"Işığın Kararması"
Duvarın önünde duruyorum, dokunmuyorum, itmiyorum, yumruk atmıyorum... Duvarın önünde duruyorum...
Duvar oluyorum.
Arkamdan gelenler var, hissediyorum ancak gözlerim kapalı, maviliğini saklıyorum, bir gün gelir Yase bakar diye. Onu seviyorum ve o beni öldürüyor ama yanlış anlaşılma olmasın, ben bu döngüyü de kabul ederim.
Arkamdan gelenler iyice yaklaştılar, onlara dönüyorum, gözümü açıyorum. Bir yanımda Münker, bir yanımda Nekir. Bana zarar verecekler, hava biraz serinledi, huzur veriyor sonunda.
Geri geri adım atıyorum, aklımda bir şey var, Nekir de geliyor, Münker kaçarım diye bekliyor.
İçi boş siyah büyük gözleri, porselen cildi ve küt kesim düz siyah saçları ile yüzünde dehşet verici bir sırıtış, için için cezalandırmayı seviyor o da...
Boyu kadar balyozunu kaldırıyor, hızla savurup bana vuruyor, sert kafası bana çarpıyor, duvara uçuyorum, duvara çarpıyorum, duvar oluyorum, duvar kırılıyor.
Tuğlaların içinde binlerce hapsolmuş bakire kızın ruhu gri gökyüzüne uçuyor ve ben duvar oluyorum.
Sokağın gerisine bakıyorum, yerlerde beyaz tuğlalar, uzaklarda, iki bina sırasının tam ortasında, dar sokağın sonunda... İşte orada!
Beyaz, fosforlu, içinden melodiler çıkan bir ışık, ayağa kalkıyorum, balyozun darbesiyle kaburgalarımdan bazıları kırılmış, akciğerlerimi deldiği için ağzıma kan geliyor. Sıkıntı yok. Az kaldı.
Işığa doğru yürüyorum, adımlarım sendeliyor, sol diz kapağımda, garda otururken Yase'nin elini tam üzerine koyduğu yerde olgun bir acı var, bende izi kaldı, buna seviniyorum, gülüşü aklıma geliyor, ışık büyüyor.
Hava biraz ısınıyor yaklaştıkça ve ben ilk defa gülebiliyorum. Işığın geldiği varlığa elim ile dokunuyorum, bu o! Yüzü ve bedeni ışıktan bir top halini almış ama tanıdım onu. Yase bu.
Yankılanan bir sesle "Her şeyi şimdi durdurabilirsin. Eğer beni unutursan kabir azabın bitecek." diyor. "Karşılığında tüm anılarımız silinecek ancak sen huzur bulacaksın."
Gözlerimin maviliği ışığa yeniliyor, sarı bir hal aldıklarını hissedebiliyorum, kıyafetlerim bile aramıza giriyor sanki bu güzellikle, gözlerimi kapatıyorum.
"Seni sonsuza dek unutacağıma, sonradan tekrar tekrar hatırlamayı tercih ederim." diyorum.
Işık kararıyor, zaman başa dönüyor, hafızam silinmeye başlıyor, birazdan Dominus'un evinde uyanacağım ve hiçbir şey hatırlamayacağım.
Aklıma gelen son şey Yase... Oval çakıllı bir sahilde oturmuşuz, durgun bir deniz, gri bir gökyüzü altındaki huzurlu manzara, sahilin ortasında bir yatak, denize ne çok uzak ne de çok yakın... Başımı dizlerine koymuşum, ona aşağıdan bakıyorum. "Benim denizim senin gözlerin." diyor.
Işık tamamen kararıyor, bir daha hiç aydınlanmayacak şekilde...
"Sen benim yüreğimdeki daimi ateşsin, kaç fırtına çarparsa çarpsın asla sönmeyecek olan..."
-Son-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duvar Korkusu
HorrorRoman aşırı derecede cinsellik, şiddet ve psikolojik travma içerir. Küçük yaştaki okurlara tavsiye edilmez.