kavuşmakmış seni öpebilmek, 19

472 71 60
                                    

Aniden gelen geçmiş hatıraları, yaşanan tonlarca acı ve anı...

Şimdi hepsinin son bulmasını istiyordu komutan. Hakimin doğru kararı vermesi için, dualar ediyordu. Burdan kurtulmak, sevgilisinin kollarına koşmak için adeta can atıyordu. Taehyung'un kalbinde yaşamak, nefesine ortak olmak için canını ortaya koymaya razıydı. Bu soğuk koridor bile içini ısıtmıştı.

Seokjin bileğindeki kelepçelere bakarken, yansımasına gülümsedi. Eski halinden, enerjisinden, yaşama sevincinden eser yoktu. Ona bunları geri verebilecek tek kişi sevgilisiydi. Biraz ilerde kendisine aşkla bakan adamı gördüğünde, derin bir iç çekti. Kimseyi yanına yaklaştırmıyor olmalarından nefret ediyordu.

Şimdi ona sıkıca sarılsa, çıkacağından ve kazanacağından bahsetse, saçlarına öpücük bıraksa çok mu şey istemiş olurdu? Kendisine nasıl özlemle, hasretle baktığını anladığında, komutan bundan nefret etmişti. Esmer oğlanı sürekli elleriyle oynuyor, bakışmalarından cesaret alıp adım atıyor ama sonra korkup geri yerine geçiyordu...

Bu durum can yakıcıydı...

En azından dört aydır, her hafta ziyaretine gelip biraz da olsa özlem gidermişlerdi. Lakin bu daha çok özlemelerine neden olmuştu. Taehyung, komutanına dokundukça onu daha fazla istiyordu. Yatağında beline sarılmasını, o son gecedeki gibi ensesinde nefes almasını istiyordu. Komutan ise adeta delirmişti.

Artık onu öpmek bile yetmiyordu. Her görüşme sonrasında kalbinde büyük bir ağrı oluşuyordu. Bu durum can yakıcıydı...
Ablasının ona iyi bakması ve anlaşmış olmaları en azından içini rahatlatmıştı. Bu yüzden ona da ayrı minnettardı. Annesi ve babası kanserden öldükten sonra ablası ona hem anne hem de baba olabilmişti...

"Keşke gidip sarılabilsem." Seo, Taehyung'un dediğini duyduğunda omzunu okşadı. "Az kaldı canım. Eminim beraat edilecektir." Taehyung bunu çok istiyordu. Bir hafta önce davanın tarihini öğrenmişlerdi. Resmen stresten midesi bulanıyordu. Uyuyamıyor, avukatla sürekli görüşüyordu. Bir sorun çıksın istemiyordu.

"Burdan çıkıp, evimize gitmek istiyorum. Öyle inanıyorum ki çıkacağına..." Seo da onun kadar inançlıydı. Kardeşi için çok şey yapmışlardı. Onun hak ettiği hayat, sevdiği adamın yanındaydı. "İçeri giriyorlar. Başlıyor sanırım." Taehyung da hemen adımlarını salona ilerletti. Ablasıyla beraber hemen oturdular ayrılan yere.

Seokjin'in gerilmiş sırtını, stresini çok iyi anlıyordu. Gerginlikten Taehyung'un bile elleri titriyordu... Sonunda hakimin işaretiyle başlamıştı. Sürekli sorular soruluyor, Jimin hakkında konuşuluyor ve geçmiş açılıyordu. Askerleri hakkında konuşmanın sevgilisini yorduğunu görebiliyordu esmer oğlan.

Bir saatin sonunda karar verilmişti. Taehyung mutluluktan ağlıyor, Seo ise resmen titriyordu. Seokjin'in ise omuzları çökmüştü... Senelerdir sırtında olan ağırlık birden kalkınca, kendine gelememişti... Dışarıyı, yaşadığı yeri bile resmen unutmuş gibiydi... Şimdi güneşi görecek olmak... Onun için inanılmazdı.

Birkaç saat içinde dışarda olacak olmak... Taehyung ile olmak... Bunlar ona hayal gibi geliyordu. Dışarı çıkmak gibi bir umudu bile yoktu ama şimdi... Sevgilisi, aşık olduğu adam ve ablası sayesinde tekrar nefes alabilecekti... Taehyung ise gözlerinden akan yaşı siliyor, heyecanla derin derin nefesler alıyordu.

Sonunda sevgilisine kavuşabilecekti. Hayal ettiği şeyleri beraber yapabileceklerdi... Burdan gidip, yeni bir hayata başlama fırsatları vardı artık. Duruşma salonundan çıkarken bile askerler yanından ayrılmadı. Bu yüzden Taehyung ve Seo hep bir adım arkalarından geliyordu. Önce karakola gidip imza atılacak, sonra cezaevine gidilecekti.

Cezayir Menekşesi ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin