Uzun zaman sonra bir geri dönüş olmuştu. Peki hissedilen şeyler neydi bu geri dönüşte? Özlemiş miydik , yoksa umursamamış mıydık? Her an aklımızda yaşatmış mıydık , yoksa bir an bile ne yapıyor diye düşünmemiş , ne hali varsa görsün modunda mıydık? Aklınız , kalbiniz ve her açıdan tüm duygularınız birbirine karışmış mıydı? Peki son olarak ve en önemlisi bu karmaşadan kurtulabilip tüm sorularınıza bir cevap bulabilmiş miydiniz? Şimdi sizin aklınız ve benim kalbim bu soruları düşünürken bir yandan da hiç bir masala benzemeyen , sadece verilmesi ve verilmeden önce düşünülmesi gereken bir sürü kararla dolu hayatıma devam edelim...
Yazmayalı çok da uzun bir zaman olmasa da olmuştu işte. En son ki o olaydan sonra bir daha hiç konuşmamıştık. İçten içe istemsiz olan bir gariplik hissi vardı. Benimle ilgili , hayatımla ilgili olan şeyleri nasıl böylece bilebiliyordu? Nereden öğreniyordu?
- Teşekkür ederim.
- Ama sana sormak istediğim bir şey var.
Hemen , saniyesinde çevrim içi olup yazmıştı.
- Tabi ki de sorabilirsin.
- Nasıl yapıyorsun bunu. Yani benim neredeyse her anımda nasıl haberin oluyor. Kusura bakma ama artık saplantılı bir sapık falan olduğunu düşüneceğim.
Çevrim içiydi ama mesaj yoktu. Verecek cevap mı bulamamıştı? Yoksa düşüncem doğru muydu?
- Saplantılı sapık mı , gerçekten benimle ilgili böyle mi düşünüyorsun?
- Sen kendini benim yerim koysana bir. Sana hiç bir şeyimi söylememe rağmen başıma gelenleri, ağladığı mı , mutlu olduğumu nasıl öğreniyorsun. Ben bunları düşününce aklıma tek bir neden geliyor oda beni takip ettiğin , izlediğin düşüncesi.
- Tama haklısın ama ya yaşadığın her şeyi sen bana söylüyorsan. Ya ben kendi kendime öğrenmiyorsam.
- Sen kimsin? Hayır , yine lütfen zamanı geldiğin de öğrenirsin gibi saçmalıkları söyleyip durma. Sen gerçekten kimsin? Sen benim hayatım da hangi roldesin?
- Senin hayatın da hangi rolde olduğumu bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Buna senin kalbin karar verecek. Kim olduğuma gelirsek Ben sana kim olduğumu beli edecek en güzel ip ucunu verdim zaten. Bulması da sende olsun Hayat. Kolaya kaçmıyor musun direk cevabı isteyerek sence.
- Senin tanımadığım için hayatım da ki yerini bilmiyorum. Sadece içimden bir ses şu anda güzel bir yerde olduğunu ama senin kim olduğunu öğrendiğim de sanki bir şeyler bozulacakmış da her şey sarsılacakmış gibi hissediyorum. Peki sen bu iç sesimi haklı çıkartacak mısın?
- İşte buna verecek hiç bir cevabım yok Hayat.
Çevrim dışı olmuştu. İstediğim cevabı yine alamamıştım. Ayağa kalkıp telefonumu tekrar aldığım masaya koydum. Yavaş adımlarla yatağıma doğru gidip hafif gıcırdayan yatağa yattım. Yorganı kafama kadar çektim. Kafamda ki düşünceleri atıp uyumaya çalıştım.
Gözlerimin yavaş yavaş açılmasıyla yerimde hafifçe kıpırdadım. Kollarımı iki yana açarak esnedikten sonra gözümde ki çapaklardan dolayı zar zor açtığım gözümle yataktan kalktım. Masanın üstünde ki telefonumu alarak saate baktım. 12.30 olmuştu saat. Odadan çıkarak banyoya doğru ilerledim. Banyo kapısını tam açacakken kapı açıldı ve içeriden İnci çıktı.
- Ooo , günaydın prensesim.
- Sana da günaydın İnci.
- Püh sana ya , gerçekten odunsun sen. Ben sana ne güzel prensesim diyorum sen bana adımla hitap ediyorsun. İnsan biraz romantik olur yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞROLDE HAYAT
Teen FictionKim bilebilirdi ki bir mesajla her şeyin değişeceğini. Mutsuzlukların , göz yaşlarının , çaresizliklerin yavaş yavaş yok olacağını. Kim bilebilirdi ki onun bana aşkı en güzel haliyle yaşatacağını.