Hinata'nın gözünden
Kageyama'nın ateşi geçmemişti. Aksine, daha da kötüleşiyordu. Duş alması lazımdı. Hastaneye götüreyim desem burayı çok bilmiyorum. Kageyama elinden geldiğince anlatmaya çalışmıştı ama akıl işi değildi. Zaten onu taşıyamazdım.
"Kageyama... Duşa girmen lazım. Beni duyuyor musun?"
"Hinata... Üşüyorum." Gerçekten çok titriyordu. Onun kolunu tutup hemen omzuma attım.
"Kageyama, biraz ayakta durmaya çalış. Lütfen." Kageyama nefes nefeseydi. Kafa salladı. Biraz dogrulması bile aşırı yardımcı olmuştu. Onu zar zor banyoya soktum. Gece de bizi takip etmişti.
"Kageyama, kollarını kaldırır mısın?" Artık sorularıma kafa bile sallamıyordu. Sadece dediklerimi yapmaya çalışıyordu. Onu küvete tam olarak yatırdım. Eşofmanını da çıkarttım. Suyu açtım. Gayet serindi. "Soğuk..." Gerçekten çok titriyordu. "Biliyorum Kageyama. Özür dilerim."
Gerçekten elimden bir tek bu geliyordu. Onu biraz daha soğuk suyun altında beklettim. Sakinleşmiş gözüküyordu. Bu kadar yeterdi. Onu zar zor kaldırıp bornozuna sardım. Giymek icin kolunu bile kaldıramıyordu.Bu sefer onu yatak odasına götürdüm. Her yerini kuruladım. "Kageyama, iç çamaşırını değiştirmen lazım. Arkamı dönüyorum tamam mı?" Diyip arkamı döndüm. Bunu yapabilmesi için dua ettim. Çekmece sesi gelince rahatladım. "Dönebilirsin." Dedi. Kendini yatağa bırakmıştı. Oha hemen pijama aradım ama dolabı karışık olduğu için çok zor buldum. Oikawa ile olan fotoğrafları yine gözüme ilişti ama bakmadım. Hemen Kageyama'yı giydirdim. Telefonu fiskosun üzerindeydi. Onu yatağa soktum ve telefonunu aldım. İzinsiz kullanacaktım ama çoktan uykuya dalmıştı. Zaten sadece birini arayacaktım. Parmak izini okuttum ve kendi numaramı tuşladım.
Uzun çalışların sonunda Osamu telefonu açmıştı.
"Alo, Hinata sen misin?"
"Evet benim."
"Seni pislik! Allah bilir yine kimlerle sürtüyorsun!"
"Kimseyle sürttüğüm yok gerizekalı. Kalacak yer buldum. Yarın gelip eşyalarımı alacağım."
"Kim bilir yine kimlerin altına girdin... Seni orospu!"
"Osamu... Canımı sıkma senin küfürlerini duymak için aramadım. Sevgilimin evinde kalıyorum. Düşündüğün gibi her gün başka biriyle değilim. Ne sana ne de sikik evine meraklıyım!"Yüzüne kapattım. Gerçekten canımı sıkmıştı. Gizli numaradan aramak işime gelmişti.
"Hey... Hinata, kim sana öyle diyor?" Dedi Kageyama. Onun yanında konuşmamalıydım. Uyandırmıştım.
"Önemli değil Kageyama. İyileş öyle konuşuruz. Ama ondan önce buralara yakın olan bir arkadaşın var mı? Benimle rahat edemeyebilirsin."
"Seninle gayet rahatım. Teşekkürler. Ama desteğe ihtiyacın varsa Kuroo'yu arayabilirsin." Dedi.
Kafamı onaylarcasına salladım. Kuroo'yu ararken bir yandan da Gece'nin mamasını koyuyordum.
"Efendim Kageyama?" Diye kalın bir ses beni karşıladı.
"Merhaba, siz Kuroo olmalısınız?"
"Evet de siz kimsiniz?"
"Ben Kageyama'nın yeni ev arkadaşı sayılırım. Biraz hasta da, pastil veya bir kaç çay alıp gelebilirsiniz çok sevinirim." Dedim.
"Ne... Kageyama eve birisini mi soktu. Kandırma beni!"
"Sizce kandırıyormuşum gibi bir halim mi var?"
"Uh, peki geliyorum."
"Bekliyorum."Yüzüme kapatmıştı. Her neyse... Kageyama'ya tekrar bez ıslatıp götürdüm. Umarım sevgilimle kalıyorum dediğimi duymamıştır.
"Kageyama, daha iyi misin?" Yine kafa salladı. Saçlarını geriye doğru taradım. Yüzü hala kıpkırmızıydı.
"Sevgilin de olduk bakalım... Hadi hayırlısı." Dedi hafifçe sırıtarak. O an yerin yarılmasını ve o yarıkta kaybolmayı diledim. Direkt arkamı dönüp odadan çıktım ve aşağıda Gece ile ilgilenirken Kuroo'yu beklemeye başladım. Rezillik... Büyük rezillik!
Oylarınızı bekliyorum⊂(◉‿◉)つ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cemetery/kagehina
Fanfictionmezarlar bizden insanları alır lakin bazen bazı istisnalar olabilir. TW: intihar!