On Beşinci Bölüm

369 35 3
                                    

Güzel bir Pazar akşamıydı. Acklam Malikanesinde tüm davetliler toplanmış, yeni çiftin nişanını kutlamaktaydılar.

Anna, bir abla edasıyla Lily'e baktı. Onun büyümesine şahit olmuştu. Lily onun için bir kız kardeş gibiydi. Hem sırdaşı hem de dostuydu. Ancak bu genç kadın her nasıl olduysa ona Blake Acklam'a aşık olduğundan hiç söz etmemişti. Anna'nın gülümsemesi buruk bir hal aldı. Aslında bu anlaşılırdı. Lily çocukluğundan beri ince bir ruha sahip olmuştu. Anna ve Henry arasındakileri biliyorken kendinden bahsetmek istemezdi. Yine de Anna anlatmış olmasını, onun yanında olmayı dilemişti. Ancak inanıyordu ki Mollie Acklam onların hep yanında olmuştu. Bu iki genç kadın arasındaki ilişkiyi kendisi ve Eve'in ilişkisine benzetiyordu.

Anna Keighley mutluydu. Uzun zaman sonra Henry Acklam etraftayken endişe duymadan mutluydu.

"Harika görünmüyor mu?"

Anna, yanına gelmiş olan Noah'ya baktı. Gözleri mi dolmuştu? Genç kadın ona takılarak, "Ağlaman için para verebilirim,"

"Ne kadar koyuyorsun?"

Anna şaşkınlıkla diğer tarafına baktı. Bu Henry'di. Yüzünde muzip bir ifade vardı.

"On paund koyuyorum," Genç adam cebini karıştırır gibi yaptı.

Anna hayretle onun ne yaptığını izledi. Kahkahasını tutamadı. Genç adam avuç içindeki paraları saymaya başladı. Anna Aceleyle bilekliğini çıkardı. "Çok fazla edeceğini biliyorum,"

Noah ikisine bakıp sessizce gülümsedi. İkisi de bu esnada ona döndüler.

"Ağlayacağına bahse varım," dedi Anna.

Henry güldü. "Ona güveniyorum, duygularını kontrol etmede harikadır. Ağlamayacak,"

Anna ona dik dik baktı. "Ben de onu senin kadar iyi tanıyorum,"

Henry meydan okurcasına ona bir adım attı. Elinde tuttuğu bilekliğe baktı. Sonrasında bakışları kadını süzerek yavaşça onun yosun rengi gözlerine ulaştı. Henry'nin dudakları yukarı doğru kıvrılırken tek kaşı da yukarı kalkmıştı. "Hiç şansın yok,"

İkisi de Noah'ya döndü. Genç adam onlara korkarak baktı. Gözleri hırstan kararmıştı. "Pekala," dedi ellerini onlara doğru açarak. "Ben davetlilerin yanına uğrayayım," Beceriksizce gülerek onlardan uzaklaştı.

Anna Henry'e dönüp tek omzunu silkti. "Gecenin sonunda kadar vaktimiz var,"

"Hile yok," Henry ona elini uzattı.

Anna genç adamın elini tuttu. "Hile yok."

***

"Dostum, kesinlikle ağlaman gerekiyor. Eğer bunu kazanırsa bana karşı öfkesi dinebilir."

Noah şaşkın bir ifadeyle kaşlarını büzdü. "Sen ağlamamama oy veren değil miydin?"

Henry elini savuşturdu. "O sadece rekabeti arttırmak içindi." Noah ona boş boş baktı. Henry onu omuzlarından tuttu. "Bak, sana salya sümük ağla demiyorum. Sadece beni haksız çıkarsan yeterli. Bu bana olan öfkesini biraz olsun bastırabilir."

Noah gülümsedi. "Onu iyi tanıyorsun,"

Henry de gülümsedi. Tanıyordu. "Benim için ağlayabilir misin?"

Noah başını salladı. "Açıkçası kendimi tutuyordum,"

Henry kahkaha attı. "Bu yüzden ağlamamana oy verdim ya,"

Bakışlarında Saklı (Wattys 22 Kazananı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin