Çerezlik ve ilk yazdığım bir fic bunu göz önünde bulunduran okuyun lütfen ;)
İyi okumalar🖤
___
Sabah gene alarmın sesiyle uyandım. Kendimi tekrardan sıcak yatağıma atmadan odadan çıktım. Burnuma çok güzel kokular gelmeye başlamıştı. Yüzümde gülümse ile annemin yanına mutfağa girdim."Günaydın"
diyip annemin yanağına bir öpücük kondurdum.
" Günaydın yavrum, hadi masaya geç geliyorum bende" dedi annem.
Hızlı adımlarla masaya gittim. Oturmadan kardeşimi öpüp babama da günaydın dedim. Babamla hafiften aramız bozuktu çünkü iş arayışına girmiştim ve o benim çalışmamamı, o evde yokken annemlere sahip çıkmamı istiyordu. Ama onun karşımda göz torbaları çıkmış çökmüş bir şekilde görmüş iken evde öylece oturamazdım.
Küçük bir dükkanımız vardı. Babam orda kendi yaptığı mumları oda kokularını ve bunun gibi şeyleri satıyordu. İşler ilk zamanlar çok güzel ilerledi fakat bir kadının babamın yaptığı kokulardan birine alerjisi olmasıyla sona erdi. Kadın babamı suçladı ve buralar da sözü geçen biri olduğu için -yani kısaca zengin- elinden geleni yapıp dükkanı kapattırdı.
Babam bu durumdan sonra ne yaparsa yapsın borçlarını ödeyemedi. Gece gündüz ne iş varsa hepsine gitti , uyumadı çalıştı , yemedi içmedi gene çalıştı. Bir süre sonra bu olay canımı sıkmaya başladı ve iş arayışına girdim. Tabi babam bundan hoşnut değildi.
2 gündür iş arıyordum garsonluk, temizlikçi, köpek bakıcısı ne varsa başvurdum, ama hiç birinden bir dönüş alamadım. Bugün gene bir kaç yere uğrayacaktım ama ümidimi yavaş yavaş kesmeye başladım.
Kahvaltımı hızlı hızlı yapıp, koşar adım odaya gittim. Annemlerin arkamdan bana ne olduğunu anlamayan bakışlar attıklarını biliyordum ama ne kadar hızlı o kadar çok işdi.
Dolabımdan üstüme kısa kollu beyaz bi tişört, altıma da dar kot pantolonumu giyip kapıya gittim. Annemlere
" ben çıkıyorum, geç gelebilirim jiminlere gidicem bugün"
deyip birşey demelerini beklemeden çıktım. Yorucu bir gün daha beni bekliyordu.__
Bugünüm de hüsranla sonuçlandı. 3 tane iş yerinde gittim ama 2 si çok küçük olduğumu söyledi ki 21 yaşındayım. Diğerinde de ben kaçtım. Çünkü iş yerinin patronu bana çok pis bir şekilde bakıyordu ve bu hoşuma gitmedi.
Şimdi de jiminin kapısının önünde onu bekliyordum. Telefonumun bildirim sesini duyduğum gibi cebimden çıkardım. Yazan jimin'di
"5 dakikaya ordayım"
yazmıştı. Geldiği zaman onu bir güzel pataklamalıydım çünkü yaklaşık 20 dakikadır kapının önünde onun şirketten çıkıp eve gelmesini bekliyordum. Ama bugünlük onu es geçiçektim çünkü kolumu kaldırmaya halim yoktu.
"Guukie!"
diye arkamdan tanıdık bir ses duydum. Arkama baktığımda jiminin bana doğru koştuğunu gördüm. Şuan ne yapmam gerektiğini bildiğim için kollarımı iki yana açtım ve bana sarılmasına izin verdim.
" Özür dilerim beklettiğim için" dedi.
"Bunu bugünlük görmezden gelicem" diyip yan bir sırıtışla ondan ayrıldım.
Jimin bir mühendislik şirketinde sekreterlik yapıyordu. Bu işe kendi becerileriyle girdiğini sakın sanmayın çünkü torpille bir şekilde girdi. Tabi birde platonik olduğu patronu vardı. Ağzından düşürmediği her saniye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prince of darkness -taekook-
Hayran KurguKaranlıklar prensi, evine gelen bakıcının onun içinde ki ışığı ortaya çıkarıcağından habersizdi.