Çocuklarla konușarak eve gelmiștik Mila'dan beklenmeyecek șekilde onları eve davet etmiști ama ișleri olduklarını söyleyip teșekkürle reddetmișlerdi biz de ısrar etmemiștik tabii ki.
Akșam olmuș odalara ayrılmıştık, Aybüke geç saatlerde gelmiști ve bizde üstüne gidip bunaltmak istemediğimiz için soru sormamıș, kendisini hazır hissedince gelir anlatır diyerekten yatmıștık.
Sabah kalktığımda Hazan yoktu yatağı düzgünce toplanmıștı, zorla kalktım ve odadan çıktım mutfakta oturmuş telefona bakıyordu.
"Günaydın, diğerleri kalktım?" dedim
Bana aynı șekilde karșılık verdi ve kafasını kaldırıp gözleriyle arkamı ișaret etti. Arkamı döndüğümde kızlar hazır bir șekilde odadan çıkıyorlardı. Onlara da günaydın diyerek hızla hazırlanmaya bașladı.
Her ișimi bitirip salona geçtiğim de herkes kendi halinde takılıyordu, anlașılan Aybüke de hala ses yoktu. Bu iș artık dokunmaya bașlamıștı kaç gündür iyi değildi bir șeyler saklıyordu, gözümüzün önünde ağlama krizine girmiști ve kaçmıș sonra da geç saatlerde gelmiști biz yine insaf gösterip susmuștuk ama buraya kadar!
"Aybüke derdin ne sesin! Yetmedi mi sana verdiğimiz süre? Tamam diyoruz susalım diyoruz, gelip kendi anlatacak diyoruz, hani? Nerede? Ne yapıyorsun sen Aybüke, delirtmeye mi çalıșıyorsun sen bizi, sormasak hiçbir șey anlatmayacak mısın?" evet biraz sesli, hızlı ve büyük bir patlamaydı ama hakketti.
Hepsi bana șașkın bir șekilde bakıyorlardı, Aybüke ne diyeceğini bilemez șekilde benden gözlerini kaçırdı ve biraz öyle bekledikten sonra konușmaya bașladı.
" Ben özür dilerim, kafamı toplayamıyorum, bunalımdayım sanırım, halsiz gibiyim aynı zaman da hasta gibi ben bilmiyorum yani..."
"İyi de Aybüke bu haline neden olan ne? Senin nasıl bir durumda olduğunu biliyoruz buna sebep olanı merak ediyoruz biz." dedi Mila.
Hazan sessiz bir şekilde bizi izliyor ve dinliyordu konușmaya pek niyeti yok gibiydi.
Aybüke derin bir nefes aldı ve tek nefeste cümlesini kurup sustu.
" Emre ile ayrıldık."
Hepimiz gözlerimiz büyümüș șașkın șekilde Aybüke'ye bakıyorduk. Tebrik mi etsek üzülsek mi bilemiyorduk.
"Ne zaman?" dedi Hazan șașkınlığını bir kenara attı ve bir șeyler düșünerek konuștu. Gözlerini hafif kısmıștı bunu farkettim, bizim kaçırdığımız bir șey vardı sanırım.
"Bara gittiğimiz gün bizi çocuklarla görmüș o yüzden kavga ettik bir sonra ki gün de okul çıkıșı konușup barıșırız diye sizden ayrılmıștım, buluștuk ve ayrılmak istediğini söyledi." dedi.
Hazan hemen çakmıș gibi sırıttı.
"Evet sabah geldiğin gün." dedi. Ben o an anladım ve hemen Aybüke'ye döndüm.
Aybüke o gün onun sabah geldiğini bilmediğimizi düșünüyor olmalıydı ki șașırdı ve eli ayağına dolaștı.
"E-evet o gün üzüntü ve sinirden gidip içmișim de." dedi hızla ve duvardaki saate bakıp devam etti.
"Hadi çıkalım geç kalacağız." dedi hızla ve aceleyle kapıya yöneldi. Biz de mecburen arkasından.
Okula vardığımızda bahçenin köșesinde bulunan oturma alanlarına doğru gittik çocuklar oturmuș sohbet ediyordu.
Yanlarına vardığımızda Hazan beklemeden çantasını masaya attı ve Yiğit'i kenara iterek oturulan yere yattı. Yiğit bu hareketi beklemiyordu ki șașırdı ve ardından her zaman ki sırıtıșıyla konușmaya bașladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİM ADIMIZ: SONSUZLUK
Teen Fiction× 4 birbirinden şerefsiz erkek arkadaş ve 4 birbirinden güzel kız arkadaşlar buluşması. × Sex'i yanlarından ayırmayan erkekler okula gelen yeni 4 kızı gözlerine kestirmiştir tabi bu isteklerini karşılayabilecek kızların tek gecelikten fazla olabilec...