Aybike'yi herkesin yalnız bırakması çok içimde kaldı hastane kurgusunu kendime göre yorumlayacağım dizide her zaman ki geçiştitildi. Herkesin sürüldüğü bir bölüm.
Aybike'den ;
Elimde erik ile oturmuş mutlu, mutlu şarkı söyleyen, dans eden ailemi izliyordum, her zaman ki herkes mutlu ben üzgün ve yalnızdım. Her zaman böyle olurdu zaten ben her zaman onların yanında, onlar ise benim yanımda olmazdı. Alıştım diyorum, ama her seferinde canım yanıyor alışmış olsam canım yanar mıydı ki? Sadece kuzenin ailesi dağıtan kadının yanında çalısmasını istememişti çok mu şey istemişti, kim isterdi ki böyle bir şeyi neden yalnız kalmıştı peki? Asiye'yi anlıyordu tamam durumları yok, çalısmak zorunda, ama bulduğu iş amacasının ailesini dağıtan kadının yanı ve Aybike bunu Asiye'den değil Emel'den ögrenmişti. Asiye gelip en başta bana düzgün bir açıklama yapsa bunlar olmazdı. Herkes onun tarafından bakıyor bir kişi bile benim tarafımdan bakmadı.. Babam o kadın geldiğinden beri bizi arayıp sormuyor, annem desem kendi halinde , abimin hiç bir şey umrumda değil ben bunları yaşarken bana 'nasılsın' diye sormak yerine beni suçlayıp yalnız bıraktılar... Halbuki her durumda ben onların yanında olurken. Her zaman onları koruyan taraf kendisi olmamamış mıydı? Melisa'nın doğum gününde onlar için itiraf etmemişmiydi Akif ve Suzan ilişkisini, eskort damgası yediğinde kendiside tacize uğramıştı buna rağmen dik durup herkesin ortasında gerçeği söylememiş miydi, Süsen'in partisinde Asiye ile kendisini eziklerken yine kendisi ortaya atılmıştu, Ömer'i Harikadan korumamış mıydı, abisi hapisteyken Dork'u düşünen Asiye'ye destek olmamış mıydı, Ömer Tolga yüzünden babasını vurduğu zaman yine kendisi demişti Ömer'e 'kendini suçlama' diye , abisini kaç kez korumuştu sayamıyordu bile, Berk karşı, Harika'ya karşı, Emir'e karşı herkese karşı korumuştu onu.. Onlar Harika'nın beni buzlağa kapatmasına bile ses çıkarmazlarken nasıl oluyor da bencil ben oluyorum.
En çok canını yakan da Berk olmuştu. Ailesinin onu yalnız bırakmaşına alışmıştı ama güvendiği, her zaman yanında ona destek olacağını sandığı sevgilisinin de onu yalnız bırakması tam bir yıkım olmuştu. O kadar emindi ki Berk'in kendisini anlayacağından, yanında olacağından ama güveni yerle bir olmuştu canından sevdiği sevgilisi bile daha ona selam vermeyen Asiye'nin yanında olmuştu. Ömer, Oğulcan, Asiye, hiç biri Berk kadar canını yakmamıştı. Berk'i çok seviyordu kendi fotorafını çekip yaydığında affetmişti, kuzenlerine saldırıp babasını hastanelik ettiğinde affetmişti, kendisi ile defalarca dalga geçti yine affetmişti, annesine, abisine, Ömer'e karşı onun yanında olmuştu. Berk'in babası öldüğünde, annesi babası boşandığında bir tek o yanında olmuştu hiç konuşmadan anlamıştı acısını gözlerin den görmüştü Berk nasıl anlamamıştı gözlerinde ki acıyı, nasıl görmemişti çektiklerini kendisi bir bakışından her şeyi anlarken o nasıl anlamadı, insan sevdiğinin gözlerine baktığında tüm her şeyi anlamazmıydı.. Berk bırak beni anlamak Asiye ile 'yeterince empati' yapmıyorsun demişti Asiye ile empati yaparken kendi sevgilisi ile yapmamıştı, gözlerinde ki acıyı görmemişti bir kez daha anladı Aybike bu hayatta yapayalnız dı, kimsesi yoktu ...
Aybike daha fazla dayanamadı okulun içine doğru ilerledi peşinden de Asiye gelmişti yine her zaman ki bencilliğini konuşturmuştu , benle küstüğü için üzgünmüş o kadar üzgün ki sevgilisi, kardeşi ile gülüp eğleniyor, benim sevgilim ile bile eğleniyor dayanamayıp kolunu tutmuştum oda beni itmişti, tek hatırladığım cam sesleri ve derin bir acı...
Berk'den
Doruk Asiye ve Aybike'nin okula girdiğini söyleyince Ömer ve Oğulcan'ı da alıp okula girdik. Birden yüksek bir cam sesi ve Asiye'nin çığlığı geldi 'Aybike' diye attığı çığlık. Hemen oraya koştum ve hayatımın en kötü manzarası ile karşılaştım her tarafına cam parçaları girmiş ve kanlar içinde yatan Aybike, Aybikem..
Kalbim de derin bir acı, nefes almayı unutmuştum. Benim bebeğim nefes alıyor muydu? Hemen yanına koştum elim titriye nabzına baktım ilk 'lütfen nefes alıyor olsun lütfen'.. Alıyordu nabzı atıyordu bebeğinin, hemen kucaklayıp çıktım, arabaya koştum peşimden Oğulcan. Oğulcan şöför koktuğna geçti bende Aybike'yi kucağıma akarak arka koltuğa yatırdım. Düşünme yitimi kaybetmiştim resmen, deli gibi ellerim titriyordu Aybike'min yaralarına dokunamıyordum 'ya daha çok yanarsa' yüzü komple kan içindeydi, elleri, ellerimin arasında kaybolan o minik elleri kan içindeyi,Berk bu sefer o minik elleri tutup öpemedi. Bacaklarının her tarafında cam parçası vardı, canı yandı Berk'in hiç olmadığı kadar canı yandı. Ne zaman ağlamaya başladığını o bile bilmiyordu. Elleri titreyerek saçlarına götürdü 'ne olur bebeğim beni sensizliğe mahkum etme, ben buna dayanamam, nefesim olmadan yaşayamam ben.. '