Bölüm 10

91 64 28
                                    

Merhabalar bu bölümü yazarken Türkiye olarak çok büyük bir deprem yaşadık. Hala etkisindeyim ve izlediğim, gördüklerim beni daha kötü yapıyor.  İlk defa ısındığım için utandım. İlk defa uyuyabildiğim için utandım. Günlerdir ne uykular uyku oldu. Nede yaşamak yaşam. Telefonu elime almak dahi istemiyorum. Bir sabah kalktım ve her şeyin yerle bir olduğuna şahit oldum. Tek bir gecede Bunu bizzat yaşayanlara güç ve kuvvet diliyorum. Bizler televizyonda, telefonlarda görüp o hüzünü içimizde yaşıyorsak buna şahit olup o durumda olan insanları düşünemiyorum. 

O beton yığınların içinden minicik bedenler çıkıyor. Bazıları masumca bakıyor olaya ne durum yaşadıkalrının farkında bile değiller. Bir Çocuk Gelişimci olarak söylüyorum. Bu yaşananlar o çocuklar için çok zor. Herkes için çok zor, toplanmak çok zor.O kadar söylenecek söz varki ama yazarken bile içim burkuluyor. Dile getiremiyorum. Gerçekten Türkiye olarak çok büyük bir kayıp verdik. Bütün Türkiye'nin başı sağ olsun.

Umarım yeni bölüm biraz olsun size iyi gelir. Yazarken kafamı dağıttım sosyal medyadan biraz uzak kaldım.Sizede iyi gelir Umarım iyi okumalar dilerim 🌸

Oy ve yorum yapmayı unutmayalım arkadaşlar lütfen ❣️

"Zaten hiç bir şey eskisi gibi değil."

Neyin eskisi gibi olmasını bekliyordu.? Yada ne eskisi gibiydi.?

Ben eski ben değildim. Benim hayatım eskisi gibi değildi. Benim hayatımda eksilenler, vardı. Yok olanlar, kayıplar, acılar, güvensizlikler, yalanlar, kan, ve en önemlisi sırlar vardı. 

Bakışlarımı Akın'dan çektikten sonra önümüzdeki korumalara baktığımda benim korumalarımdan Yavuz buradaydı. Ve diğer kişi ise Akın'dan aşına olduğum bir yüzdü. İkisi de hastane kapısının iki pervazında durmuş bizi bekliyordu. Buradan bakılınca sanki bizi temsil ediyormuş gibiydi. Gerçekten bu durum beni güldürmüştü.

"Ne oldu.?"

"Aklıma bir fikir geldi. Konuşalım." dediğimde başını sallamakla yetinmişti. Bizde yürümeye devam ettik. Dışarda gazetecilerin bir poz için adeta birbirlerinin üstlerine çıkışlarına artık hayret etmiyordum. Bu bizim hayatımızda ana taş olmuştu.

Nereye gidersen git, ne yapmaya karar verirsen ver, onlar her zaman oradaydı. Bazen sen yapmadan onlara senin adına çoktan yapmış oluyordu. Mesela bu durumda biz bir poz vererek gündeme gelmeyi düşünüyorduk. Ve böylece bir kaç kez sevgili rolü yapacaktık. Fakat taşlar benim açımdan değiştirilip, onlara haberi çoktan uçurarak dengeyi bozmuştum. Fakat bu durumun benimle bir ilgisi yoktu.

"Keşke gözlük getirmeyi düşünseydin. Flaşlar gözümü alacak." dediğimde hastane kapısı iki yana açılmıştı ve bütün haberciler üstümüze çullanmaya çalışmıştı. Fakat Akın'ın korumaları ve benim korularım tarafından engelleniyorlardı. Yavuz benim yanıma geçerek beni koruma çemberine aldığında Akın ceketinin cebinden çıkardığı gözlüğü bana uzattı. İlk uzattığı gözlüğe ve daha sonra ona baktım.

"Demek söylemesek aklına gelmeyecek." dedim elindekini alıp gözlüğü taktığımda. Biz büyük bir güçle arabaya doğru gitmeye çalışırken etrafta sorulan sorulara kulak veriyordum.

"Akın Bey gerçekten evleniyor musunuz.?"

"Erva Hanım hamile olduğunuz doğru mu.?"

"Şirketler arası bir ortalık olduğu haberi geldi kulağımıza, Akın Bey Erva Hanım'a yardım etmek için mi ortaklığı kabul ettiniz.?"

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin