Sedef Sebüktekin - Unutmam Lazım
Jack Johnson - Better Together
"Tuna!"
Avazım çıktığı kadar bağırdım, komşular sonunda imza toplayıp bizi evden atacaklardı.
Gerçi ev Tuna'nın olduğuna göre sadece beni atabilirlerdi."Tuna, buraya gel."
Beni atmalarına da Tuna izin vermezdi. Bu durumda cinnet geçirmemi önleyecek bir sebep kalmıyordu. Tüm heybetiyle mutfak kapısında belirdiğinde uyku mahmuru gözlerinin ve dağınık saçlarının dikkatimi dağıtmasını önlemeye çalıştım.
Gri eşofman altı ve üzerindeki siyah atlete alışmıştım.
İlk günler pijama giymek zorunda kalsın diye kombiyi kapatsam da ben soğuktan titrerken o sıcaklığından hiçbir şey kaybetmemişti. Sonunda da hasta olmamam için kombiyi arşa çıkarmıştık."Sabah mı oldu, gece devam mı ediyor?"
Uyuklayan ses tonuysa dikkatimi fazlaca dağıtmıştı. Masanın kenarına tutunup hızla atan kalbimin normal ritmine dönmesini beklemeye başladım.
Sen nelere dayandın Nil... Ne duştan çıkmış Tuna, ne üstü çıplak yemek yapan Tuna yıldıramadı seni. Şimdi uyku sersemi haline yenilemezsin, kendine gel.Boğazımı temizleyip duruşumu dikleştirdim.
"Ares'e mama saatleri dışında yemek verme, dedim yüz kere. Çatlatacaksın çocuğu sonunda."
Uzun süre eve gelmeyeceksem çıkarttığım yedek mama kapları dahi ortadaydı. Ne yersek Ares'e yedirmenin yanı sıra, sürekli boşalan kaplarını mamayla dolduruyordu. Evin her köşesi mamayla dolup taşarken Ares'in beslenme düzeni de altüst olmuştu.
"Seni boğazladığımı düşünen komşulara durumu aynen bu şekilde izah edersin."
Hemen yanımdan geçip sürahiden kendine su doldururken yutkunarak onu izledim. Günden güne onun varlığına alışmam gerekirken her halini, her gördüğümde nefes nefese kalıyordum. Yudum yudum suyunu içerken gözlerim boğazına oradan geniş omuzlarına kaydı.
"Sürekli ona mama verdiğin için seni daha çok seviyor, evin iyi polisi olmak zorunda mıydın?"
Eminim çocuğu olan komşular bunu anlardı.
Bardağı bulaşık makinesine yerleştirirken bana göz kırptı. Masum görünse de kullandığım bardakları makineye koymam gerektiğine dair gizli göndermeyi anında anlamıştım."Mama demişken, odanın neden yanık yağ koktuğunu açıklamak ister misin?"
Mama demişken, iklim krizine mi değinsek?
"Açıklayamam çünkü birbiriyle alakasız konular."
Ona sırtımı dönüp mutfaktan çıkacakken bileğimden tutup kendine doğru çekti. Bedenlerimiz temas ederse küle döneceğimden korkarak gözlerimi yumdum. Kulağıma eğildiğinde aramızda çok az mesafe kalmıştı.
"Yok öyle konuşup gitmek. Bu sabah kahvaltıyı sen hazırlayacaksın, senin sıran."
Aniden bileğimdeki tutuşu kaybolurken sandalyeye tutunup düşmemi engelledim. Sabah sabah tüm dengemi sarsmayı başarmasına şaşırmıyordum artık.
"Çık mutfaktan, ben çağırana kadar da gelme."
Sesimin boğuk çıkmasına aldırış edemeyecek kadar kontrolümü kaybetmiştim.
Her seferinde bu temaslardan etkilendiğime inanamıyordum, beni bu şekilde parmağında oynatıyordu. İş sözleşmesinden kopya çekerek 'Ev Sözleşmesi' hazırlama ve ilk maddesine büyük puntoyla 'Temas Yok!' yazma isteğiyle dolup taşarken o sessizce mutfağı terk etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LETHE
Teen Fiction"Tam bu sırada bir uçak tepemden uçtu. Gidişini izlediğim ilk uçaktı. Arabadan inip kapıya yaslandım. Yol kenarında öylece durmuş, nereye gittiğini bilmediğim uçakların geçişini izliyordum. Saat yedi oldu. Bir uçak daha gitti. Hemen peşinden bir tan...