Bölüm 3

353 185 674
                                    

İyi okumalar dilerim. Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen:)

SAVAŞ

-İstediğin oldu mu!?

"Ünlü Serdar Safiroğlu'un şirketi Safiroğlu Holding battı."

Evet olmuştu. Tam olarak istediğim gibi olmuştu. Büyük İmparatorluğa sahip olan Sefiroğlu Holding batmıştı. Haber oldukça inandırıcı duruyordu. Bizim elimizden çıkmadığı belliydi. Zaten toplantı odasında da bu konu konuşulduğu için diğer çalışanlara da haberin gittiğini düşünüyordum. Ve onların arasında Orhan Çetiner'in adamları olduğunu düşünürsek , tabi ki de bu haber yayınlanmadan, ona çoktan gitmişti.

Bu benim değil, onun istediğiydi. Yıllardan beri Sefiroğlu Holdingine sahip olmak istedi. Bunun içinde her yolu denedi. Abimin olduğu zamanlarda baya yükselişe geçti. Büyük yatarımlar yaptı. Bazı şirketleri himayesi altına aldı. Gücüne güç kattı. İşte asıl her şey burada başladı.

Abim bir anda olan yükselişin peşine düştü. Bana bıraktığı dosyaların çoğunda Çetiner Holdingin yaptığı işler, miktarlar, anlaşmaları vardı. Bunları nasıl elde etti bilmiyorum ama sanırım oda Orhan Çetiner'in yanına adam sokmuştu.

Orhan Çetiner İmparatorluğunu büyütmek için bizim peşimize düştü. Abimin ölümünden sonrada işini kolaylaştırmak için elinden geleni yaptı. Benim bardağımı taşıran son damla ise, abim hakkında çıkan yalan haberler olmuştu. 6 ay boyunca abimin Orhan Çetiner hakkında bir şey bulduğuna ve bu bulduğunun onun sonu olabileceği, aklımı yiyip durmuştu.

Abim bir şeylerin peşinde olduğunu anlamıştım. Bir gerçeği ortaya çıkarmaya çalışırcasına uğraşmıştı. Bunu bana bıraktığı kasada ki her dosyada hissetmiştim. Peşinde olduğu şeyi bulamamıştım. Ama neyin peşinde işe onu bulduğuna emindim. Orhan Çetiner'i yok edebilecek şeyi bulmuştu. Yada ortaya çıkabilecek gerçeği.

Babama çok kez sormuştum. Yıllardan beri bu piyasa da olup, onu tanıdığını, ne gibi işler yaptığını sorup durmuştum. Ama o her seferinde bana Orhan' ı pek tanımadığını, normal işler yaptığını söylerdi. Bu cevap hiç bir zaman beni tatmin edip, inandırıcı gelmemişti. Oysa abim demişti. "Bu savaşta yalnızsın" çok doğruydu. Ben abimin dediğini onsuz yaşadığım her an hissetmiştim.

Ve sonra bu yolda tek yürümeyi seçtim.

Babama sormayı, ondan yardım almayı bıraktım. İş harici, bu konuya hakim olduğum söylenemezdi. Benim hakim olduğum konu Orhan Çetiner'i bitirmekti. Abimin yapmak istediği ve yapamadığı şeyi benim yapmam gerekiyordu. O bu dosyaları bana bıraktıysa, bir amacı vardı. Ve ben bu amacı bulup, abimin istediğini yapacaktım.

O bana güveniyordu. Hep güvenmişti. Giderken bana bıraktığı masal kitabının arasındaki mektubun peşine düşeceğimi biliyordu. Ufaklığımdan beri meraklı bir kişiliğe sahip olmuşumdur. Aksiyonu macerayı sevmiştim. Onun için gizlemli filimler daha çok hoşuma giderdi. Ama şimdi o filimin içindeydim. Ve tektim. Eskiden filmleri abimle çözerdim. Tahmin yürütürdüm. Fakat şimdi tek başıma, yalnız bir labirentin ortasındaydım. Nereye gidersem gideyim aynı yöne çıkıyordum.

Odanın içinde telefonumun melodisi çalmaya başladığında arayanın Sevgi olduğunu gördüm.

"Efendim?" sesim yorgun çıkmıştı. Zaten akşam da olmuştu. Ve ben saatlerdir bu odada durup düşünüyordum.

"Neredesin sen ? Sabahtan beri seni arıyorum. Neden telefonlarıma cevap vermiyorsun.?" dedi. Sesi endişeli geliyordu. O an hata yaptığımı fark ettim. Hamileydi. Ve olan şeylerden etkilenmesi normaldi. Ben ise telefonları açmayarak onu endişelendirmiştim. Sakin sesimle onu sakinleştirmeye çalıştım." Tamam sakin ol Sevgi. İyiyim ben, sana gelme mi ister misin.?" dedim oturduğum yerden kalkarak.

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin