HEPİNİZE UZUN BİR ARADAN SONRA MERHABA ARKADAŞLAR. UZUN BİR SÜREDİR BELLİ SEBEPLERDEN DOLAYI BÖLÜM ATAMIYORDUM VE ARTIK GERİ DÖNDÜM. YENİ BÖLÜMLE SİZİ BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM. BÖLÜM İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZİ YORUMLARDA BELİRTİN. HEPİNİZE İYİ OKUMALARR.
( Hayat'ın Ağzından )
Eve geleli neredeyse 2 saat olmuştu. Eve gelir gelmez anneme hiçbir şey söylemeden direkt odama çıkmıştım ve odaya geldiğimden berri yaptığım tek şey yatağımda oturup boş duvarı seyretmekti. Aslında kafaya takacağım hiç bir şey yoktu , ama istemsiz bir şekilde aklıma takıyordum. Bu kelimeyi sadece o söyleyecek diye bir şey de yoktu , ama onun dışında birisinin bana bu kelimeyi söylemesini istemiyordum. Bu kelimeyi bana söyleyen tek kişinin o olmasını istiyordum. " Küçük " , ne anlamda demek istediğini , neyi ifade ettiğini ya da nasıl bir mesaj barındırdığını anlamsam da " Umut'a geden yol " un bana bu kelimeyi demesi oldukça hoşuma gidiyordu. Ama yerine oturmayan bazı şeyler vardı , aklımın almadığı bazı şeyler. Deniz'in bana "küçük" demesinin bendeki etkisi onla aynıydı. Hisler ve duygular aynı gelebilir miydi , olabilir miydi? Belki de kafamda kurup saçmalıyordum...
Akşam yemeğini yedikten sonra tekrardan odama çıkıp yaklaşmakta olan sınavlarıma çalışmaya başladım. Annem odama gelip ne zaman yatacağımı sorana kadar saatin gece yarısını geçtiğini bile fark etmemiştim. Uykumun da yavaş yavaş gelmeye başladığını anlayınca çalışma masamı toparlamaya başladım. Toplama işlemim bittikten sonra banyoya gidip saçımı tepeden hafif gevşek olacak bir şekilde bağladım. Odama tekrar gelip dolabımdan pijamalarımı çıkartıp giydim ve her şeyim hazır olduktan sonra sonunda yatağıma yatıp uykunun keyfini çıkarmaya başladım.
Sabah alarmımın sinir bozucu sesiyle yine ve yine hiç istemeyerek de olsa uyanmak zorunda kaldım. Aslında hem kendimi halsiz hissediyordum hem de bugün okula gitmeyi hiç istemedim. Halsizliğimin de bahanesiyle alarmımın sesini kapattım ve uyumaya kaldığım yerden devam etmeye başladım.
Aşağıdan gelen sesler yüzünden uyandığımda evde tanımadığım başka kişilerinde sesinin geldiğini fark ettim. Yatağımın yanındaki masada duran telefonumu aldım ve saate baktığımda saatin akşam altı olduğunu gördüm ve ufak çaplı bir şık yaşasam da beni daha çok şoka sokan şeyin hala uykumun olması olmuştu. Yine de merakıma yenik düşüp aşağıda kimlerin olduğunu merak ettiğim için sıcacık yatağımdan zorda olsa kalktım ve kendime ufak çaplı bir çeki düzen vermek için banyoya gidip yüzümü soğuk suyla bolca yıkayıp zar zor kendime gelmemi sağlamıştım. Dağılan saçlarımla resmen hikaye kitaplarından çıkmış canavarlara benziyordum ve bu halimden ben bile korkuştum. Aynanın önünde duran tarağımı aldım ve saçımdaki tokayı çıkarıp saçlarımı canımı acıtmayacak şekilde yavaşça taramaya başladım. Yaklaşık yarım saat içinde kendime çeki düzen verince yavaş adımlarla aşağıya inmeye başladım. Salondan gelen gülme sesleri daha çok merak etmeme sebep olurken salon kapısının önüne geldiğimde içeride gördüğüm üç kişi içinde ki sadece tanıdık olan o bir yüz benim çok fazla derecede şaşırmama sebep olurken gözlerim sadece o iki yeşil gözde takılı kalmıştı , ta ki annemin sesini duyana kadar.
- Hayat kızım niye kapının önünde duruyorsun , içeri girsene.
- Pardon annecim dalmışım öyle.
Dikildiğim kapının önünden içeri doğru girdiğimde yüzüme bir gülümseme yerleştirdim ve misafirlerimize selam verdikten sonra annemin yanında ki tek kişilik koltuğa oturdum. O sırada annem konuşmaya başladı.
- İşte benim de kız bu Aylinciğim.
- Maşallah pek de güzelmiş. Zaten bizim oğlanla aynı sınıftasınız diye biliyorum değilmi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞROLDE HAYAT
Teen FictionKim bilebilirdi ki bir mesajla her şeyin değişeceğini. Mutsuzlukların , göz yaşlarının , çaresizliklerin yavaş yavaş yok olacağını. Kim bilebilirdi ki onun bana aşkı en güzel haliyle yaşatacağını.