On Yedinci Bölüm

389 34 1
                                    

Herkes taşraya dönmek için hazırlık yapıyordu. Keighleyler bugün yola çıkacaktı. Anna taşrayı çok özlemişti. Temiz havayı ve yeşil doğayı... Bahçede bir hamak olurdu. Anna oraya uzanıp bulutlardan şekiller çıkarmaya bayılırdı. Geceleri yıldızları izlemek harika olurdu. Bir yıldızdan diğerine atlar, sanki farklı dünyalar keşfederdi. Ancak Londra'daki hareketli yaşam bu güzelliklere izin vermiyordu.

Tekrardan sakin yaşamına ve mutfağına dönmek için sabırsızlanıyordu. Hem belki bir ara Acklamları da ziyaret ederdi.

Uşaklar bavulları arabalara yüklerken Anna, ağabeyi ve Eve'in odasına uğradı. Kapıyı tıklattı. Eve ona kapıyı açtığında gülümsedi. "Hazır mısın?"

Eve başını salladı. "Taşrayı öyle çok özledim ki," Elini karnına koydu. "Bu ufaklıktan sonra balolara pek enerjim kaldığı söylenemez."

Anna onun karnını okşadı. "O da yorulmuş olmalı,"

"Öyle oldu,"

Anna ona Henry ile aralarında geçenleri anlatmak istiyordu ancak eve dönmeyi beklemek daha iyiydi. Birlikte aşağı indiler. Eve, Will ve Anna aynı arabayla gitmeye karar vermişti. Genç kadın yok boyunca onlarla sohbet etti fakat aklı Henry'deydi. İki gün önceki nişan kutlamasında yaşananları düşünmeden edemiyordu.

Beni seviyor.

Anna biliyordu. Henry de bildiğini biliyordu. Kadın kendine şaşırıyordu. Belki de hep bilmişti, içten içe genç adamın ondan uzak durmasının sebebini hep anlamıştı. Yine de bunu kabullenememiş olmalıydı. Onu seviyorken ondan uzak durmasını. Anna, aşk için cesur olmak gerektiğine inanıyordu ve Henry Acklam'a güvenmesi için onun cesaretini görmeye ihtiyacı vardı.

Yolculuk uzundu ve dinlenmeye ihtiyaçları vardı. Konaklamak için bir yerde durdular. Anna arabadan inerken ona uzanan eli tuttu. Uşaklardan birinin yardım ettiğini sanmıştı. Başını kaldırdığında onu gördü. Bu Henry'di.

"H-Henry?" Sesi şaşkınlıkla tizleşmişti.

Genç adam ona çarpık bir gülüş sundu. "Leydim,"

Anna arabadan indi. Ardından Will inip eşine yardım edecekken Lord Acklam'ı görerek durakladı. "Lord Acklam,"

Henry ona selam verdi. "Merhaba, lordum,"

"Ne hoş bir tesadüf, siz de taşraya dönüyorsunuz sanırsam."

Henry onu başıyla onayladı. "Karşılaşmayı ummuyordum," Bakışları Anna'ya kaydı. "Büyük şans."

Anna gülümsemesini gizlemeye çalıştı.

Will, Eve'in inmesine yardım etti. Kadın Henry'i gördüğünde, "Lord Acklam," dedi şakırcasına. Bakışları hemen Anna'yı buldu. Anna ona heyecanını gizlemesini söyler gibi kaşlarını kaldırdı. Eve ifadesini değiştirdi. "Sizi görmek ne güzel," dedi yumuşak bir biçimde.

"Sizi de öyle, leydim."

"Akşam yemeğinde ailenizle bize katılın, lütfen."

Henry mutlulukla başını salladı. "Çok memnun olurum," Bakışları tekrardan Anna'yı buldu.

"Size odanıza kadar eşlik edebilir miyim?"

Eve bu esnada Will'i kolundan çekiştirdi. "Biz de artık yerleşelim,"

Will bakışlarını karşısındaki ikiliden çekip karısına yönlendirdi. "Evet, elbette," Tekrardan Henry'e baktı. "Görüşmek üzere,"

"Görüşmek üzere, lordum."

Will giderken Eve'in kulağına eğildi. "Tahmin ettiğim şey mi oluyor?"

Eve parmağını dudaklarını bastırdı. "Sanırım öyle."

Bakışlarında Saklı (Wattys 22 Kazananı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin