on dokuz, sahil kenarındaki adam

295 42 40
                                    

on dokuzuncu bölüm

📍Hwang Klanı Sarayı

Beomgyu'dan

Etraf siyahtan kırmızıya daha sonrada sahil kenarına döndüğünde rüyada olduğumu anlamıştım. Bu nasıl bir büyüydü böyle?

"Büyüde değilsin çocuk." Rüya içinde rahatça hareket etmeye başladığımda arkamı dönmüş ve kalın, otoriter sesin geldiği yere dönmüştüm.

Siyah pelerininden dolayı yüzü görünmüyordu. Boyu benden oldukça uzundu. "Kimsin?" diye sormadan edemedim.

"Geçmişteki taşıyıcı." taşıyıcı? Bu da ne demek oluyordu. Sanki benim düşüncelerimi okumuş gibi gülmeye başlamıştı.

"Güçlerinin farkında değilsin. Onları uyandırma zamanı."

"Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum." dediğimde yeniden gülmüştü. Neydi bu kadar komik olan?

"Şu an birini uyandırmayı başardın. Beni çağırdın, dahası benimle telepati ile konuşuyorsun."

"Telepati mi?" Sorduğum soru ile adam pelerininin şapkasını indirdi. Korkudan kalp krizi geçirecektim nerdeyse.

Bu adamın ağzı iplerle bağlanmış, gözleri oyulmuştu. Ne demişti o? Geçmişteki taşıyıcıyım. "Ne oldu sana?"

"Eğer zayıf bir noktanı bulurlarsa sana da olacak olan bu. Güzelim yüzünü heba edecek misin?"

"Yüzümün güzel olduğunu nerden biliyorsun? Göremiyorsun." Kafasını salladı. Şapkasını tutup tekrar yüzünü kapattı.

"Güçler Beomgyu. Onları kullanmayı öğrenirsen ne kör olursun ne de sağır. Ulaşılamaz bir güce sahip olursun." Bana doğru yaklaşmaya başlamasıyla geriye doğru adımlamaya başladım ben de.

"Yaklaşma." dememle olduğu yerde durdu.

"Beomgyu, ailen seni gerçekten seviyor mu? Onlar seni olduğun gibi kabulleniyor mu?" güldü. Sorduğu soruları daha önce çok kez düşünmüştüm zaten. Onu cevapsız bıraktım.

"Annen senden memnun olmayıp bir çocuk daha yapmış. Sen onun için her şeyi yapmaya hazırken o seni düşünmüyor bile. Sen neden onu düşünüyorsun o zaman?"

"Ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Seni en iyi tanıyacak ya da sana en iyi destek olacak kişi benim. Senden önce ben taşıdım mor gözleri Beomgyu. Herkes benden berbat bir şekilde bahsediyor değil mi? Benim hikayemi benden dinlemek ister misin?"

Onu dinlemek doğru olur muydu? Şu an yapmaya çalıştığı şey neydi? Bana neden özel sorular sorup kafamı şişiriyordu. Sadece uyanmak istiyorum.

"Dinleyeceğim." isteğimin tam tersini söyledim çünkü o, gerçekten de benim kader ortağımdı. Ya onun gibi olacak gözlerimi, sesimi, her şeyimi kaybedecektim ya da ondan üstün olup ecelimle ölecektim.

"Ben küçükken aynı senin gibi ailem beni de saklamıştı. Kimsenin benim göz rengimden haberi yoktu. Annem sıradan bir hizmetli fakat babam ise Morgen'in kralıydı." olduğu yere oturup bağdaş kurdu.

crown | taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin