Medya:Toprak Keskin
HEPİNİZE MERHABALARR. MEDYADA DENİZİN KUZENİ TOPRAK VAR. HEPİNİZE İYİ OKUMALARR.
Hayat çok garipti. Bir an mutluluğun içindeyken hemen ardından sana sanki o mutlu olmanın cezasını çektirmek ister gibi bazen hafif ama bazen de öyle acı şeyler yaşatıyordu ki resmen allak bullak oluyordun.
Şuan hastanedeydim , amilyathane'nin önünde babamı bekliyorduk. Ne garip değil mi , hayatım boyunca bana hiç bir şekilde sevgi göstermeyen bir babam vardı ama yine de sanki o hayatımdan giderse her şey daha da beter bir duruma gelecekmiş gibi hissediyordum. Aklıma o an rüyam geldi. Sanki bana bir haberci gibiydi. Korkum artmaya başlamıştı. Ağlamalarım durmuyordu , dinmiyordu. Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp cebimden telefonumu çıkardım ve arayana baktım. İnciydi , açtım.
- Alo Hayat ne yapıyorsun?
Konuşmak çok zor gelmişti.
- İnci...
- Sen ağlıyormusun?
- Ben hastanedeyim.
- Ne oldu , sana mı bir şey oldu , Hayat cevap ver Allah aşkına.
- Babam........ babam kaza yapmış İnci.
- Tamam hemen bana hangi hastanedeysen o hastanenin konumunu at geliyorum.
- Tamam.
Telefon kapandı ve whatsapp'a girip İnciye hastanenin konumunu attım. Aradan geçen yarım saatin ardından koridorun başında koşarak bana gelen İnci ve onun arkasından gelen Deniz'le Toprak vardı. İnci hızlıca yanıma ulaşıp ameliyat kapısının önünde yere oturmuş bana sıkıca sarıldı. Buna gerçekten o kadar çok ihtiyacım vardı ki kendimi azda olsa toparlanmış hissetmiştim. İnci sandalyelerde oturan annemi görünce büyük ihtimalle onun da teselliye ihtiyacı olduğunu düşünüp bana döndü.
- Hayat hadi sen biraz Denizle ya da Toprakla dışarı çık da bir hava al gel.
- Ben gidemem ki , ya babama bir şey olursa , ya bana ihtiyaç duyulursa.
- Sana söz veriyorum en ufacık bir şey de hemen seni arayacağım.
- Ama...
Ben daha cümlemi tamamlayamadan Deniz gelip birden beni kucağına aldı ve çıkışa doğru ilerlemeye başladı.
- Deniz ne olur bırakır mısın? Ben babamı yalnız bırakmak istemiyorum. Bırak beni!
Hiç bir şey demeden bir banka beni oturttu ve kendisi de yanıma oturup bana bakmaya başladı. Ben hızlıca ayağa kalkıp hastaneye doğru gidecekken bileğimden tutup tekrar beni yerime oturttu.
- Bak gerçekten seni kırmak istemiyorum ama beni bırak.
- Bu senin iyiliğin için.
- Ya ne iyiliği ya , benim babam içerde acı çekiyor , hayati tehlikesi sen bana gelmiş senin iyiliğin , yok şöyle , yok böyle diyorsun. Bu nasıl bir saçmalık ya.
İçimde ki öfkeyi ona kusarken aynı anda da ağlıyordum. Birden beni kendine çekip sarıldı ve kulağıma doğru fısıldamaya başladı.
- Şuan yaşadığın acıyı , sinirini ya da öfkeni aynı şeyleri yaşayan bir insana kusman biraz saçma. Tamam şimdi oraya gidelim bu halde ama böyle üzgün olmanız hiç bir işe yaramayacak. Babanın şuan seni ya da anneni hissedip hissetmediğini kimse bilemez o yüzden sizin güçlü durmanız gerekiyor ki eğer baban sizi hissediyorsa o da sizden güç alsın ve bana inan baban o ameliyathaneden sağlıklı bir şekilde çıkacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞROLDE HAYAT
Teen FictionKim bilebilirdi ki bir mesajla her şeyin değişeceğini. Mutsuzlukların , göz yaşlarının , çaresizliklerin yavaş yavaş yok olacağını. Kim bilebilirdi ki onun bana aşkı en güzel haliyle yaşatacağını.