4.bölüm

2.9K 121 69
                                    

Bölümler kısa biliyorum ama yapıcak
Bisi yok anlık aq'm o kadarına yetiyor
İyi okumalar... 🥰😍🤤🤎💜🧡

Hepimiz salona geçtik ve biraz oturduk ılgaz da beni beklemiyordu, karşısında o yüzden başta o da bi şaşırdı ama belli etmedi.

İşte annem o ela abim fırat murat aralarda da ben muabbet ettik bildiğimiz annen baban nası gibi sorular. Klasik tanışma olayı

Sohbet biraz tıkanınca annem " masa hazır hadi yemeğe geçelim" Dedi. Ve hipimiz ayaklandık.

Masaya oturunca herkes tabağına yrmrk istediği yemekleri aldı ben ise ılgazı inceliyordum.

Birden yandan muratın kolumu dürtmesiyle ona baktım.

bana 'noldu' adlı bi bakıs attığında bende 'bisi yok' adlı bakısımı attım ona ve yemeğimi yemeye basladım.

Abim kendi tabağına alıyordu. arada da ılgazın tabağına koyuyordu.

19 yılık abime sinir olmam normal mi bilmiyorum ama şuan ona o kadar sinir oluyorum ki  aşırı fazla kıskanıyorum.

Onun yerinde olmak için çok şeyimi verebilirim o derece.

Gerçi ben ondan daha yakışıklıyım ama hadi neyse.

Ben tabağımı baya bi doldurdum. Tam yemeye başlayacakken telefonum çalmaya başladı. Hayır zaten çok açım sırasımı kardeşim.

Masadakileri çok germemek için "anne ben konuşup gelirim" dedim ve masadan kalktım. Annemde olumlu anlamda başını salladı.

Gökçe arıyor...

"efendim güzelim" diyerek açtım telefonu.

" bugün gittiğimiz kafenin orda ki sahildeyim işin yoksa yanıma gelebilir misin" dedi. Sesi hafif titriyodu ve çok az içmiş gibiydi.

"gelirim tabi bekle beni" dedim ve hemen bi tane hırka aldım üstüme çıkmadan annemgile bakıp"anne acil gitmem gerek geçte gelebilirim erken de bilmiyorum"dedim.

Annem "nere-" nereye diycekken kapıyı kapattım ve çıktım.

Arabaya oturdum. Ve kemeri takıp kafamın arkasından geçirdim polis görürsem önüme alırdım daraltıyo kemer beni.

Yollar boştu millet genelde bu saatte yemek yediği için çoğu kişi evlerindeydi.

Hızlı değil ama yavaşta olmayacak şekilde gaza bastım. 20 dakika içinde dediği sahile gelmistim etrafıma baktığım da gökçenin ileride oturduğuğunu gördüm ve hızla yanına adımladım.

"pişt ben geldim" dedim ve kendimi yanına attım.
O da "hoşgeldin" diyerek yanında ki poşetten bi tane bira çıkarttı. Aslında bira pek sevmem volimler daha güzel yani tad açısından daha hoşuma gidiyor  genel olarak benim fikrimce hepsi bok gibi ama bugünlük birayla idare edeceğiz artık.

Bi süre sadece oturduk. Öyle dalgaları izledik. Ilgazı düşündüm. Biliyorum düşünmemem gerekiyor bu yaptığım abime büyük saygısızlık ama gözlerini, burnunu, ağzını, gamzelerini biliyor musunuz gülmese bile ağzıyla bir mimik yapsın ufaktan çıkıyor çok tatlı yapıyor onu.

"ee anlat bakalım ne oldu neden buradayız" dedim. Yavaştan konuya girmemiz gerekiyordu ve gökçenin kafa çoktan uçmuştu.

"babam" dedi. Kısık bir ses tonuyla ama devamı gelmedi.

"babamla tartıştık biraz o da defol evden dedi. Öyle çıktım hiç bir şey almadan 50 lira vardı ona da bunları aldım" dedi. Kafasını omzuma yasladı.

Daha rahat etmesi açısından kolumu omzuna attım üstünde kısa kollu vardı ve kolları buz gibiydi.

"hadi kalk o zaman" dedim. Daha fazla üşümesin bi kaç gün bizde kalsa birşey olucağını düşünmüyorum.

Daha bugün tanıştığım kişiye evimi açıyorum ama napabilirim sokakta mı yatsın. Hem arkadaşım artık

"nereye" dedi.

"evime" dedim.

"saçmalama sen evini aç diye anlatmıyorum ben bunları" dedi. Ama kelimeler ağzından zor çıkıyordu.

"hadi gel seni ayıltırız evde sonra gitmek istersen gidersin" dedim ve kaldırdım.

Biraz fazla ağırdı yani aslında briaz değil baya ağırdı. Ama taşıyabilirdim.

Hırkamı çıkarttım ve ona giydirdim. Elinin tekini omzumdan attım o da kafasını omzuma yatırdı. Ve sızdı gibi bişi uyuyarak yürüyordu.

Arabamın önüne gelince kapıyı açtım ve onu ön koltuğa otutturdum.

üstüne eğilip kemerini taktım. O da zaten sızdı. Kendi koltuğuma oturup eve sürmeye başladım.

Yolda annemi arayıp durumu üstün körü anlattım. O da muhteşem bir insan olduğu için hiç sorun etmedi.

Evin önüne geldiğimizde önce kendimin sonra onun kemerini çözdüm.

Arabadan çıkıp onu da kucağıma aldım aslında baya ağırdı ama onu düşürmemek için hafif zıplattığım da kollarını boynuma sardı bu sayede biraz daha hafifledi yüküm.

Arabanın kapısını kitledim ve evin önüne gelip kapıyı çaldım. Kapı bi süre açılmayınca ayağımla kapıya küçük tekmeler atıp

"açın amına koyim belim koptu"dedim. Birinin kapıya yürüme sesini aldım bu ela değildi ela olsa koşardı annem olsa geldim diye bağırırdı fıratla murat götünü kaldırmaz ya abim ya ılgaz artık hangisiyse diye düşünürken abim kapıyı açtı.

Şaşırsada pek bir şey demesine izin vermeden harekete geçtim.

Benim odam üst kattaydı. Ve şuan soluklanmam lazımdı geçerken mutfağa uğradım.

Ilgaz ve annem beraber kahve yapıyolardı.  ela da yanlarına pısmış oyun oynuyordu, telefondan.

Ben gökçenin bacaklarını aşşağı indirdim ve yine kolunu omzuma alarak "anne bi su versene" dedim. Annem bian afallasada hemen suyu getirdi.

"kızım sen şimdi arkadaşını odana götür bi ayılt bari" dedi. Annem

"götüreceğim şim-" derken. Gökçe

"aşkım halim yok" dedi.

Kelimeleri tam söyleyemesede millet onu çok net anlamıştı.

"ela yardım etsene la" dedim ama

" ela ben hiç edemem kardeşim oyuna başladım" dedi.

Daha sonra ordan lafa ılgaz atlayıp

"ben yardım edebilirim" dedi. Ve yanıma geldi.

gökçe umarım rüyasında ki aşkları uğruna benim imajımı 2.defa çizmez.

yasak (g!p) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin