On Altıncı Bölüm

369 35 3
                                    

"Anna,"

Charles içeri girdiğinde Anna onu selamladı. "Hoş geldin,"

Genç adam gülümseyerek ona ulaştı. Elindeki çikolata kutusunu ona uzattı. "Bunlardan sıklıkla aldığını duydum."

Anna'nın gözleri büyüdü. "Harika bir dostsun!"

Genç adam bozulduğunu belli etmemeye çalıştı. "Taşraya dönmeden önce seni ziyaret etmek istedim."

Anna başını salladı. Kanepeyi işaret edip "Oturalım mı?" dedi. Böylece birlikte koltuğa geçtiler.

"Açıkçası gidecek olmak beni epey üzüyor," İç çekti.

"Sevdiklerimden ayrıldığımı düşünemiyorum," dedi üzülerek Anna.

Genç adam ona derin bir ifadeyle baktı. "Ben de,"

Anna onun neyi ima ettiğini anladı. "Charles..."

Charles kocaman gülümsedi. "Sen bana bakma,"

Anna buruk bir ifadeyle tebessüm etti. "Döndüğünde beni ziyaret etmelisin," Sonrasında çikolata kutusunu açıp yuvarlak küçük çikolatalardan birini aldı. "Ancak yine bunlarla."

Güldüler.

"Leydim," İkisi de içeri giren uşağa baktı. "Lord Acklam buradalar."

Anna yediği çikolatanın boğazına kaçtığını hissetti. Güçlükle öksürdü. Charles odanın diğer ucunda, küçük bir sehpada duran sürahiyi alıp yanındaki bardağa su doldurdu. Genç kadına dönüp uzattı. Anna suyu içtiğinde rahatlamıştı. "İyi misin?"

Genç kadın göğsünü tutup başını aşağı yukarı salladı. "İyiyim," Uşağa döndü. "İçeri davet edin, lütfen."

Charles rahatsız bir biçimde kıpırdandı. Kapıya doğru yan bir bakış attı. Anna'ya doğru koltukta biraz daha yaklaşıp, Henry içeri girdiği esnada onun sırtına dokundu. "Biraz daha su doldurabilirim dilersen."

Henry içeri girdiğinde Lord Calcutt'ı orada bulacağını uşaktan öğrenmişti. Ancak beklediği görüntü bu değildi. Tüm sinirlerinin gerildiğini hissetti. Boğazını gürültülü bir şekilde temizledi. Lord Calcutt çok yavaş hareketlerle Lord Acklam'a döndü. Eli hala Anna'nın sırtındaydı. Henry dişlerini sıkarak bir adamın eline bir de gözlerine baktı. Adam ona samimiyetten uzak bir gülümseme sunuyordu. O gece attığı yumruktan Anna için pişman olsa da şu an da iyi ki yaptım demeden edemiyordu. Adam onun sinirlerine dokunuyordu. Anna'nın karşısında onu kötü duruma sokmak için sınırlarını zorluyordu. Ancak Henry bu oyuna düşmeyecekti.

"Burada karşılaşmış olmak ne hoş, Lord Calcutt." Henry gereksiz bir neşeyle konuştu.

Charles ona yapmacık bir biçimde gülümsedi. "Vaktinde geldiniz,"

Henry sorar gibi baktı. "Ne için?"

Charles Anna'nın elindeki çikolataları işaret etti. "Leydi Anna'nın en sevdikleri. Çok lezzetliler."

Anna'nın bakışları iki adam arasında gidip geldi. Nihayetinde ayağa kalkması gerektiğini anladı. Elindeki çikolataları sehpaya bırakıp Henry'e yaklaştı. "Şey, evet, Lord Calcutt hoş bir sürpriz yaparak getirdi."

Henry'nin bakışları Anna'ya kaydığında Anna onun daha önce hiç böyle bakmadığını fark etti. Yeşil gözlerinde alevler parlıyordu. Çenesindeki kaslar kasılmaktan seğirmeye başlamıştı.

Bakışlarında Saklı (Wattys 22 Kazananı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin