on iki, kıyametin oğlu

474 85 49
                                    

on ikinci bölüm

Beomgyu'dan

Soobin'in bana kinayeli bir şekilde avlanma işi sizde dediğinden sonra Taehyun anında yanıma gelmiş ve bir şeyler anlatmaya başlamıştı.

Taehyunla tanıştığımdan beri git gelli davranışları bir türlü durulmamıştı, bu nedenle ona karşı nasıl bir yaklaşım gerçekleştirmeliydim bunun hakkında düşünüp duruyordum.

Ben oyuncak falan değildim, gel dediğinde gelemez ya da git dediğinde gidemezdim. İçimdeki bütün sıkıntıları atmak istercesine oflamış ve Taehyun'u arkamda bırakarak ucunu sivriltebileceğimiz ağaç dalları bakmaya başlamıştım.

"Hyung! Bensiz gitme." Kollarını birbirine bağlamış bana doğru yavaş adımlarla yaklaşan çocuğa baktım. "O halde hızlı ol! Bir an önce avlanmamız lazım." diyip tekrar yerlere bakmaya başladım.

"Neden böyle davranıyorsun?" Ne ara yanıma ulaştığını bilmediğim Taehyun'a gözlerimi devirdim. Acaba neden böyle davranıyorum bir düşün istersen aptal prens bozuntusu, diye yüzüne bağırmak istemiştim fakat elbette ki yapamamıştım.

"Nasıl davranıyorum Taehyun?" bıkkın çıkan sesimle sormuş ve sonunda istediğim tarzda bir dal bulmuştum.

"Soğuk." kısa ve net bir cevap vermişti. Arkama dönüp Soobin ve Yeonjun'a baktım. Onlardan bayağı uzaklaşmıştık. Bizi duymaları imkansızdı bu yüzden rahatça tartışabilirdik.

Aslında Taehyunla tartışmak istediğim falan yoktu ama bu aralar sebepsiz yere sinirli hissediyordum. "Soğuk falan davranmıyorum, sorunu bende aramak yerine kendine bak."

"Sorun aramıyorum hyung sadece neden böyle davrandığını merak ettim." demiş ve geniş büyük ağaca sırtını yaslamıştı.

Ona dönerek "Böyle davranıyorum çünkü beni yordun Taehyun. Sahilde aramızda bir şeyler olduğunu düşünmüştüm ama sabahına soğuk yaptın. Bundan önce yine sahilde aramızın çok iyi olduğunu düşünmüştüm ama beni orada ölümcül bir düelloya sürükleyen senmişsin! Şimdi anlamsız bir şekilde samimi davranmaya başladın." dedim. Derin bir nefes alıp konuşmamı sürdürdüm. "Akşam nerdeyse beni öpecektin! Taehyun beni Soobin hyungun önünde öpecektin. Ne yapmaya çalışıyorsun sen tanrı aşkına?"

Taehyun şaşkınca bana bakmış ve sırtını ağaçtan çekip dibimde bitmişti. Elleriyle ellerimi sarmış üzgün gözlerle yüzüme bakmıştı. Bir süre öyle durmuştu, büyük ihtimalle ne söyleyeceğini toparlıyordu.

"Hyung, inan bana bu hisler benim için çok yeni. Ben de kendimi anlamaya çalışıyordum ama anladım." diyip tuttuğu ellerimi kendine çekerken göğüslerimizin birbirine çarpmasına sebep oldu. "Ben seni kaybetmek istemiyorum."

Güldüm, cidden sesli bir şekilde güldüm. "Beni kaybetmek istemiyorsun öyle mi? O zaman dengesiz hareketlerine bir son ver."

"Çalışıyorum hyung! İnan bana senin yanında kendi kurallarımı unutuyorum bu yüzden dengesizliğim. Ben krallığımdan başka bir şey bilmezken yaşadığım bu duyguların ne olduğunu anlamıyordum ki!"

"Ne duygusu Taehyun? Ne hakkında konuşuyorsun?" Neyden bahsettiğini gayet iyi biliyordum fakat duymam lazımdı. Emin olmak için.

crown | taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin