1

968 53 5
                                    

"Bırak boşver. Ne yaparsa yapsın yalvaracak değiliz ya." Ryujin'in söylemelerine karşılık yaklaşık iki dakikadır yanımda bana yalvaran yeji ayağa kalktı. Son bir umut ile baktı gözlerime.

"Emin misin karina? Pişman olmanı istemiyorum." Emin olduğumu belli ederek kafa salladım. "Gençlik partileri ilgimi çekmiyor onun yerine yarın olan sınavım için kütüphaneye gitmeliyim."

Ryujin göz devirdi. "Şöyle inek, gıcık kız tiplemeleri olur, aynısı olmuşsun." Bu söylemine karşılık omuz silktim. Öyle her ortama giren birisi değildim. Ağırdan satardım kendimi.

Yeji,"Hep böyle yapıyorsun. Bir şey planlıyoruz dinlemeden olur diyorsun ve son dakika öğrenince vazgeçiyorsun." dedi somurtarak.

Aslında bir bakıma haklıydı. Genelde bir yere gidileceği, buluşulacağı zaman pek sohbete dahil olmak istemediğim için kafa sallar geçerdim. Son dakikada hiç istemediğim bir şey olduğunu öğrenince vazgeçer ve oyunbozan gibi keyfini kaçırırdım herkesin.

"Her zaman öyle yapmıyorum. Geldiğim zamanlar da oldu." Dedim önümdeki pastadan bir çatal alarak.

Yeji omuzlarını düşürdü ve tekrar oturdu sandalyesine. "Sadece bir kez geldin ve onda da yağmur yağdığı için geri dönmek zorunda kaldık." İçten içe güldüm bu duruma. O gün yağmur olduğunu bilmeseydim zaten gelmeyecektim.

Ryujin ayakta durduğu süre zarfında burnundan solumaya devam etti. Yeji benim gelmemi istiyordu, ryujin de istiyordu ancak o ısrara gelemezdi. Hayır dediğim andan beri yeji'yi yanımdan götürmeye çalışıyor.

Derin bir nefes verdi. "Karina, ya geleceksin ya da ben o kütüphaneye gelip tüm binayı yakacağım. Bence gelmelisin çünkü sen kül olduktan sonra yeji'nin zırlamasını kaldıramam."

Yeji, elini öne atarak, elimdeki çatalı almış, kendi yemişti pastadan. Hafif dolu ağzı ile konuştu. "İnan pişman olmayacaksın. Fazla kalabalık değiliz, küçük bir ev partisi işte."

En sonunda patlayacağım için kısa kesmeyi seçtim. "İyi,tamam. Ama uzun durmam yarım saat oyalanır sonra giderim."

Yeji heyecan ile çırptı ellerini. Kollarını boynuma sararak sıkı sıkı tuttuğunda kısa çaplı bir boğulma geçirdim. Ryujin'e baktığımda yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Soğuk biri ama içten içe mutluluktan çıldırıyor.

Zaten az bir kısmı kalan pastayı da ağzıma gönderip ayaklandım. Paltomu üstüme geçirip, çantamı da omzuma atarak hesabı ödemek için kasaya yöneldim.

Minik ve kısa süren ödeme işleminden sonra yeji, ryujin ve ben birlikte oturduğumuz kafeden çıkıp soğuk olan hava ile birlikte yürümeye başladık.

Her nefes verdiğimde oluşan sis memnun ediyordu beni. Anlamadığım bir şekilde eğlence katıyordu. Yeji ortamızda iken söylenmeye başladı. "Bıktım artık şu havadan. Bir bitmedi soğuk."

Ryujin onun bu sitemine karşılık verdi. "Yaz daha mı iyi? Kavruluyorsun. İçeri de dışarı da sıcak. En azından kışın ikisinden birisi soğuk oluyor."

Yeji göz devirdi. O tam bir yaz insanıydı. Sevimli ve renkli kıyafetlerini giyip dışarıda doyasıya gezmeyi ve sıcak kumlara basmayı severdi. Kış ona boğucu gelirdi. Koyu renkli kıyafetler, havadan dolayı evde kalma zorunluluğu. Düşüncesi bile kötü onun için.

Ryujin ise tam ortada. Yazı da seviyor kışıda. İki mevsimi de oldukça dolu dolu ve güzel geçiriyordu.

Ben onların aksine soğuk insanıydım. Sisi, rüzgarı ve karı severim. Yağmurların altında ıslanıp vakit geçirmeyi sıcaktan kavrulan kumlara tercih ederim. Şöminenin başında kahvemi yudumlarken yağan beyaz pamuğu seyretmek ayrı bir zevk verir bana.

"Her neyse, akşam saat sekizde hepinizi alacağım." Konu değiştirmek amaçlı konuşan yeji'ye bir bakış attı ryujin.

"Araban mı var sanki? Otobüs ücretini ödersin anca." Dalgaya vurarak söyledikleri üzerine yeji, ryujin'in omzuna bir yumruk attı. "Aptal. Hyunjin, bizi bırakabileceğini söyledi."

"Hyunjin neden bırakıyor bizi?" Şu shin ryujin yok mu, illa kurcalayacak. "O da gidecekmiş partiye. Kibarlık olsun diye götüreyim mi dedi. Hani ikizim ya benim."

Yeji gittikçe yükselen sesi ile konuşmuştu. Evimin önüne geldiğimi fark edince beni bu sohbetten kurtaran tanrıya dualar ettim.

"Ben gidiyorum." Küçük çaplı bir tartışmaya giren ikili söylediklerim ile kısaca veda etti bana. Biraz ilerlediklerinde yeji bağırdı. "Akşamı unutma!"

Gülerek binanın içine girdim. Asansöre binip dairemin olduğu kata gelince zili çaldım. Kapıyı açan ev arkdaşım giselle, sevimli bir karşılama sunarken onu es geçip tuvalete koşturdum.

O son dilimi yemeyecektim.

____________

Selaam! Yeni bir fic yeni bir elvin demek. Su fici yazdigim surecte asiri hiperaktif olacagimi dusunuyorum cunku kaosun ortasina dustunuz. Her neyse umarim seversiniz opucukk

love tonight, heerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin