Luna Black // White Carnation (DÜZENLENECEK)

꧁Kurtadam꧂

İyi okumalar...

☾ ☾ ☾ ☾ ☾

İçinde bulunduğum grup, alışılmışın oldukça dışındaydı. Azkaban kaçağı masum bir adam, on iki kişiyi öldürmüş dönek bir katil, bir kurtadam, öldüren lanetten sağ çıkan tek kişi, bir dahi, katilin fare halinin eski sahibi ve ben - bir kehanetin dediğine göre çok güçlü bir cadı.

Merdivenden inerken başı Crookshanks çekiyordu, Profesör Lupin, Pettigrew ve Weasley onun arkasından geliyorlardı. Onların arkasında Snape, Sirius'un elindeki kendi asasının etkisiyle havada süzülüyordu. Onun arkasında ise ben, Harry ve Hermione vardı.

Tünelde yavaş yavaş ilerliyorduk ki, Sirius birden bana ve Harry'e yönelik olarak, "Bu ne anlama geliyor, biliyor musunuz?" diye sordu. "Pettigrew'u teslim etmek ne anlama geliyor?"

"Özgürsün," dedi Harry.

"Dünyanın en mükemmel insanını Azkaban'ın en üst katına hapsettikleri için sana yüklü bir miktar para verecekler ve sen de o paralarla dolu bir havuza dalacaksın," dedim.

Sirius güldü. "Sendeki mükemmel genlerim sadece kafanı çarptığında ortaya çıkıyor demek ki." Saçlarımı karıştırdığında, elini geri ittim.

Sirius ve Harry, vaftiz baba - vaftiz oğul konuşması yapıyordu, tam o sırada aklıma itiraz etmem gereken bir şey geldi.

"... eğer sen... farklı bir ev istersen..."

"Neden Pettigrew'un derisini yüzüp tuz banyosu yaptırıp delirene kadar Cruciatus lanetiyle işkence edip Imperius lanetiyle kendi kafasını defalarca duvara vurup parçalamasını sağlamıyoruz ki?"

Sirius, garip garip bana baktı. "Sakin ol, annesinin hayırsız evladı. Burada söz hakkı Harry'de. Kararı onu Ruh Emicilere vermek."

"Ama benim de söz hakkım var!" dedim. "Bu hain yüzünden amcamdan ayrıldım ve beni Marietta'dan kurtaracak kimse kalmadı! En küçük hatamda bile lanet yiyiyordum! Bu sıçanı öldürmeliyiz, Harry!"

"Sirius'un bir katil olmasını istiyor musun, Luna?"

"Hata yapıyorsun, Potter! Şu an bu lağım faresinin hayatını kurtarıyorsun!"

"Azkaban'da yeterince işkence görecek zaten!" dedi Harry. "Ayrıca, ruhu emilecek. Daha ne istiyorsun?"

"Onu kendi ellerimle öldürmeyi!"

"Luna, bu beni ilgilendiriyor," dedi Sirius, ciddiyetle. "Bir ömür Azkaban'da yaşaması inan ki yeterli bir ceza. Sen oraya gitmedin, nasıl bir yer olacağını tahmin bile edemezsin."

Bekleyin.

Gözümü kırptım ve herkes başını öne çevirmişti. Kimse konuşmuyordu ve biz... Hiç yürümemiş gibiydik.

Sirius birden sessizliği bozdu. "Bu ne anlama geliyor, biliyor musunuz?" diye sordu. "Pettigrew'u teslim etmek ne anlama geliyor?"

Bir dakika...

"Özgürsün," dedi Harry.

Hey, bu bir çeşit... Deja vu muydu?

Sanırım bir şeyi test etmeliydim.

"Dünyanın en mükemmel insanını Azkaban'ın en üst katına hapsettikleri için sana yüklü bir miktar para verecekler ve sen de o paralarla dolu bir havuza dalacaksın."