küllenmiyor senin yangının cezayir menekşesi, Final

600 70 111
                                    

Gelip geçen zaman, değişen mevsimler ama asla değişmeyen büyük bir aşk.

Mahkum komutan ve isyana adı karışan gazeteci esmer oğlan...

Bir cezayir menekşesinin hikayesi...

Bahar ayının en güzel güneşi, ikilinin evinin salonuna vururken hayatları oldukça güzel ilerliyordu. Salonun tahta zemininden ayak seslerinin ağırlığı yükselirken, radyodan çıkan sesler ortama ayak uyduruyor gibiydi. Taehyung elindeki tabağı masaya bırakmış, yatakta uzanan sevgilisinin hemen göğsüne sinmişti.

Sırtı, komutanın inip kalkan göğsünde duruyor ve onun nefes alıyor olmasının verdiği rahatlamayla gözlerini yavaşça kapatıyordu. Bazen geceleri nefesini kontrol ediyor, güzel yüzünü inceliyor, elleri komutanın mabedinde geziniyordu. Kalbinin tekrar attığını, tekrardan atma sebebini böylelikle daha iyi anlıyordu.

Birini sevmek, nefesini kontrol edecek kadar değer veriyor olmak... Yüreğinde tuttuğu o saf sevgiyi her gün canlandırmak ve bunun için çok çaba sarf etmeye gerek kalmaması bile yetiyordu. Çünkü esmer oğlan, komutanına oldukça güçlü duygularla bağlıydı. Onun varlığı bile yetiyordu iyi olması için.

Taehyung karnında duran sevgilisinin elini, yavaşça tuttu. Damarlarının üzerinde parmaklarını gezdirdi. Sıcak tenini okşadı. O bununla uğraşırken, omzuna bırakılan öpücükle gülümsedi genişçe. Sevgilisinin uyanmış olması, sonunda onu öpebilecek olması dehşet bir mutluluk vermişti esmer oğlana. Bu yüzden yavaşça döndü arkasını.

Komutanın kendine güzel bakışlarını sabitlemesi, derin bir iç çekmesine neden olmuştu. "Günaydın sevgilim." Taehyung elini komutanın yanağına yasladı ve yavaşça okşadı. "Günaydın," kısık sesi komutanın gülümsemesine neden oldu. Öyle güzeldi ki sabah sabah, insanın aklını başından alıyordu.

Yanağındaki elini tuttu ve yüzük olan parmağının üzerine öpücük bıraktı. "Güzel eşim, tek sevgilim." Taehyung onun eşi olduğu için, yıllardır bu durum hala kalbini hızlandırıyordu... Seokjin hafif eğilip, esmer oğlanın alnına dudaklarını bastırdı. Burnunu mis gibi kokan saçlarına daldırıp, eşsiz kokusunu çekti içine.

"Nasıl bu koku bedeninden hiç gitmiyor? Bu kadar taze menekşe kokusunu, nasıl her gün bedeninde barındırıyorsun? Aklım almıyor." Taehyung derin bir iç çekti. Sevgilisinin yumuşak dudakları hala saçlarının üzerindeydi. Bu yüzden çıplak göğsü ile bakışıyordu. Komutan olduğu zamandan kalan, yara izlerinin üzerinde hafifçe parmaklarını gezdirdi.

"Bilmiyorum, kendi kokumun farkında değilim." Sözlerini bitirdikten sonra, sevgilisinin kalbinin üzerine öpücük bıraktı. "Bu güzel kokunun farkında olmuyor oluşuna çok üzüldüm." Taehyung burnunu komutanın sıcak teninde gezdiriyor ve onun tarafından sevilmenin tadını çıkartıyordu.

"Ben çok mutluyum çünkü senin kokun bana yetiyor." Seokjin son kez saçlarına öpücük bırakıp çekildi. "Kurban olurum sana." Taehyung gözleri kısılana kadar gülümsedi. Her şey tam olarak bu kadar kolaydı. Komutanı ona güzel bir şeyler söylesin, onunla ilgilensin yeterdi onun için. Mutlu olmak Taehyung için artık çok kolaydı...

"Hava yağacak gibi duruyor. Bahar yağmurunu uzun zamandır bekliyoruz." Seokjin kafasını yanındaki pencereye doğru çevirip, örgülü perdeyi araladı. Gri bulutlar tarlalarının üzerini sarmış, kuşlar uçuşuyordu. "Tohumlar hazır. Kahvaltıdan sonra ekelim. Bu yağmur en bereketlisi olacak." Günlerdir bunu bekliyorlardı.

Taehyung yataktan kalkmış, sobanın ateşine biraz daha odun atmıştı. Bu ev şehirden çok uzakta, bir kasabadaydı. Evlendikten, daha doğrusu kendi aralarında yüzük taktıktan sonra ordaki evi kapatıp, buraya gelmişlerdi. Komutan aslında orayı satacaktı ama yeğenini göreceği zamanlarda gidecekleri için vazgeçmişlerdi.

Cezayir Menekşesi ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin