꧁Ziyaret꧂

127 14 79
                                    

İyi okumalar...

☾ ☾ ☾ ☾ ☾ ☾

Gecenin bir yarısı. Evde benim dışında herkes uyuyor. Herkes kelimesi pek uygun olmadı sanki, sonuçta evde sadece ben ve Marietta var. Black olmadığı halde benim evimde ve onu atamıyorum. Profesör Lupin, ya da benim ona hitap etmemi istediği şekilde Remus; bana bizzat kendisi ebeveynlik etmek istiyor. Ona kızıyorum daha önce bunu yapmadığı için, aynı zamanda da mutlu oluyorum. Ama Victoria karşı çıkıyor. Haklı bir nedeni de var.

Marietta hala bir Ölüm Yiyen ve Voldemort'a bağlı. Aileye bağlı bir Black gibi davranırsan, senden o kadar da şüphelenmezler.

Remus demişken... Bana her gün sağ olduğumdan emin olmak amacıyla mektup gönderiyor. Yanında her zaman da bir paket çikolata oluyor. Vaftiz baba olacaksanız böyle olun.

Sirius'u da unutmamak lazım. Güvenlik açısından fazla haberleşemiyoruz. Ama her mektubunda bana nasıl kaçabileceğime dair tüyolar veriyor. Ve birini de şu an kullanıyorum.

Lavanta ve papatya köklerini olabildiğince ince bir şekilde doğradım. Yapraklarla beraber kaba attım. Biraz peri tozu serptim. Weasley ikizlerinden satın aldığım uyku iksirinin yarısını karışımın üzerinde gezdirdim. Sarımsağı, mine çiçeğini ve ısırgan otunu tarifteki gibi aynı anda ezdim ve kaba ekledim. Son olarak, Marietta'nın eski cüppesinden kopardığım bir parçanın ucunu yaktım ve kaba attım. Kabın içindeki otlar yavaş yavaş tutuşurken, Marietta'nın odasına girdim. Parmak ucumda, sessizce ilerledim, hem ona hem kapıya yakın bir yere yerleştirdim tütsüyü. Geldiğim gibi sessizce odadan çıktım ve kapıyı kapattım.

Bir uyku tütsüsüydü bu. Sönene kadar, pis kadın uyanmayacaktı. En azından gece boyunca... Kabuslu uykular, Marie!

Dolabımın karşısına geçtim. Siyah bir deri pantolon, üzerine beyaz bir tişört... Deri, siyah ceket ve kırmızı, eski bir Converse. Ay ışığının hafifçe aydınlattığı odanım içindeki aynadan kendimi inceledim. Sirius takım yıldızı şeklindeki kolyemi tişörtümün üzerine çıkardım. Ama hala bir şeyler eksikti...

"Kibar bir hanımefendiye yaraşır saçımdaki" siyah kurdeleyi çözdüm. Saçımın içindeki o küçük tokaları çıkarmak o kadar zordu ki... Sonunda saçlarımı önüme attım. Biraz karıştırdım ve doğruldum.


Merdivenlerden hızlıca indim. Kapıyı kapattım ve özgürlüğü tatmak için Muggle sokaklarına karıştım...

Yaklaşık yarım saat sonra yoruldum ve bir banka attım kendimi. Tam o sırada bir baykuş ötüşü duydum yanıbaşımda. Hey, günlük çikolata servisini almamış mıydım? Belki de Diego'dur?

Baykuş, alnımı gagalayınca inledim. "Tamam ya!"

Doğrulduğumda, kar beyazı, kehribar gözlü, dişi bir baykuşla karşılaştım. Kibirli bakışlar bir yerden tanıdık geliyordu ama...

"Hedwig?"

Baykuş öttü ve bacağını uzattı. Bir iple bağlanmış mektubu çözdüm.

Luna,

Sana neden yazdığımı bilmiyorum. Hermione'ye yazsam delirir, Ron'a yazsam ailesine anlatır... Her neyse. Eminim ki benimle dalga geçeceksin ama çok garip bir rüya gördüm.

Luna Black // White Carnation (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin