꧁İzin Belgesi꧂

167 18 15
                                    

İyi okumalar...

☾ ☾ ☾ ☾ ☾

İlk defa bir maçı Gryffindor kazanmamıştı. 

İlginçtir, hoşuma gitmişti bu. 

Maç biteli en fazla on dakika olmuştur büyük ihtimalle. Ama Hermione bizi peşinden sürükleyeli yıllar oluyor gibi geliyor.

Hızlı hızlı Quidditch sahasından hastane kanadına doğru yürümek tam bir ölüm, sakın denemeyin.

"Hermione, sakin ol, eminim ki iyidir."

"Ölüyor olabilir!" dedi Hermione, hızlı adımlarını arttırarak, neredeyse koşuyordu artık.

"İyice abarttın-" Kızın ölümcül bakışlarını görünce sustum.

"Geldik işte." dedi Diego, nefes nefese. Görünen o ki, Hermione bunu ondan önce anlamıştı. Hastane kanadının kapısından içeri girdi ve Potter'ın başucuna doğru koştu. "O iyi mi?"

Diego'yla göz devirdik. O Potter'dı, elbette ki iyiydi, her zamanki gibi hayattaydı.

Duygusuz demeyin hemen, elbette ki lanet olası empati yeteneğim devreye girdi. Potter'ın metrelerce yükseklikte, o buz gibi puslu havada, ruhu emilirken ne hissettiğini kolaylıkla anlayabiliyordum. Tüylerim diken diken oldu ve titredim, cidden korkunçtu.

Onun dışında, garip, onun için endişelenmiştim. Dediğim gibi, garip, ama tanıdık.

"Hey, siz ikinizin burada ne işi var?"

"Bundan sana ne, Weasley?" diye çıkıştı Diego.

Weasley'e tehlikeli bir bakış attıktan sonra Diego'nun kolunu tuttum. "Burada olmaya meraklı değiliz zaten." Diego'yu çekiştirdim ve dışarı çıktık.

"Of, yeter ama-" dedi Diego, cüppesini silkelerken, bakışları çok da uzak olmayan bir noktaya yöneldi. Gözlerini devirdi. "Harika."

"Merak etme, Tonks," dedi uyuşuk bir ses, "Sevgili kuzenime bir şey diyeceğim sadece, seninle ilgili değil." Gözüyle bana, onunla gelmemi söyledi.

"Hemen geleceğim," dedim Diego'ya. Draco'nun peşinden gittim.

"Benim hakkımda dedikodular çıkarmayı bırak, çok seviyesiz bir davranış."

Kaşlarımı çattım. "Ne?"

"Of, çatma kaşlarını, öyle kalacak sonra."

"Beni çok umursuyor gibi görünüyorsun." dedim soğukça.

"Ah, evet, elbette ─ senin için ölüyorum." dedi soğukça. 

"Soğuk nevale."

"Diyene bak."

Yüzümü buruşturdum.

Gözlerini devirdi. "Konumuza geri dönmek gerekirse, tüm dedikoduların kaynağının sen olduğunu biliyorum."

"Dedikodulardan haberim yok."

"Yaa, tabii..."

"Malfoy, ciddiyim ben."

"...Ayrıca, o vahşi canavara ne kadar değer verdiğini biliyorum. Babama bir mektup gönderdim, eğer çıkardığın tüm pislikleri temizlemezsen o angutun koca tavuğunun boynuna balta inecek."

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum ve eğer hipogrife bir şey olursa-"

Sırıttı. "Kellesini odama asmayı düşünüyorum. Sence yatağımın başına mı assam daha estetik görünür yoksa... başka bir yere mi-" Boynuna doğrulttuğum asama baktı. "Doğru, canavarın kendisi estetik değil ki, nereye assam yakışmaz."

Luna Black // White Carnation (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin