on yedinci bölüm
📍Morgen Krallığı
Beomgyu'dan
Uzun bir süre sonra tekrar doğduğum topraklara dönmek kalbimin hüzünle burkulmasına sebep olmuştu. Hızlı bir yolculuk ardından işte burdaydık.
Saraya ayak bastığım an koca bir ordu giriş yolu boyunca sıralanmış ve eğilerek içeri girmemi beklemişti.
"Suikast ve isyan hakkındaki bilgileri toplayıp gelin." Ordunun başındaki Namra'ya emrimi söylemiş ve hızlıca krallık odasına girmiştim.
Soobin ve Yeonjun da benim arkamdan krallık odasına gelmişlerdi. Her zaman kralın oturduğu o tahta oturup ikisini de yanıma çağırmıştım.
Sağımda Soobin solumda ise Yeonjun duruyordu. İçeri teker teker vezir yardımcıları, özel araştırma ekibi ve ordu komutanları girmişti.
"Bekliyorum, anlatın."
"Prensim, dün gece vezir odasında ölü bulundu. Gerçi ölmeden önce krala mektup göndermiş. Gönderdiği mektupta dediğine göre ona saldıran kişi Kraliçenin baş büyücüsü Soora."
Şaşkınlığımı belli etmemeye çalışarak sağıma dönmüş ve Soobin'in mimiklerini kontrol etmiştim. İyi gibi görünmüyordu.
"Devam et."
"Kraliçe şu an Choi, Hwang ve Yang klanlarının bulunduğu toprakları ele geçirmiş durumda. İlerlemeye devam ediyorlar. Araştırma ekibimize göre şu an Hwang klanının küçük sarayındalar."
Başıma şiddetli bit ağrı girmişti. Gerçekten büyük bir alanı kısa sürede ele geçirmişlerdi. Bu kadar hızlı olmaları ordularının büyük olduğunu gösterirdi. "Hwang sarayına gireceğiz o halde."
"Saray büyüyle korunuyor girmeyi deneyen bir çok ekibimiz oldu ama hepsinin ölüm haberini aldık."
Sorun olmazdı. Sonuçta Soobin gerçekten büyük bir büyücüydü. "Soobin halledecektir. Gizlice gidebileceğimiz ve yolu bilen bir ekip hazırlayın."
Ordu komutanı odadan çıkmıştı.
"Büyücü ekibini çağırın. Ordunun başında Yeonjun, büyü birliğinin başında ise Soobin olacak."
Vezir yardımcıları bu durumdan hoşnutsuzdu. Belli oluyordu ama artık kuralları koyan bendim. Soobin ve Yeonjun izin alarak kendi ekiplerini ayarlamaya gitmişlerdi.
"Halk, isyandan haberdar mı?"
"Sadece alınan toprakların yakınındaki köyler bu durumdan haberdar. Halk galeyana gelmesin diye gizli tutma kararı verildi."
Bu güzeldi. En azından korkup ayaklanacak olan halk bir süre sessizde kalacaktı.
"Çıkın." demiş ve herkesin odadan çıkmasını sağlamıştım. Yalnız ve sağlıklı bir şekilde düşünmem gerekiyordu.
Soobin'in de dediği gibi korkusuz olmalıydım. Halkım söz konusu olduğunda bütün duygulardan arınmam gerekiyordu. Yine de annem, onu ölüme sürükleyemezdim.