8

285 39 36
                                        

Heeseung'a öfkeliyim.

Hayır, kendime öfkeliyim. O kadar umut beslemek benim hatamdı. Tabiki sevgilileri ve geçmişi olacaktı. Fakat geçmişinin bir ünlü model olması şansımı iyice düşürüyordu.

Bir de flört etmeye çalışıyorum çocukla. Anlamıyorum ki nasıl bu kadar salak olabildim? Şimdi de bahçedeki kalabalığa bakışlarımı dikmiş ne döndüğünü tahmin etmeye çalışıyordum.

Aniden koluma giren beden ile duraksadım. Ning, koluma girmiş ve kendi ile birlikte beni de kalabalığa sürüklüyordu. Onun son bir haftadır oldukça değiştiğini düşünüyorum.

Kalabalığın arasından geçip ön taraflara girdiğimizde onu gördüm. Namı değer winter. Herkes etrafında toplanmış ve ona iltifatlar yağdırmaya başlamıştı. O da anca gülümsüyordu.

Samimiyetsiz.

Hayır kıskanmadım. Sadece etrafa yavaşça eğilerek teşekkür edebilirdi. Anlamıyorum, ego tatmin yöntemi falan mı bu?

Göz devirip gidecekken ning beni tuttu. "Eee tanışmıyormuyuz?" Omuz silktim. "İstiyorsan git. Pek keyfim yok." Bu sefer o göz devirdi. Bana. Açıkçası kendimi anımsattı bu hareketi.

"Hadi gel. Fena olmaz." Beni iyice çekiştirerek winter'ın yanına götürdüğünde hızlıca onun da koluna girdi. Winter şaşkın bir ifadeyle süzdü bizi. "Ben ning. Bu da karina ve seni bu kalabalıktan kurtaracak kahramanlarınız."

Winter gülümsedi ve "Kaçırın beni." dedi hızlıca. Şimdiden bu kadar samimi bir konuşmaya girdilerse, yarın kanka olurdu bunlar.

Konuşmayıp sadece onlara eşlik ettim. Fakat kalabalıktan ayrılmamızla gözüme o ilişti. Heeseung. Kaşları çatık bir şekilde bizi izliyordu. Suratına bakamadım. Kafamı eğip beni götürmelerine izin verdim.

Binaların olduğu yere yürürken adımı seslendi birisi. Melodi gibiydi. Arkamı döndüm ve benle birlikte yanımdakiler de döndü. Heeseung benim adımı seslendi ve yanıma geliyor.

Eski sevgilisi yanımda! Bu olmamalı. Arada kalacak bir şey olmasın diye dua ettim tanrıya. Fakat winter gayet güzel bir gülümseme sundu heeseung'a.

"Selam. Uzun süre oldu." dedi. Yüzünün kızardğını gördüm. Heeseung onu es geçti. Kolumdan tuttu ve beni sürüklemeye başladı peşinde. Ancak ning gibi hoyrat davranmıyordu. Nazik ve kibardı bu tutuşları.

Beni ağaçlardan birinin yanında durdurdu. "Neden beni buraya getirdin?" diye sordum. Pek tenha  bir yer değildi. Zaten çok ta yürümemiştik.

"Sana açık olacağım, winter ve benim olayımı illaki duymuşsundur. Ondan uzak dur derim. Çünkü göründüğü gibi birisi değil ve seni tuzağına çekebilir."

"Neden ning'i çağırmadın?" dediklerim üzerine suratı değişti. Sanki tahmin etmiyordu bunu. "O bunu biliyor ve ona göre hareket ediyor." dedi bir iki adım gerileyerek.

"Peki ya, neden bu kadar önemsedin?" Ne yaptığımı asla bilmiyorum ama içimden bir his güzel şeyler gerçekleşmeyecek diyor ve ben kendimi tutamıyorum.

"Arkadaşımsın."

Arkadaş,arkadaş,arkadaş...
Kafamda binlerce kez tekrarladığım bu cümle anında yıkmıştı beni. Tüm sistemim çökmüştü. Tek bir kelime yüzünden.

Oysaki dile kolaydı. Çıkıverirdi ağzından. Fakat bıraktığı etki, kolay değildi hiçbir zaman.

______

kitabı yazmayı bitirdim. Artık her hafta bölüm atmayı düşünüyorum.

love tonight, heerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin