Otuz beş dakika boyunca aralıksız ders anlatan Bay Bang'ı dinliyordum. Şu an önümde oturan Jisung ile konuşmaya çalışsam Bay Bang beni anında fark ederdi, bunu biliyordum. Bu sarı saçlı, kısa boylu ancak yapılı adam gereğinden fazla dikkatli birisiydi. Sınavları ve ödevleri en ince ayrıntısına kadar kontrol eder, ödevlerini titizlikle yapmanızı sağlardı.
"Bugünlük bu kadar yeter,"
Şükürler olsun!
"Ödevlerinizi tamamlayıp yarın teslim edin, geç gelen ödevi kabul etmem." dedi ve eşyalarını toplamaya başladı.
Tamam, şimdi sınıftan birisinin ödevini alıp yarım kalmış ödevimi tamamlamam gerekiyordu. Şansımı önde oturan kızların birinden yana kullanmak istiyorum. Beni reddedeceklerini düşünmüyorum.
"Yuna!" en önde oturan kıza seslendim. "Yanına gelebilir miyim?"
Genç kız kafasını test kitabından kaldırarak bana dik dik baktı, ardından başını sağa sola doğru salladı. Gözlerini de devirmeyi unutmadı tabii.
Teşekkürler Yuna!
***
"Hyung lütfen!" 8. kez aynı cümleyi kurmama rağmen biricik hyung'um inatla bana yardım etmek istemiyordu. "Eğer bana yardım edersen senden bir yıl boyunca hiçbir şey istemem."
"Hayır Felix."
"Anne şu oğluna bir şey söyle!" dedim tekli koltukta oturan anneme doğru.
"Evet Minho, Felix'e biraz yardım et." dedi sevgili anneciğim odak noktası olan televizyondan gözlerini ayırmadan.
Annemin sözleri üzerine tavşana benzeyen adam, "Tamam, ödevin nerede hani?" dedi ve bakışlarını bana yönlendirerek gülümsedi.
"Çantamda?" Verdiğim cevabın ardından genç adam, oturduğu yerden kalkarak elimi tuttu ve beni bir anda sürüklemeye başladı. Odama doğru gidiyorduk. Yani odama gittiğimizi umuyorum.
İçimden bir ses ödev yapmayacağımızı ve benim dayak yiyeceğimi söylüyordu. Aslında dayak yeme düşüncesi fena değildi. Belki Bay Bang'a kendimi acındırır, son teslim tarihini uzattırırdım.
Odamın kapısına geldiğimizde beni içeri doğru ittirdi ve arkamdan kendi de odaya girip kapıyı kapattı. En korkunç gülümsemelerinden birini bana sunarak üzerimde doğru yürümeye başladı. Birkaç adım attı ve tam önümde durdu. "Yarın matematik öğretmenin okula gelmeyecek."
"Ne?"
"Ödevini yine de yapacaksın ama benimle değil. Alt katımızda oturan komşumuz sana yardım edecek."
"Niye?"
Sorularımı görmezden gelen mor saçlı abim tekrardan ama bu sefer pek de masum olmayan bir şekilde gülümseyerek çantamın yanına doğru ilerledi ve ağzı açık olan çantamdan tek seferde matematik ödevimi çıkardı. Doğru ödevi mi çıkardım diye de kağıda baktı. Doğru ödevi çıkardığını anladıktan sonra masamın üstünde duran kalemliğimi de aldı. Ödevimi ve kalemliğimi koltuğunun altına sıkıştırarak yanıma yaklaştı ve bu sefer de yakamdan tutarak beni odanın dışına sürüklemeye başladı.
Bir yandan beni sürüklüyor bir yandan da bana bir şeyler söylüyordu. "İsmi Hyunjin, matematik öğretmenliği okuyor. 'Neden sorularımı sen çözmüyorsun?' diyeceksen; bir günlüğüne bir yere gideceğim. Şimdi valizimi hazırlamam lazım, sana ayıracak vaktim olmadığı anlamına geliyor bu da." dedi. Bu sırada çoktan dış kapıya gelmiştik. Dışarı adım attım ve kapının önünde durdum. Sevgili Minho hyung'um bana "İyi şanslar!" dedi ve kapıyı suratıma çarptı.
İç çekerek merdivene doğru ilerledim ve bir alt kata indim. Minho hyung'un dediği doğruysa merdivenlerin yanındaki daire bahsettiği kişiye, bizim alt komşumuza, aitti. Bir süre kapıya bakarak ne yapmam gerektiğini düşündüm. Yapacak bir şeyim olmadığını anlayınca da kapının önünde durdum ve zile bastım.
Bir müddet kapının açılmasını bekledim ama açılmadı. Bunun üzerine tekrar zile basacaktım ki gülümseyen yüzüyle kahverengi saçlı ve uzun boylu birisi kapıyı açtı. Yanlış yere geldim sanırım.
"Merhaba Felix, Minho az önce mesaj attı. Matematikten birkaç sorun varmış sanırım."
Konuşmayı başlatan kişi o olunca rahatlamıştım. "Evet, umarım rahatsız etmiyorumdur sizi."
"Hayır, etmiyorsun ama şu an evimde misafirlerim var. Bu yüzden en fazla iki soruna bakabilirim."
"Anladım." dedim ve elimdeki kağıtları incelemeye başladım. Zaten çözülmemiş bir sürü soru olduğundan bir tanesini seçtim ve Hyunjin hyung'a soruyu elimle işaret ettikten sonra kağıdı ona verdim. O soruyu incelerken ben de onu incelemeye başladım. Şunu söylemeliyim ki matematik bölümü okuyan bir öğrenciye benzemiyordu.
Çoğu matematik öğretmeninin yaptığı gibi soruyu dışından okumaya başladı. Soruyu okurken bir anda nefesini dışarı verdi ve elinde tuttuğu ödevimi resmen kafama fırlattı. Daha sonra bir şey demeden aynı Minho hyung gibi kapıyı suratıma çarptı.
Ne?
**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
homework // hyunlix ✓
FanfictionFelix ödevini eksiksiz bir şekilde teslim etmeliydi.