Noah, o öğleden sonra Henry'nin gelip onu kontrol edip etmeyeceğini merak etti. Ancak arkadaşı beklediği üzere gelmedi. Bir söz verdi mi buna her zaman sadık kalırdı. Anna'dan uzak kalacaktı.
"Anna ile mi görüşeceksin?"
Kız kardeşi kapı eşiğine yaslanmış ona bakıyordu.
Noah şapkasını düzeltip ona gülümsedi. "Günaydın, kardeşim." Ceketini üzerine geçirdi. "Ve hayır, Anna ile görüşmeyeceğim. Pek iyi hissetmediğini belirten bir pusula yollamış."
Lily kollarını göğsünde kavuşturdu. Kaşlarını kaldırdı ve gözlerini yuvarladı. "Henry tam bir ahmak olmalı."
Noah sert bir sesle, "Lily," diye uyarıda bulundu.
Lily omuzlarını silkti. "Anna ile ne kadar yakınsanız o kadar yakınım, biliyorsun. Her ne kadar yaşlarınız daha yakın olsa da sırlarını benimle de paylaşıyor."
Noah kardeşine yaklaşıp onun yanaklarını okşadı. "Çünkü seni seviyor."
Lily gülümsedi. "Onu ziyaret etmeliyiz. Ancak şimdi piyano dersim var, sonrasında da Mollie gelecek."
Mollie, Henry'nin en küçük kardeşiydi. Lily henüz sosyeteye takdim edilmemişti ve Mollie ile her hafta baloların değerlendirmesini yapmaları gerekiyordu.
Kardeşinin yanaklarını sıktı. "İyi dersler küçük hanım."
Lily yüzünü yalandan buruşturdu. "Henry uğrarsa ne dememi istersin?"
Noah kısa bir an durdu ve cevapladı. "Uğramayacak."
***
"Hala," Henry tıklattığı kapıyı yavaşça araladı. Halası kanepede oturmuş, bir roman okumaktaydı.
Kadın elindeki kitabı kucağında açık bir şekilde bıraktı. "Henry," Yeğenine aydınlık bir gülümseme sundu. "Bugün kahvaltıya gelmedin."
Henry başını salladı. "Ödemelerle ilgili birkaç şeyle ilgilenmem gerekiyordu."
"Yoruluyor musun?" Halası bir annenin anaç ve endişeli gözleriyle sormaktaydı.
Henry halasının yanına oturdu. "Kendimi dinç hissettiriyor."
"Baban da çok çalışırdı,"
Annem gitmeden önce.
Henry burukça tebessüm etti. Nefes alırken burun delikleri kabarmıştı.
Halası kitabı kapatıp orta masaya bıraktı. "Bugün birlikte yürüyüş yapalım, ne dersin?" Kadın pencereden dışarı baktı. "Üstelik hava çok güzel."
Henry gülümsedi. Halası onun enerjisini yükseltmeyi her zaman iyi bilirdi. "Kızlar da gelmek isterler mi diye sorayım."
Henry halasının yanından ayrılıp kız kardeşlerinin yanına gitti. Faith ondan iki yaş küçük, Mollie ise sekiz yaş küçüktü. Aralarında en küçüğü de oydu zaten. Sosyeteye bu sene takdim edilmişti. Kızların sesi Faith'in odasından gelince oraya yöneldi. Kapıyı yavaşça tıklattı ve içeri davet edildi. Kardeşlerine gülümsedi. "Halam ve ben yürüyüşe çıkacağız. Küçük kardeşlerim de katılmak isterler mi?"
Mollie olumsuz bir şekilde başını iki yana salladı. "Lily'i ziyaret edeceğim."
Faith ağabeyine emin olamayarak baktı. Mollie'ye dönerek "Sana katılmamı istersen..." diye yarım ağız sordu.
"Ah, sorun değil. Muhtemelen terziye uğrarız."
Faith tekrardan ağabeyine döndü. "O halde ben sizinle geleyim. Biraz hava almak iyi gelecektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakışlarında Saklı (Wattys 22 Kazananı)
Ficção HistóricaWattys 2022 Tarihi Kurgu Kazananı Not: Bu kitap, Acklam Serisinin ilk kitabıdır. "Hatıralarda saklanmış bir aşk..." Henry Acklam, aşkı aramaktan çok uzaktı. Öncelikle ilgilenmesi gereken bir ailesi vardı. Üstelik duygularını gizlemesi gereken kimse...