Bölüm 11

79 63 63
                                    

Öncelikle Merhaba arkadaşlar

Sizlere güzel bir bölüm olması dileği ile iyi okumlar diliyorum.🌸

Ama başlamadan önce oy vermeyi unutmazsanız sevinirim. Tekrardan iyi okumalaar.

🌕

Yanma ki beni yakmayı öğrenebilesin..

Cenaze evinden ayrıldığımızda herkes evlere dağılmıştı. Bizde Akın ile şuan evin bahçesine giriş yapmış bulunmaktaydık. Arabayı kapının önünde durdurduğunda hiç bir şey demeden. Onunla göz teması kurmadan arabadan inerek evin kapısına vurdum. Tuğçe bir süre sonra kapıyı açtığında Akın'ı arkamda hissetmiştim. Ona dönmeyerek içeri girdim ve üst kata çıktım. Şuan onunla konuşmaya halim yoktu. Bir an önce odama geçip duş almak istiyordum. Çünkü kendimin kan koktuğumu hissediyordum.

Bu koku yol boyunca beni sarmalamıştı. Bir balon gibi beni içine çekmişti. Cenaze evinde gördüklerim, duyduklarım beni tekrardan altüst etmişti. Hiç bir zaman düzelmeyen ruhum bir kez daha bin bir parçaya bölünmüştü. O cenaze evi o kadar tanıdıktı ki bana, aylar önce benim vaveylalarımla çınlayan ev, bu gün bir başkasına, benim yüzümden olmuştu.

Dönüştüğüm kişilik gün geçtikçe beni korkutuyordu. Bu gün o ağlayan aileye demek istediğim "Başınız sağ olsun." değildi. Bu gün onlara demek istediğim.

"Bir başkaları için yaptığım fedakarlıklar için özür dilerim."

Çok özür dilerim. Çok özür dilerim. Çok özür dilerim.

Bunu yapmak istememiştim. Bunun bedelini size ödetmek istememiştim. Ama biliyordum, bunu yapmak zorundaydım. Bunun olacağını biliyordum, bunu ön görerek yapmıştım. Eğer ben yapmasaydım her şey daha farklı olacaktı. Yaptığımı doğru bulmuyorum hele bu gün o kız çocuğun gözlerinde gördüğüm anne acısı, anne öksüzlüğü benim yaptıklarımı hiç doğrulamıyordu.

Ben biliyordum ki bu gün o kız çocuğu büyümüştü. Çünkü büyümek zorunda kalmıştı. Ben ona bunu sağlamıştım. Çünkü annesi artık yoktu. Annesi olmayan bir evlat, nefes alabilir miydi.? Ona ilk nefesi veren kişi olmayınca yaşamanın değerini fark edebilir miydi. ?Bu gün bana sarfettiği tek bir kelime ile her şeyi anlatmıştı.

Oturduğumuz koltuktan boş gözlerle etrafa bakarken yaşlı gözlerle bana bakan kadınlara başımı eğmiştim. Bazıları bana minnet duyan bakışlarla bakıyordu ve bu beni daha çok yerin dibine çekiyordu. Ben koltuğun ortasında Akın yanımda ve diğer arkadaşlarda sandalyelere geçmişti. Salonda bir kız çocuğu beliri verdiğinde elinde tuttuğu bebeği ile ananesine doğru yürüdü.

Bu Handan'ın kızıydı.

Kendisi anneannesini sarılmış ve tek bacağına oturmuştu. O an yaşlı kadın, kızının evladını görmesiyle daha şiddetli ağlamaya başladı. Küçük kız saçlarını düzelterek bize doğru baktı. Ona yabancı gelmiş olmalıyız ki bizi tanımaya çalışan bakışlarla bizi inceliyordu.

"Anane saçları bana benzeyen kız kim.?" dediğinde bakışlar bana döndü. O gizli saklı ananesinin kulağına söylemeye çalıştığı soruyu, herkes duymuştu. Onun bana tabir ettiği benzetme tebessüm etmemi sağladı.

"Kızım o annenin patronuydu." dedi yaşlı kadın ,küçük kızın saçını okşarken. Onunda saçları sarışındı ama altın sarısı saçları benimkinden daha güzeldi. Kız ayağa kalkarak bana doğru yürümeye başladı. O an ne yapacağımı bilemedim. Bunu beklemiyordum. O kıza diyebilecek bir sözüm yoktu.

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin