_Kimsiniz? _

489 16 5
                                    

Alarmın sesiyle uyandım, yatakta oturur pozisyona gelip etrafıma baktım Hazan çoktan kalkmış, hazırlanmış, yatağını düzeltmiş ve içeriye geçmişti. Her zamanki gibi.

Bende oyalanmadan yataktan kalktım ve yüzümü yıkamak için odadan çıktım. Hazan koltukta oturmuş telefona bakıyordu.

"Günaydın" dedim.

Kafasını kaldırmadan "günaydın" diye bağırdı. Güldüm ve elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama döndüm.

Tamamen hazırlandıktan sonra kapıyı açtım ve odadan çıktım ki Aybüke ile çarpışmam bir oldu.

"Günaydın" dedim gülerek. Elinde iç çamaşırı ve bugün giyecek olduğu kıyafetler vardı.

"Günaydın" dedi yarım yamalak gülümsemesiyle.

"Duş mu alacaksın?"

Kafasını sallayarak cevap verdi ve zaman kaybetmeden banyoya girip kapısını kilitledi.

Yaklaşık yirmi dakika sonra hepimiz hazırlanmış Aybüke'yi bekliyorduk diyordum ki evet şimdi çıktı.

"Geldim geldim, kusura bakmayın."

"Tamam hadi çıkalım." dedi Hazan ve hızla kapıya yöneldi.

Okula varmamız diğer günlere has daha hızlı olmuştu. Hazan önden biz hemen arkasından ona yetişmek amacıyla koşar adımlarla yürümüş ve yetişmiştik.

Evet yeni bir bilgi, aklınızda tutun Hazan bir yere geç kalmaktan nefret eder!

Neyse öyle böyle okula gelmiş sınıfımıza çıkıp oturmuştuk -bugün Hazan benim yanıma Aybüke Mila'nın yanına oturdu- geç bile kalmamıştık ama hala Hazan'ın üstünde ki gerginliği hissedebiliyordum.

Dersler öğleye kadar maraton geçmişti ama bugün çok sessizdik.

Hazan bütün derslerde uyumuştu , Mila bazen kitap okumuş bazen dersi dinlemişti bende aynı şekilde ama Aybüke...

Tamam bunu ayrı olarak ele alacağız. Aybüke son iki gündür çok sessiz ve çok garip davranıyor, hem de fazlasıyla. Yani hiç konuşmuyor, sohbete katılmıyor, dersleri dinlemiyor ve çok dalgın. Kafasını karıştıran ya da bilmiyorum yani düşüncelerini ele geçirmiş bir şey var bunu fark edebiliyorum çünkü çok belli oluyor ama bunu bize açmıyorsa bir bildiği vardır, en azından istediği zaman rahat bir şekilde bize açılabileceğini biliyor onu sorularla boğmamıza gerek yok. Dimii?

Tamam endişeliyim çünkü bu Aybüke! Aybüke susmaz ki konuşur, her şeyini anlatır bize durmaksızın böyle rahatlar çünkü kendini böyle iyi hisseder bizde hiçbir zaman onu yargılamayız.
Aybüke bizden bir şey saklamaz, saklayamaz. Ama şuan saklıyor!

Hazan kitabının köşesine hızlıca bir şey yazıp bana yaklaştırdı.

"Bir sorun mu var?" yazıyordu.

Bakışlarımdan düşüncelerimi anlamıştı, kitabını aldım ve yazmaya başladım.

"Bilmiyorum belkide bana öyle geliyor ama Aybüke de bir sorun var gibi çok sessiz ve bizden bir şey saklıyor sanki? Veya benim saçma bir paranoyam."

Yazdım ve kitabı Hazan'a ittim.
Hazan okuduğu an bir şeyler yazdı ve kitabı bana geri verdi.

"Aynılarını düşündüğümü desem?"

İş bitmişti çünkü beni geçtim Hazan da böyle düşünüyorsa kesin bir şey vardı.

"Sence üstüne gitmeli miyiz?" diye yazdım ve kitabı uzattım.
Hazan okuduğu an kafasını 'hayır' anlamında iki yana salladı bende bunun üzerine 'tamam' anlamında kafamı yukarı aşağı salladım ve derse odaklanmaya başladım.

Zilin çalmasıyla öğleye girmiştik herkes kalmış sınıftan çıkarken Hazan "siz gidip siparişleri alın İzel sen benle tuvalete gel" dedi.
Hepimiz onaylayıp ayrıldık.
Tuvalete girdiğimizde Hazan kabine girdi ve bir kaç dakika sonra çıktı ellerini yıkadı ve üstüne sildikten sonra beni kolumdan tutup kendine yakınlaştırdı.
"Ne oldu?"
"Dersteyken diyemedim ama..." Hazan sessizleşti.
"Ne oldu Hazan söylesene!"
"Dün Aybüke eve geç geleceğini söylemişti ya.."
"Evet?"
"Sabah eve geldi."
"Ne?!"
Hazan kafasını aşağı yukarı sallamakla yetindi.
"Nasıl yani anlamdım şimdi Aybüke dün akşamı dışarıda mı geçirdi diyorsun?"
"Evet. Sabah uyandığımda bir kapı sesi duydum kalktım ve odadan çıktım ki Aybüke o sırada hızlıca odaya girdi. Görmediğimi sandı ama gördüm bende görmemiş gibi davrandım."
"E-Emin misin yani belki tuvalete filan kalkmıştır yani o sıra görmüşsündür ne bil....."
"İzel! Dış kapı anahtar sesine uyandım ve odaya girerken dışarı giysileriyleydi. Evet saçma geliyor ne yapmış olabilir bilmiyoruz ama eminim eve sabah geldi."
Neden ama dışarıda ne yapmış olabilir nerede kaldı kiminleydi Allah'ım aklıma türlü türlü şeyler geliyor.
"Şimdi kantine iniyoruz ama kimseye bir şey belli etme şuan ikimiz bilelim Aybüke diyene kadar ama demezse o zaman düşünürüz."
"Tamam"
Derin bir nefes aldım ve hızlıca tuvaletten çıkarak kantine indik yeterince zaman kaybetmiştik.

"Tuvalete düştüğünüzü düşünmeye başlamıştım." dedi Mila gülerek.
"Sıra vardı." dedi Hazan hızla ve oturup yemeğini yemeye başladı.

İstem dışı Aybüke'ye bakıp duruyordum ama Aybüke o kadar dalgındı ki ona baktığımın bile farkında değildi.

Ahh Aybüke ne yaptın bilmiyorum ama içimde hiç iyi hisler yok!

Akşam eve geldiğimizde herkes kendi halinde takıldı.
Aybüke yorgun olduğunu diyerek yattı, Mila da kitap okuyacağını söyleyerek odasına çekildi Hazan ile bende yarım kalan dizimizi izledik.
Bölüm bitince Hazan yatma niyetine odaya gidince yalnız kaldım.

Hiç uykum yoktu ve uykum olmadan yatağa girmeyi de düşünmüyordum.
Ayağa kalkıp mutfağa doğru yöneldiğim an telefonum çalmaya başladı ve koşarak telefonuma ulaştım.

Numara kayıtlı değildi, açıp açmamak konusunda büyük bir tereddüte girsemde kapanmadan hemen açtım.
"Efendim?"
Ses yoktu telefonu kulağımdan uzaklaştırıp ekrana baktım acaba çok mu bekletmiştim, telefon kapanmış mıydı?
Hayır ekranda arama sürüyordu. Kafamı kaldırıp duvar saatine baktım saat 11.45'ti. Bu saatte kim aramıştı?
Telefonu tekrar kulağıma getirdim ve karşı tarafı yokladım.
"Alo?... Kimsiniz? "
Gene ses yoktu.
Telefonu karşıma aldım ve kapat tuşuna basıyordum ki karşıdan ses geldi.
"Alo, İzel?"

BİZİM ADIMIZ: SONSUZLUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin