyakaldığında serbest bıraktı göz yaşlarını.
"üzgünüm chanyeol, seni de kendi karanlığıma çektiğim için" demişti baekhyun, chanyeol'un onun cehennemine dahi muhtaç olduğunu bilmeden.

yüzündeki yaşları temizleme ihtiyacı duymadan baekhyun'un yanına adımladı, yanı başına yere oturdu, kanepeden sarkan elini tutup okşadı usulca. ara ara saçlarını sevdi, bazen diğer elini tuttu, bazen iki elini birden. birkaç öpücüğü de esirgemedi taptığı ellerden.
uykusu esnasında baekhyun kaşlarını her çattığında hafifçe okşadı kaşlarının ortasını, tüm sevgi sözcüklerini fısıldamayı da ihmal etmedi.

chanyeol bu yaşına kadar binden fazla kitap okumuştu ama şundan çok emindi, baekhyun bunca zaman okuduğu tüm kitaplardan daha güzeldi.

kapağına zarar vermekten korktuğu bir kitabı tutarcasına narin tutuyordu baekhyun'un ellerini, satırlarını özenle okuduğu gibi sessizce dile getiriyordu tüm hislerini.

.

birkaç saat sonra baekhyun gözlerini ağır ağır açtığında elinin üstündeki ele baktı, ardından yanındaki kişiye.

chanyeol uzattığı kolunun üstünde uyuyakalmış, yine de sıkı sıkıya tutmuştu baekhyun'un elini. baekhyun gülümseyerek boştaki elini chanyeol'un saçlarına yaklaştırdı fakat dokunamadı. oysa ne çok istiyordu dokunmayı.
bunun yerine fısıltıyla seslendi,
"chanyeol"

chanyeol gözlerini hızla açarak baekhyun'a baktı,
"efendim güzelim. bir yerin mi ağrıyor. bir şey mi isteyeceksin"

"ben... ben sadece orada uyuma belin ağrır diyecektim."

chanyeol baekhyun'un eline dudaklarını bastırdı,
"ben iyiyim birtanem, içim geçmiş sadece yoksa uyumuyorum"

baekhyun bir cevap vermedi. bunun yerine yattığı yerden doğrularak gerindi,
"çorba için teşekkür ederim, kendimi çok daha iyi hissediyorum."

"istersen bir kase daha getireyim meleğim"

baekhyun gülümseyerek onaylayınca chanyeol sevinçle kalktı yerinden.
doğrusu, baekhyun'un hiç iştahı yoktu ama chanyeol'un onca zahmetini heba edemezdi.
ve... bu çorba normalde baekhyun'un içemeyeceği bir çorbaydı, içinde fazlaca sarımsak vardı.

"yine de chanyeol emek verdi, içmeliyim" diye düşünüyordu baekhyun. sevmediğini belli etmemeliydi.

chanyeol elinde bir kase çorba ile geldiğinde tekrar baekhyun'un karşısına oturarak kucağına koyduğu tepsideki kaseden bir kaşık çorbayı baekhyun'a uzattı. baekhyun kendine uzatılan çorbayı içerken gülümsemesini durduramıyordu.
birkaç kaşık daha içtikten sonra dinlenmek istediğinde chanyeol bir bardak su uzattı baekhyun'a.
baekhyun içtiği suyu kenara bıraktı,

"biliyor musun, bu yaşıma kadar yalnızca bir kere böyle hasta oldum onda da kyungsoo ve sehun böyle ilgilenmişti benimle."

chanyeol hüzünlü sesi ile konuştu,
"bir daha hiç hasta olmazsın umarım"

baekhyun gülümseyerek baktı chanyeol'e,
"olmam"

__

chanyeol, baekhyun'un kendini iyi hissetmesi için uğraşıyordu.

"kendini nasıl hissediyorsun, biraz hava almak ister misin ya da başka istediğin bir şey varsa"

baekhyun chanyeol'e gülümseyerek başını salladı,
"evdeyken daha iyi hissediyorum hem artık iyiyim de, gerçekten"

traveler | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin