Saat sabah dokuz, wonyoung'u evime aldığım saatin ardindan uykuyu biraz abartmış ve ilk derse geç kalmıştım. Üşene üşene mutfağa sürüklendikten sonra gördüğüm manzara beni hem mutlu etmiş hem de şaşırtmıştı.
Giselle ve wonyoung tezgahın önünde dikilmiş kupalarıyla birlikte kahvenin olmasını beklerken sohbet ediyordu. "Bana da bir kupa çıkarın." dedim uykulu sesimle. İkiside bana döndü. Giselle, "Sen önce bir kendine gel de." dedi tipimi işaret ederek.
Dil çıkarıp masaya gömdüm başımı. Zaten moralim her halükarda bozuk olmak zorunda olduğu için gene depresif modumu aktif hale getirmiştim.
Kahvemizi içtikten sonra üçümüz de üniversiteye gitmek için apartmandan ayrıldık. Tabi giselle her sabah dersten önce kendi arkadaşlarını almak için arabayla ayrılıyordu. Ben de yürüyordum ama bu sefer yalnız değildim.
"Okul nasıl? Temiz demi? Dedikodusu var mıdır?" Deyip heyecanla soran wonyoung'a göz devirdim. "Sus biraz, zaten dönem ortasında gelmişsin daha üniversite ne bilmiyorsun cahil." dedim huysuzca. "Sabah sabah çok güzel uyanmışsın ya sağol." diyerek kolumda olan kolunu çekti.
Vardığımızda binalarımız yanyana olduğu için ona tarif etmekle uğraşmadım. "Hadi görüşürüz." deyip el salladım ona. O da el sallayıp binadan içeri girdi.
Ve ben yine ve yine olumsuzluklar diyarında kaybolmuştum. "Hey! Günaydın, nasılsın bu sabah?" Heeseung, seni gördüm daha iyi oldum desem klişe kaçar mı ki? diye düşünürken ning yanımıza geldi. "Siz burda ne yapıyorsunuz?" Kuşkulu bakışları bizi buldu.
Ardından gülümsedi. "Şaka." Sadece kendisinin güldüğünü anladıktan sonra ciddileşti. "Sevgililer günü yaklaşıyor, varmı planlarınız?" dedi merakla. Doğru ya, sevgililer günü. Ben de bu içimdeki kasvetin sebebini çözmeye çalışıyordum. Meğersem yılın en nefret ettiğim günü gelmiş.
"Yok. Bu senede evde oturur çikolata yerim her halde." dedim mutsuzca. Heeseung benim bu halime güldü. Bana. Güldü. "Benimde yok." dedi hemen ardından.
Bugün öleceğim. Bugün olmazsa yarın öleceğim. Hayır, içimdeki sevgi tomurcukları harekete geçmemeli. "İyi o halde. Evimde büyük bir parti düzenliyorum. Siz de gelin." dedikten sonra göz kırpıp yanımızdan uzaklaştı.
"Dersim başlayacak benimde sonra görüşürüz." dedikten sonra cevabını almadan gittim. Şuan onunla bir sohbete girecek durumda değildim. Çünkü hala geçenki olay için bir bahane üretememiştim.
Üretememiştim derken canım arkadaşlarım nerdeydi benim? Telefonumu çıkarıp ryujin'i aradım. Açtığı anda konuşmaya başladım. "Nerdesiniz siz?" Bir kaç saniye cevap gelmedi. "Karina, yeji ve hyunjin okula gelirken kaza yapmışlar şuan hastanedeyiz."
Dedikleri yüzüme sertçe çarpan rüzgar gibi acıtınca olduğum yerde kaldım. Şu durumda arkadaşımın yanına gitmem en iyisi olacaktı. "Konum at geliyorum." Telefonu kapattıktan sonra hızla geriye dönüp ilerlemeye başladım.
Beni gören giselle de yanıma geldi ve hastaneye arabayla daha hızlı bir şekilde yetiştik.
_______
kitabın başlardaki okunmaları çok yüksek ama şimdi bakıyorum ki ne yorum geliyor ne oy geçen bölümü 22 kişi okumuş:)
genede okuyanlara teşekkür ediyorum. Sizleri seviyorum<3
![](https://img.wattpad.com/cover/309963734-288-k191796.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love tonight, heerina
Casuale"Bu gece tek istediğim şey, senin sevgin." heeseung x karina wiihoonps 2022