15

73 14 7
                                    

İlerleyen günlerde Hinata hep odasına kapandı. Sürekli resim çiziyor ve çizdiği resimleri d ie bana asla göstermiyordu. İnatçının tekiydi. Ama şu son bir kaç gündür yanıma yanaşmaya tekrar başlamıştı ve ben gayet memnundum.

Tekrar hasta olmak istiyordum çünkü benimle ilgilenmesine ihtiyacım vardı.

Osamu ile olan olayın üzerinden bir ay geçmişti ve bu geçen bir ay boyunca Hinata yanımda olmadığı vakitler çok sıkılmıştım. Balkonda birlikte kitap okumak bile farklı hissettiriyordu. Yanında birilerinin olması bazen iyidir diye düşündüm.

Ama tek bir sıkıntı vardı, ben Hinata'ya çok alışmıştım. Şimdi o giderse boşluğa düşecek ve sorguladığım hislerimle tek başıma kalacaktım. En çok korktuğum şey düşüncelerimken onlarla yalnız kalmak tam bir kabustu.

Artık geceleri en son ben yatağa gidiyordum, çünkü hislerimle ve düşüncelerimle baş başa kalınca uykuya dalmak benim için hayli zor oluyordu. Tüm geceler boyu Hinata'yı düşündüğümün ve son bir aydır yaktığım tüm sigaraları Oikawa için değil de Hinata için yaktığımın farkındaydım.

Ama korkuyordum. Korku tüm bedenimi ele geçiriyor ve kontrolü benden alıyordu. Üşüyordum, hem de çok. Korku yüzünden vücudum her seferinde buz keser ve bedenimi saracak başka bir beden arayışına girerdim. Hinata'ya sarılmak istiyordum lakin bu benim için imkansızdı. Dediğim gibi korku beni tam anlamıyla ele geçirdi.

"Ya tekrardan birinin ölümüne sebep olursam?"

...

Hinata'ya yakınlaşma gibi bir karar aldım ve yine onun odasında resim yaptığı ve benim de tek başıma balkonda oturduğum bir gecede odasına çıktım. Kapıyı tıklattım.

"Efendim Kageyama?"

"İçeri gelebilir miyim?"

"Tamam ama bekle, resmimin üzerini örtmem lazım."

"Tamam, bekliyorum." Dedim ve bir kaç saniye sonra kapı açıldı. Yüzü gözü boya olmuştu ve ben kendimi gülmekten alıkoyamadım.

"Kageyama! Neden gülüyorsun?"

"Çok tatlısın çünkü." Ne? Kageyama, tam bir aptalsın diye geçirdim içimden. Onun senin iltifatlarına ihtiyacı yok.

"Şey diyecektim aslında... Canım çok sıkılıyor da, sen resim yaparken sohbet etsek-"

"Sorman hata Kageyama. Ama bir şartla sen tuvalimin önünde oturacaksın." Dedi. Onaylar manada kafa salladım ve yatağının üzerine oturdum. O da örtüyü kaldırıp resmine devam etti. Nasıl olsa sergide göreceğim içim rahattı, o yüzden merak etmiyordum.

"Hep merak etmişimdir, siz sanatçıların ilham kaynağı nedir?"

Hinata biraz düşündü. "Kiminin doğa, kiminin hüzün, kiminin acı, kiminin ki vahşet..." Dedi.

"Peki seninki ne?"

Gülümsedi. "Bir sanatçının ilham kaynağını söylemesi kendisini ifşalamasıdır. Ama sanırım bilmeye hakkın var. Benim ilham kaynağım acı dolu aşk. Bilmiyorum... Biraz fazla dramatik gelebilir ama bu böyle. Aşk tek başına işe yaramaz."

Ne dediğini anlayabilecek kadar şiirsel bir insan olmadığım gerçeği yüzüme adeta bir tokat gibi çarptı. Resim çizerken farklı bir havaya bürünüyordu. Arkadan şarkı açmayı da unutmuyordu.

Kalbim ağrıyordu. Kalbim ciddi manada ağrıyordu. Ona baktıkça acı çekiyordum.

cemetery/kagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin