baekhyun'un doğum gününden bir ay sonra, nihayet evlerinin tüm eksiklerini bitirmiş, her köşesini istedikleri gibi tamamlamış ikili, bu kez tüm aileyi evlerine davet etmişlerdi. tüm ailesi ve baekhyun'un ailesi gibi gördüğü sehun ile kyungsoo, ellerinde hediyelerle gelmişlerdi davete.
hepsi, chanyeol ve baekhyun'un birlikteliklerinin daimi olmasını diliyordu.
herkes geldiğinde ve bahçede kurulan büyük ve uzun masaya yerleştiklerinde, seo-yun ve do-yun'un etrafta koştururken kahkaha sesleri eşliğinde, yüzlerinde oluşan gülümseme ile sohbet ediyorlardı.baekhyun, oturduğu köşeden, herkesi yüzünde tarifi imkan olmayan bir gülümseme ile izlerken hemen yanıbaşında oturan chanyeol, jongin ve junmyeon'un babasının sehun ile golf anılarını dinlerken elini baekhyun'un beline sardı; bu chanyeol'un dilinde, yanında olduğunu ispat etme biçimiydi.
aklından geçen tüm hüzün bulutlarını dağıt sevgilim, güneşi kıskandıran gülüşün açtırsın yüzündeki çiçekleri. ruhumu saran güzel kokun biraz bile eksilmesin etrafımdan.baekhyun, başını chanyeol'e çevirerek gülümsedi. chanyeol o anda ona bakmıyor olsa dahi, baekhyun'un gülümsediğini bildiğinden, gamzesini ortaya çıkardı hâlâ dayısını dinliyorken.
"baekhyun, oğlum bir bakar mısın"
chanyeol'un annesi young-mi, baekhyun'a seslendiğinde baekhyun oturduğu sandalyeden kalkarak mutfağın bahçeye açılan kapısına ilerledi.
young-mi onu mutfak masasındaki sandalyeye oturttuğunda, kötü bir şey duymaktan endişe ederek bekledi baekhyun."güzel oğlum benim, neredeyse bir yıl olacak seni tanıyalı, sen hayatımıza gireli. biz sung-jin ile konuştuk ve sana bir doğum günü hediyesi vermek istedik. ama beklediğimizden geç geldi."
baekhyun gülümseyerek kadının elini tuttu,
"ne diye zahmet ettiniz. varlığınız benim için en büyük hediye zaten, gösterdiğiniz sevgiden büyük hediye mi olur"young-mi, baekhyun'un elini sıkıca tuttu ve dudaklarına götürerek küçük bir öpücük bıraktı.
"yavrum benim... o nasıl söz. chanyeol neyse, sen de bizim için öylesin."ayaklandığında, baekhyun da onunla birlikte ayaklandı. ön kapıya geldiklerinde young-mi kapıyı açtı ve kapıdaki kırmızı, baekhyun'un aylar önce araba galerisinde beğendiği arabanın birebir aynısı, karşısındaydı.
sung-jin arabadan inerek anahtarı baekhyun'a uzattı,"tekrar doğum günün kutlu olsun oğlum"
baekhyun, dolan gözleri ile önce sung-jin'e ve uzun uzun young-mi'ye sarıldı.
"böyle güzel büyüyüp yetiştiğin için, bize senin ailen olma şansı verdiğin için teşekkür ederiz oğlum."
young-mi, baekhyun gibi dolu dolu olan gözlerini kaçırma gereği duymadan gülümseyerek baekhyun'a teşekkürünü ettiğinde baekhyun ellerini tuttuğu kadının karşısında başını eğdi, gözlerindeki yaşlar özgürlüklerini ilan ettiğinde gülümseyerek baktı her ikisine de.
"teşekkür ederim anne, teşekkür ederim baba. bana neler verdiğinizi asla anlatamasam da... teşekkür ederim"
sung-jin ve young-mi baekhyun'a sıkıca sarıldılar tekrar.
sung-jin, baekhyun'un alnından öpüp geri çekildiğinde, young-mi de usulca sildi karşısındaki çocuğun göz yaşlarını.
üçü de gülümseyip bahçeye dönmek için hareket ettiklerinde chanyeol'un, kollarını bağlamış yaşlı gözlerle onları izlediğini gördüklerinde hepsi kahkaha attı.
baekhyun, chanyeol'un yanına hızla varıp beline sarıldığında chanyeol de öptü saçlarını doyasıya.annesi ve babası bahçeye çıktığında, chanyeol baekhyun'u omuzlarından tutup biraz uzaklaştırdı. fısıldayarak sordu sevgilisine,
"sen anneme anne, babama baba mı dedin az önce"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
traveler | chanbaek
Fanfiction[TAMAMLANDI] instagram vloggerı baekhyun ve reklam şirketi yöneticisi chanyeol'un hikayesi 🌈 yan çiftler; hunho ve kaisoo