꧁Kehanet Dersi꧂

196 14 24
                                    

İtalik yazı gözümü yormaya başladı

İyi okumalar...

☾ ☾ ☾ ☾ ☾

Profesör'le olan kısa sohbet eğlenceli geçmişti. Tren, durağa varana dek konuşmuştuk.

Açıkçası mutluydum. Bu adam oldukça bilgili ve nazikti, sabırlı ve güleryüzlüydü. Çok iyi bir öğretmen olduğundan emindim. Anlaşılan bu yıl, geçirdiğim diğer iki yıla nazaran daha bilgili geçecekti.

Trenden indiğimizde, Hagrid'in, "Birinci sınıflar, bu taraftan!" diyen sesini duyduk. Ki bu, doğru düzgün duyabildiğimiz tek sesti.

Çevremizdeki geveze insan yığınıyla beraber peronun öbür tarafına geçtik. İnişli çıkışlı yola çıkan diğer öğrencileri izledik. Testrallerin çektiği arabalara ulaştığımızda ise, her zamanki gibi huzursuz oldum. Testralleri, sadece ölümü görmüş kişiler görebilirdi. Ben ise kimin ölümünü gördüğümü bilmiyordum.

Araba şatonun önüne geldi ve sarsılarak durdu. Aşağıya, Hermione'den sonra indim. Merdivenlerden çıkarken, kulağıma tembel ama keyifli bir ses ulaştı.

"Bayıldın ha, Black? Ruh Emici ödünü mü kopardı yoksa?"

Malfoy, Hermione'ye bir dirsek atıp önümü kesti. Yüzü neşeliydi, soluk gözleri melun melun parlıyordu.

"Çekil önümden Malfoy."

"Korkutucu olamadım mı? Peki, bir dahakine bir Ruh Emici olmayı denerim."

"Neden çekip gitmeyi denemiyorsun, Malfoy? Hepimiz için oldukça faydalı olur." dedi Diego, sakin bir sesle.

"Aslında, öfkeli suratlarınızı görmek hoşuma gidiyor."

Sakin bir ses, "Bir sorun mu var?" dedi. Profesör Lupin, o sırada bir sonraki arabadan çıkmıştı.

Malfoy, Profesör Lupin'e küstah bir bakış attı. Bu, onun cüppesindeki yamaları ve eski püskü bavulunu kapsayan bir bakıştı. Sesinde minicik bir alay imasıyla, "Ah, hayır - şey - Profesör." dedi. Pis pis sırıtarak oradan uzaklaştı.

"Hâlâ onu lanetlememek için bir neden arıyorum." dedim sıkılı dişlerimin arasından.

"Yok zaten." dedi Diego, aynı şekilde.

Hermione, Diego'yla benim kollarımıza girdi. "Hadi." Yürümeye başlayınca onu takip ettik. 

Devasa, meşe ön kapılardan geçip mağara gibi Giriş Salonu'na girdik. Salon alev alev meşalelerle aydınlatılmıştı ve üst katlara giden görkemli mermer bir merdiveni barındırıyordu.

Büyük Salon'dan içeri girdik, ama daha büyülü tavana bile bakamadan arkamızdan bir ses yükseldi.

"Black! Granger! İkinizi de görmek istiyorum!"

Hermione ve ben hemen arkamıza döndük. Biçim Değiştirme Profesörü, Gryffindor Bina Başkanı olan sert görünüşlü Minerva McGonagall, kalabalığın başları üzerinden sesleniyordu.

Bu kadını severdim ama aynı zamanda korkardım. Disiplinli birisiydi. Fazla disiplinli... İkiletmeden yanına gittik.

"Öyle kaygılı görünmenize gerek yok ─ sadece odamda bir şey söyleyeceğim." dedi Profesör. "Hadi işine, Tonks."

Profesörü takip ederken zavallı Diego arkamızdan bakakaldı.

Minerva McGonagall'ın odasına vardığımızda bizi hoş geldin diyen kocaman bir ateş karşıladı. Profesör McGonagall, oturmamızı işaret ettiğinde, masanın karşısındaki iki koltuğa oturduk.

Luna Black // White Carnation (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin