Mavi saçlı çocuk, babasından izin aldıktan sonra hemen ikiziyle beraber olan odalarına koşup hazırlanmaya başladı. Mutluydu, belki de ilk defa bu kadar mutlu olduğunu hissediyordu. İlk defa biriyle buluştuğu bu kadar hevesli ve heyecanlıydı. Kalbi sımsıcaktı, yüzündeki kare gülümsemesiyle dolabını karıştırıyor, ne giyeceğine karar vermek için kıyafetlerinde göz gezdiriyordu.Taehyung, genelde çok sosyal biri değildi, okuldan eve evden okula gidip gelirken, dışarı nadir çıkardı. Evde vakit geçirmeyi daha çok seviyordu ikizinin aksine. İkizi Victor yine evde olmadığı için ona haber vermeye gerek duymadı.
Sonunda seçtiği, açık kahverengi bol gömlek ve altına ise siyah kumaş pantolonu giyip, yine kahverengi bir kemerle ince belini ortaya çıkardı. Mavi saçlarını özenle yapıp, yüzüne çok hafif makyaj yaptıktan sonra, kulağına inci
küpesini taktı. Son olarakta sık kullandığı gucci flora kokulu parfümünü sıkıp telefonunu alarak çıktı evden.Saat akşam sekizi gösterirken hava yavaş yavaş kararıyordu. Her zaman dinlenmek için geldiği kafeye girdi, karşıda cam yanında oturan bedeni gördüğünde kalbi ağzında atmaya başladı. 'Neden böyle hissediyorum diye sordu kendi kendine. Daha onu ilk görüşüydü, üstelik ikizi Jungkook'la bir şeyler yaşamıştı.
Masada oturan Jungkook, tamamen siyah giyinmişken oldukça yakışıklıydı. Sol parmaklarını yüzükle süslemiş, dışarıyı izlerken gözü önüne gelen saçlarını yüzüklü eliyle arkaya attı.
"Çok yakışıklı" dedi Taehyung hala yerinde durmuş Jungkook'u izlerken. Hemen sonra Jungkook onu fark ettiğinde yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle ayağa kalkıp baktı mavi saçlı çocuğa baktı. Taehyung bir an afallayıp gözlerini kırpıştırdı. Hemen kendini toparlayıp masaya doğru ilerlerken hala kalbi ağzında atıyordu. Jungkook ise onun bu şaşkın haline gülümsedi.
"Merhaba, hoş geldin Taehyung"
"Hoş buldum hyung"
Jungkook eliyle oturmasını işaret ettiğinde ikili oturdu. O an oluşan sessizlik ve Taehyung'un utanıp sürekli masaya bakması, Jungkook'a tatlı gelmişti.
"Bir şeyler içelim mi" sessizliği bozan Jungkook, sorduğu soru karşısında mavi saçlı çocuktan olumlu cevap aldı.
"Olur"
"Tamam, kahve içelim mi?"
"Şey ben kahve sevmiyorum, ama vişne suyu olabilir"
Jungkook gülümseyip başını salladı. "Tamam sana vişne suyu" dedikten sonra biraz düşünür gibi yaptı "Bende kahve içeceğim"
Taehyung rahat olmadığı için sürekli gözlerini kaçıyor ve telefona bakıyordu. Eve geç kalmaktan oldukça korkuyordu.
"Geldiğin için teşekkür ederim Taehyung, çok kötü bir gün geçiriyorum" Jungkook yüzüne yerleştirdiği üzgün ifadeyle konuştu.
"Önemli değil, seni kötü görünce yalnız bırakmak istemedim hyung"
İçecekleri getiren garson masaya bıraktıktan sonra, Taehyung hemen yudumladı vişne suyunu, şimdiden boğazının kurduğunu hissediyordu. Çok gergin aynı zamanda da heyecanlıydı.
Jungkook çocuğun bu kadar utangaç olmasını beklemiyordu. 'Kesinlikle ikiziyle alakası yok' dedi kendi kendine.
"Biraz sakin ol Taehyung, çok gerginsin"
"İyiyim ben" dedi Taehyung tatlı bir şekilde gülümserken. Jungkook'a iyi olduğunu göstermek için sandalyeye yaslanıp gülümsemeye devam etti. "Baban neden evden kovdu ki seni"
Jungkook bir süre düşündü. Elbette ne diyeceğini bilmiyordu. Karşısındaki çocuk saf olduğunu için biraz rahattı. Her ne dese inanıyor ve kocaman gözlerle Jungkook'a bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Boys | taekookv
FanfictionArsız kırmızı kafa ve onun tam aksi utangaç mavi kafa, kesinlikle Jungkook'un en sevdiği.