hyunjin bu gece bizde kalsın

214 25 1
                                    

Minho hyung, içinde DVD'lerin bulunduğu kutuyu kucağına aldıktan sonra, "Yoldan geçen insanları izlesem daha çok eğlenirdim." dedi ve arkasını dönerek salondan ayrıldı.

Kurtulduk beyefendiden.

Hyunjin, sevgili hyung'umun bulunduğu ortamı terk etmesinin ardından zorla oturtulduğu tekli koltuktan kalkarak yanıma geldi. "İlk defa Minho'ya katılıyorum."

"Ben beğendim filmi."

"Fikrini sormadım." Hyunjin, verdiği cevaptan sonra dümdüz duran bacaklarını üst üste atıp saçlarını düzeltti.

Buna benzer başka bir cevap daha alırsam Hyunjin'i kapı dışarı edip hayatımdan sileceğim.

Hyunjin'den gelen cevapla birlikte nefesimi sinirle dışarı verdim ve salondaki eşyaları incelemeye başladım.

Hyunjin, verdiğim tepkiden dolayı bana baktı ve hemen ardından sol elini saçlarımın arasına daldırdı. "Öfkelenme." dedi kaküllerimi parmaklarının arasına dolarken. "Eğer öfkelenirsen nabzın hızlanır, göz bebeklerin büyür, tansiyonun yükselir ve en önemlisi de yaşlanırsın."

Ne demek yaşlanırım?

Hyunjin'in verdiği yanlış bilgiye karşın yüzümü buruşturarak, "Sinirlenince yaşlanmazsın ki! Uydurma." cevabını verdim.

Bizde yanlış ve yalana yer yok.

Kahverengi saçlı sözlerimin ardından yaslandığı yerden ayrıldı ve sırtını dikleştirdi. "Yaşlanırsın derken şunu demek istedim," Saçlarımın arasındaki parmaklarını çekti. "Şimdi sinirlenince kaşlarını çatıyorsun," Elini, soru sorarcasına salladı. "Kaşlarını çatarsan ne olur?"

Heyecanla benden bir cevap bekleyen gence, "Ne olur?" dedim ve sorusuna başka bir soruyla cevap vermiş oldum.

Soruma cevap vermeden önce sağ elinin işaret parmağıyla omzumu dürttü. "Yüzündeki kaslarını çalıştırmış olursun. Peki, yüzündeki kaslarını çalıştırırsan ne olur?"

"Ne olur?"

"Yüzündeki kasların çalışırsa cildin kötüleşir."

"Yüzüm sürekli aynı kalamayacağı için kaşlarımı çatmamın bir mahzuru yok." cevabını verdikten sonra baş ve orta parmağımla şakaklarımı ovuşturdum çünkü başım biraz ağrımaya başladı.

"Ne yapacağına kendin karar verirsin. Ben baştan uyarımı yaptım." dedi Hyunjin ve sırtını kanepeye yaslanıp kollarını birbirine kavuşturdu. "Boş konuşmalarımla başını ağrıttım sanırım." Genç adam, şakaklarımı ovuşturmamın ardından bu tarz bir cümle kurdu.

Hyunjin'in kurmuş olduğu tahmin cümlesine cevap vermeden önce kibarca gülümsedim. "Seninle konuşmayı ve vakit geçirmeyi seviyorum. Konuşurken takındığın yüz ifadelerini, düzgün bir şekilde oturamayıp sürekli hareket etmeni-"

Hyunjin, ilginç bir el hareketiyle beni susturdu. "Sus anladım, bana çok aşıksın. Konuşmanın devamını dinlemeden olayı çözdüm."

Hyunjin'in konuşmamı bölmesiyle, oturduğum yerden kalkarak çaprazımda duran tekli koltuğa ilerledim ki orada duran yastığı alabileyim. Yastığı aldıktan sonra, oturduğu yerden ne yaptığımı anlamaya çalışan kahverengi saçlı gence doğru adımladım ve elimdeki yastıkla ona saldırmaya başladım.

Ansızın yastık darbeleri alan savunmasız genç adam, bağırmaya ve benden kaçınmaya başladı.

"Neden kaçıyorsun?" diye sordum karşımdaki düşmanıma. "Neden kaçıyorsun!"

homework // hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin