on altı, kaderin dersleri

225 39 28
                                    

on altıncı bölüm

📍Kuzey Resia, Krallık Sarayı

Beomgyu kendine endişe ve korku ile bakan büyücüsüne konuşmasını teşvikleyecek bir şekilde kafasını salladı. Büyücü derince bir nefes almıştı.

Eline ulaşan bu mektubu prensine nasıl açıklayacağını tam olarak bilmiyordu fakat yapması zorunluluktu. "Kraldan sana bir mektup var."

Soobinin bunu demesi Beomgyu'nun huzursuz olmasına yetmişti. Taehyun sorarcasına baktı fakat Soobin ikisine kapıyı işaret etti. Şayet bu olay ulu ortada konuşulacak bir konu değildi.

Üçlü beraberce sarayın en iyi korunan strateji odasına girdi. Soobin mektubu kemerine iliştiridiği yerden çıkartıp prensine uzattı. Beomgyu mektubu titreyen eliyle aldı.

Aldığı bu mektubun içinde her şey yazıyor olabilirdi. Belki artık veliaht o değildi, belki sırrı ortaya çıkmıştı. Bunun gibi bir çok şey olabilirdi. Beomgyu mektubu açıp seslice okumaya başladı.

"Kral Herly tarafından yazdırılmıştır." Derince bir nefes aldı. "Bugün vezirimin öldürülmüş olduğu haberini aldım. Choi klanının kraliçesi yani annen tarafından gerçekleştirilen bu suikast üzerine saraya dönmene karar verdim. Saraya dön ve annenin çıkarttığı isyanı bastır. Bunu başarabilirsen senden istediğim toprak parçasını yok sayacak ve seni tahta kesinlikle geçecek prens olarak soylulara ileteceğim. Yarın akşama kadar ekibinle ülkene dönmen benden gelen bir emirdir."

Beomgyu mektubu buruşturup sinirle odanın ortasında duran masaya fırlattı. Ne demek annesi isyan çıkartmış ve bir suikast gerçekleştirmişti. Bu asla olmaması gereken bir şeydi.

Taehyun atılan kağıt parçasıyla gözlerini uzun saçlıya çıkarttı. Karışmak veya yorum yapmak istemiyordu çünkü bu onun krallığının sorunuydu. Taehyun yanında duran sandalyeyi çekip sessiz odanın gürültülü bi gıcırtıyla dolmasını sağladı.

Çekilen sandalye ve çıkan ses ile Beomgyu düşüncelerinden sıyrıldı. Oturması için kendine bakan Taehyun'a hafifçe gülümseyip sandalyeye yerleşti.

"Prensim, dönüş için hazırlıkları başlatıyorum. Zaten şimdi çıkarsak bile anca yarın akşama ulaşabiliriz. Elimizi hızlı tutmalıyız." Soobin hızlıca konuşurken bir yandan da Beomgyu'yu inceliyordu. Kırmızı gözlerinden duygularını okumaya çalışıyordu.

"Yeonjun, sen ve ben ekibim bu kadar. Atlı bi araba hazırlat." Soobin aldığı komut üzerine iki prensi tek bırakıp odadan çıktı.

Büyücü hızla sevgilisi olan şövalyeye ulaştı. "Hazırlan."

"Neden? Balayına mı çıkıyoruz?" Yeonjun yaptığı espriye karşılık aldığı soğuk yüz ifadesi ile bir şeylerin ters gittiğini fark etmişti. "Sorun ne?"

"Saraya çağrıldık." İşte Yeonjun şimdi tam anlamıyla ayaklanmıştı.

"Sebebini biliyor muyuz?"

Soobin kafasını sallayarak onu onayladı. "Biliyoruz fakat şu an anlatamam. Sen hazılan ben de atlı arabayı ayarlayacağım." Yeonjun Soobin'in yanından ayrılırken Soobin ona bir kez daha seslendi. "Sadece üçümüz olacağız o yüzden kendine bi ordu kurma."

crown | taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin