sekizinci bölüm
📍Kuzey Resia Kraliyet Sarayı"Uyandı, prensim" Beomgyu'nun başında onun için bekleyen hizmetlilerden biri Taehyun'a haber vermek için odasına gelmiş ve söyleyeceklerini bitirdikten sonra da onun komutuyla odadan ayrılmıştı.
Gri saçlı prens kendine çeki düzen verip odasından çıkmıştı, neden kendine çeki düzen verme gereği duymuştu onu bile bilmiyordu. Çıkarken kapısının önünde emirlerini bekleyen görevlilerine Beomgyu'nun odasına ikisi için yemek getirmelerini tembihledi.
Büyük sarayın içinde birkaç kat inip bir süre yürümek zorunda kalmıştı. En sonunda Beomgyu'nun kaldığı odaya gelebilmişti. Korumalar eğilerek kapıyı onun için araladı.
Oturur pozisyonda camdan dışarıyı seyreden Beomgyu ise gelen ses ile kafasını kapıya yöneltti. Gelen kişiyi görünce burukça gülümsemişti.
Ona sinirliydi çünkü kendisinin uyduğunu düşündüğü sırada Yeonjun ile olan konuşmalarına şahit olmuştu.
"Onu düelloya götüreceğinizi söylemiştiniz ama bu kadar erken olacağını söylememiştiniz. Af buyurun fakat o bizim kralımız olacak kişi ve güvenliği son derece önemli ya orada ölseydi?" demişti Yeonjun.
Taehyun da derin bir iç çekmiş ve öyle konuşmuştu "Biliyorum bu konuda hatalıyım ama ölmesine izin vermezdim zaten. Yinede onun nasıl savaştığını görmek istedim. Duygularım, o anki aklımın önüne geçti." demişti.
Ondan sonra ikisi de bir süre konuşmamıştı. Sessizliği bozan Yeonjun olmuştu "Sizin bu tür bir şey planladığınızı bilmese daha iyi çünkü size gerçekten güveniyor."
Taehyun bir şey demedi. Yeonjun odadan çıktı, Yeonjun'un çıktığını anlamıştı çünkü Taehyun bir süre daha odada kalıp Beomgyudan özürler dilemişti. Uyuduğunu düşünüyordu.
Şimdi Beomgyu uyandığında tekrar onu görmeye gelmişti. Nasıl davranmalıydı? Dün söylediği söz hâlâ geçerli miydi? 'Senin suçun yok, ben istedim ve savaştım' demişti.
Beomgyu konuşmaları bilmiyormuş gibi davranmayı tercih etti. "İyi misin?"
Taehyun'un sorusu ile omuzlarını silkti. Büyücüler sayesinde normalden hızlı iyileşiyordu. Omzundaki yarası hâlâ dursa da yüzündeki morluklar gitmişti.
"Özellikle yemek istediğin bir şey var mı? Senin için yaptırabilirim." Beomgyu onu reddetti. Onunla sesli bir iletişim kurmak istemiyordu şu an. Kendi kendini azarlasa ve bunu yapmaması gerektiğini bilse de içinden konuşmak gelmiyordu.
"Küstük mü?" Taehyun ona ardı ardına sorular sorduğu için içinden gelen hissin öneminin olmadığını anlamıştı.
"Hayır, ortada küsecek bir şey yok." Net bir cevap vermişti. Bu cevap gri prensin üzülmesine sebep olmuştu. Normalde olsa Beomgyu neşeli bir cevap verirdi.
"Yorgunsun o zaman?" Beomgyu onu kafasıyla onayladı.
Taehyun yeniden konuşacağı sırada kapı açıkmıştı ve getirilmesini istediği yemeklerle uşakları girmişti içeriye.
Yemekler ikisinin ortasına daha az önce yerleştirilen masaya dizildi. Uşaklar Taehyundan çıkma emrini alana kadar bekledi. Çıkmaları için tek bir el hareketi yetmişti.