20

199 31 6
                                    

Şuan çok garip bir ortamdayım.

Yeji, ryu ve ben sakin bir şekilde son zamanlarda hayatımızda olanları konuşmak için okuldaki bir kafe'ye oturmuştuk. Fakat biz geldikten bir kaç dakika sonra jay, minho ve heeseung gelmiş, hiç sormadan yanımıza oturmuşlardı.

Bununlada kalmadı, winter ve ning bizi görünce hiç durmamışlardı. Oturmuşlardı masaya. Şimdi ise çokta büyük olmayan bir masanın etrafında yan masadan sandalye çekmiş sekiz kişi oturuyorduk.

Ortamın gerginliğine katlanamayarak ayağa kalktım. Herkesin gözü beni bulduğunda gülümsedim. "Tuvalet." Hepsi anlamış gibi kafasını sallayınca ayrıldım yanlarından.

Elimi yüzümü yıkayıp aynada kendime baktım bir süre. Şu geçen son bir iki haftada iyi çökmüştüm. Sürekli depresyonun eşiğine kadar gelip geri dönüyordum ve bu beni aşırı gergin bir insan yapıyordu.

Kapının açılma sesi ile oraya döndüm. Winter içeri girmiş ve bedenini duvara yaslamıştı. Onu görmezden gelip gidecektim fakat
beni durdurmuştu. "Karina."

"Efendim." dedim ona dönüp tam karşısında durarak. "Heeseung ve sen. Hatta sen biraz garipsin." dedi gözlerini kısarak. Ne yaptığını anlamadığım bakışlarımı gönderdim çünkü ne yapmaya çalıştığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

"Ondan hoşlanıyorsun." dedi bir çırpıda. Bedenim adrenalin hormonunu pompalamaya başlayınca kalbim gereğinden hızlı atmaya başlamıştı. Tedirgin olduğumu ne kadar belli etmemeye çalışsam da bunu bilmesi büyük bir kozdu onun için.

"Planımızda ben ve heeseung vardı karina. Sen ve o değil." dedi bir adım öne gelerek. "Sen oyunbozanlık yaptın. Sana hiç bir kötülüğüm olmamıştı. Ama artık beni kendine düşman etmeye çalışıyorsun gibi geliyor. Yapacağım hamleleri asla tahmin edemezsin." deyip tuvaletin kapısını çarptı.

Çarpan kapı yerimde sıçramamı sağlamıştı fakat bana bu iğneleyici sözleri söylediği anki rahatsız edici hissi üzerimden atamamıştım bile. Toparlanmalıydım, hiç bir şey olmamış gibi çıkmalıydım buradan.

Tuvaletten çıkıp gülümseyen ifade ile yanlarına gittim. Winter bana bakmıyordu bile. Daha ayaktayken jay konuştu. "Karina gelsene." dediği üzerine kafa salladım. Birlikte daha uzak bir masaya oturduk. Fakat heeseung'un neden sorgulayıcı ifadeleri üzerimden gitmiyordu?

"Kütüphanede konuşamamıştık." dedi. "Bana onun zayıf noktalarını söylemelisin jay. Şuan en çok buna ihtiyacım var." İtiraz etmedi. Nedenini de sorgulamadı. Muhtemelen az çok haberi vardı bu konudan.

"Winter ile ben çocukluktan beri tanışıyoruz. Aynı ilkokul, aynı ortaokul, aynı lise. Sürekli birbirimizin peşindeydik anlayacağın.  Ama o her zaman dikine giderdi her şeyin. Yani söz konusu intikam oldu mu, durdurmak imkansız diyebiliriz. Bazen çok ileri gider, bazen uğraşmaz bile. Her neyse, heeseung ve sen arasında ne dönüyor bilmiyorum ama winter bu durumdan aşırı rahatsız."

Dedikleri sertçe yutkunmamı engellemedi. İçimi rahatlatmak yerine nasıl bir belaya bulaştığım hakkında çok az bilgiye sahiptim. Bu da beni iyice darlıyordu. "Zayıf noktaları neler?" dedim.

"O konu biraz karışık. Tam olarak bir zayıf noktası var denilemez ama açığını bulursan eminim geri çekilecektir." Winter'a göz ucuyla baktım. Beni gözlerinden çıkan lazerle deliyor gibiydi.

"Teşekkürler, yardımcı oldun." diyerek ayağa kalktım. "Bu savaşta aynı taraftayız." dedi ve birlikte masaya geri döndük.

love tonight, heerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin