bozulan kalp ritmi

316 37 15
                                    

Bir anda odama giren Hyunjin ile günün ikinci bakışmasını gerçekleştiriyorduk. Ben yatağımın kenarında oturuyordum, o da ayakta duruyordu.

Kıyafetlerini beğendim, özellikle de giyinmiş olduğu o deri pantolonunu.

Bir öncekinin aksine, göz temasımızı bu sefer Hyunjin bozarak odamın kapısına doğru ilerdi ve kahverengi tahta kapıyı kapattı.

Kapıya sırtını yasladı ve "Merhaba." dedi.

"Merhaba."

Cevabımı duyduktan sonra yaslandığı kapıdan ayrılarak yanıma geldi ve tam dibime oturdu. Bacak bacak üstüne attıktan sonra da odamı incelemeye başladı.

Oturma yanıma, bugün Jisung ve Seungmin ile konuştuğum konu üzerine ayrıntılı düşünmedim daha! Gerçi çoktan oturdun ama...

Hazır değilim, evine git!

Yahu bir şey diyeceğim, Bay Bang yarın okula gelmese keşke. Ayrıca Jisung da ceketimi versin. Bay Bang ve abim nasıl tanıştı, bir türlü öğrenemedim. Ben Hyunjin'den mi hoşlanıyorum şimdi? Yok, hoşlanmıyorum bence.

Ben saçma sapan şeyler düşünmekle uğraşırken bir anda ensemde bir sıcaklık hissedince irkildim.

Ne oluyor be?

"Felix, çok güzel kokuyorsun." Hyunjin, tam dibimdeyken yumuşak bir ses tonunda konuştuktan sonra saçlarımı kokladığı yetmiyormuş gibi bir de ellerini belime dolayarak bana sarıldı.

Kurmuş olduğu cümleyle kalbimde tarifi olmayan, tatlı bir sızı hissettim. Sadece güzel koktuğumu söyledi, neden bu kadar mutlu oldum anlayamıyorum. İlk defa duyduğum bir şey değil. Jisung da arada sırada söyler.

Dediklerine kafa sallamakla yetindim. Kaskatı kesilmiş, Hyunjin'in hareketlerini anlamlandırmaya çalışıyordum. Neden şu anda bana sarılıyor? Ve neden ben hiçbir tepki veremiyorum?

Bir saniye... Yoksa... Yok, yok... İmkanı yok. Hayır. Ama o zaman niye? Olabilir belki. Umarım öyledir!

Hyunjin, bir köpek edasıyla beni koklayıp duruyordu. Çok garip hissediyorum, yanlış bir harekette bulunmak istemiyorum.

Bir müddet böyle kaldıktan sonra, evdeki ikinci köpek Hyunjin bir anda geri çekilerek oturduğu yerden kalktı ve sağ elinin içini alnına bastırdı.

"Ö-özür dilerim!" dedi telaşla ve ardından ekledi, "Böyle yapmamalıydım..."

"..."

Herhangi bir şey demediğimi gören Hyunjin, "Tekrardan özür dilerim, ben en iyisi eve gideyim." dedi ve arkasını dönerek kapıya doğru ilerledi.

"Dur!" diye bağırdıktan sonra bir anda yatağımdan fırladım ve dışarı çıkmak üzere olan Hyunjin'i, elinden tutarak durdurdum. "Nereye gidiyorsun?" Tam gözlerinin içine bakarken alçak bir ses tonuyla sordum.

Gözleri, benden kaçınarak odamı taramaya başladı. Birkaç saniye etrafına bakındıktan sonra yutkundu ve soruma cevap verdi. "Eve gideceğim."

"Hayır, gidemezsin. Daha yeni geldin." dedim ve elini tuttuğum Hyunjin'i yatağıma yönlendirdim. O da sessizce beni takip etti ve az önce kalktığı yere geri oturarak karşısına bakmaya başladı. Ben de onun kucağında yerimi aldım.

Haha, şaka. Şimdilik böyle şeyler yapmam.

Ben de hemen yanına oturarak onu incelemeye başladım. Aslında onu incelemiş sayılamam çünkü sadece saçına, kızarmış kulaklarına ve dudaklarına baktım.

Güzel görünüyor.

Artık ona ne derece delici bakışlar attıysam çalışma masama bakmayı kesip bana döndü. Önce birleştirdiğim ellerimize, daha sonra da dudaklarıma bakıp derin bir nefes aldı.

homework // hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin