_Basketbol Maçı_

832 25 3
                                    

Hazan gittikten sonra bizde erkeklerle uğraşmak zorunda kalmıştık.
Gitmeyeceklerini anladığımızda ise boşa enerji harcamayı bırakmıştık.
Zil çaldığında oturduğum yerden kalkarak "birinci tenefüsümüzün içine ettiğiniz için teşekkür ederiz" dedim ve arkamı döndüm. Ateş ise hiç beklemeden cevap verdi.
"Ne demek, her zaman." dedi ben ise umursamadan kantinden çıkıp merdivenlere yöneldim kızlarda peşimden geliyordu.
Telefonum titreştiğinde cebimden çıkarıp bildirime baktım. Hazan yazmıştı acaba kantinden bir şey mi istiyordu? Durdum ve mesaja baktım. Kızlarda durduğum görünce durdular ve bana bakmaya başladılar
"Kim?" diye sordu Aybüke, hızla "Hazan" diye cevap verdim. Mila, "ne diyor" dediğinde telefonu kapattım ve kızlara baktım.
"Ayağı çok kötüymüş o yüzden izin alıp eve gitmiş merak etmeyin dedi" dedim. Kızlar onaylar şekilde kafalarını salladıktan sonra sınıfa çıkmaya devam ettik.
Dersler her zaman ki gibi çok sıkıcı geçmişti kimya hariç, kimyayı seviyordum ve başarıyordum da. Zilin çalmasına beş dakika kala hoca bizi bıraktı Aybüke ile arkamıza döndük Hazan gittiği için Mila tekdi.
"Öğlede kantinde miyiz?" dedi Mila.
"Farketmez benim için" dedim Aybüke de kafasını salladıktan sonra zil çaldı ve paralarımızı alıp kantine indik.
Fikri Amcaya siparişleri verdikten sonra her zaman ki masaya oturduk.
Beklediğimiz gibi bir kaç dakika sonra Ateşler geldi ve yanımıza oturdular.
"İstenilip, istenilmediğinizi hiç sordunuz mu?" dedi Mila.
"Gerek var mı?" dedi Altemur sırıtarak. Mila göz devirdi ve bağırmaya başladı.
"Fikri Amca bizi burada rahatsız ediyorlar!" hepimiz şok olmuş bir şekilde Mila'ya bakıyorduk çünkü kimse bunu beklemiyordu.
Bunun üzerinden 1-2 dakika sonra Fikri Amca geldi.
"Çocuklar hayırdır kızlara mı sardınız?"
"Fikri Amca etme biz hiçbir şey yapmadık bilmez misin bizi." dedi Yağız.
"Eğer rahat durmazsanız sizi başka masaya alırım haberiniz olsun" dedikten sonra Fikri Amca gitti.
Biz zaferle gülerken çocuklar bize döndü ve keskin bakışlar atmaya başladı.
Yemeklerimiz hazır olduğunda kalkıp aldım ve masaya geri döndüm.
"Topal Cadı nerede?" dedi Yağız.
"Abi cidden o ne ya" dedi Berk iğrenerek.
"Sen ne anlarsın, ben eğleniyorum" dedi ve bana döndü Yağız. Benden cevap bekliyordu.
"Sanane Hazan'dan"
"Hiç, aranızdan en çok onunla uğraşmak sarıyor" dedi sırıtarak. Ben ise iğneleyici bakışlar atarak yemeğime döndüm.
Normal konuşmalarla başlayan cümleler tartışmaya dönüyordu. Hem eğleniyor hemde saçmalıktan canım sıkılıyordu aynı zamanda da aklım Hazan'a gidiyordu, acaba iyi miydi?
Ateş'in dediği şey ile dikkatimi onlara verdim.
"Bu okul çıkışı maçımız var gelin izleyin derim, bizim gibi olabilmeniz için çok çalışmanız gerektiğini anlarsınız." dedi.
"Ne maçı?" dedi Mila kafasının içinde ki soru işareti bakışlarından belli oluyordu.
"Basketbol, kız takımına seçilmiş olabilirsiniz ama bu erkeklerden iyi olduğunuz anlamına gelmiyor ne yazık ki!" dedi Altemur dalga geçtiğini ses tonundan anlayabiliyordum.
"Bir dakika, siz erkek takımında mısınız? Hemde basketbol." dedim bende Altemur gibi alaycı tonunumu göstererek.
"Ne sandın psikopat" dedi Yağız. Cidden isim takmak konusunda çok kötüydü.
Mila bir kahkaha patlattı.
"Pardon, şimdi sizi hayal ettim de..." yine güldü ve devam etti "... harika bir takımsınız!" dedi alayla. Mila'ya katılıyorum.
"Bence izledikten sonra konuşun, göt olmanızı istemeyiz. Veya isteriz" dedi Yağız gülerek.
Tam ağzımı açmıştım ki zilin sesiyle geri kapattım.
"Hiç çekilmiyorsunuz ama merak etmeyin dalga geçmek için her zaman geliriz." dedim gülümseyerek ve başta Mila olmak üzere masadan kalkıp sınıfa çıktık.
Tarih dersini kitap okuyarak geçirmiştim çünkü bu karı cidden çekilmiyordu.
Zil çaldığın da bir rahatlama geldi ve oturmaktan ağıran belimi esnetmek için ayağa kalktım, benle birlikte ayağa kalkan Mila "birazdan gelirim" dedikten sonra sınıftan çıktı.
Beş dakika sonra geldiğinde Mila hemen anlatmaya başladı.
"Çıkışta ki maç sadece eğlence için yapılan bir maçmış ama rakip okulla oynanıyormuş. Aynı zamanda öbür okuldan izleyiciler de gelecekmiş ve bizim okulda yapılacakmış. Son olarak gizli kaynağım şunu söyledi bu rakiple sürekli bir çekişme varmış yani eğlencesine de olsa büyük bir maçmış. "dedi Mila.
Biz ise Mila'ya ağzımız açık bakıyorduk. Bu bilgileri beş dakika da ve kimden öğrenmişti?
" Kim bu gizli kaynak? "dedim gözlerimi kısarak. Mila ise gayet doğal ve sakin bir şekilde" adı üstünde gizli" dedi ve göz kırptı.
Zilin tekrar çalmasıyla soruları bırakıp çekilmez karıyı beklemeye başladık.
Dersler sonunda bitmiş ve asıl beklediğimiz zamana gelmiştik. Hızla çantalarımızı toplayıp spor salonuna indik.
Tribünler şimdiden dolmuştu ve bizde hemen gözümüze kestirdiğimiz yere geçtik, rakip okul tarafına.
İlk önce karşı okul da olmak üzere şaşkın bakışlar bizdeydi, ne de olsa kendi okulumuz yerine karşı okulu tutuyorduk ama hiçbir bakışı umursamadan yerlerimize oturduk kısa süre sonra da bakışlar bizden ayrılmıştı zaten.
"Keşke Hazan'da burada olsaydı, bu fırsatı asla kaçırmazdı" dedi Aybüke.
"O yüzden evren onu yolladı ya" dedi Mila gülerek. Kesinlikle elimize koz geçmişken bu fırsatı kaçırmazdı Hazan hatta daha da büyütürdü bu yüzden Mila haklıydı, evren doğru olanı biliyordu.
Oyuncuların sahaya çıkmasıyla tribünlerdeki ses kesildi ve anında alkış ile ıslık sesleri duyulmaya başladı.
4 salak da oyunun içindeydi yani iyi oynadıkları belliydi yedekte ise kızların aksine dört çocuk vardı. Normal maç olmadığı için herkesin gelmediğine emindim, daha fazla yedekleri olmalıydı.
Bizde kızlarla alkışlamaya başlamıştık ki çocukların tribünlere baktığını gördüm birilerini arıyorlardı ve o birilerinin biz olduğuna adım gibi emindim.
Ateş ile göz göze geldiğimizde gözlerini kıstı ve karşı taraftardan olduğumuz için iğneleyici bakışlar attı.
Ben gözlerimi karşı okula çevirdiğimde çocuklara baktım. Haklarını vermek lazımdı cidden iyilerdi yakışıklı ve çekiciydiler, biri ile göz göze geldiğimde sırıttı ve bana göz kırptı tepki olarak ise sadece kaşımı kaldırdım ve kızlara döndüm.
Onlara da dikkatlice oyuncuları izliyorlardı.
Düdük sesi ile uyarı verildi ve gruplar yuvarlak oluşturarak konuşmaya başladılar ardından herkes yerlerine geçtikten sonra oyun düdüğü çaldı ve oyun başladı.

BİZİM ADIMIZ: SONSUZLUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin