Ertesi gün, Hinata'nın gözünden
Kageyama biraz daha iyiydi. Hatta dünkü haline kıyasla şu an süperdi, mutluydum. Şimdi ise Osamu'nun evine, eşyalarımı almaya gidecektim ama korkuyordum. Kageyama'yı da götürmek istemiyordum bu hasta haliyle. Zaten benim için yeterince fazla şey yapmıştı. Balkonda ona yaptığım nane limonu içiyordu, bir yandan da bir şeyler okuyordu. yanına gittim.
"Hey, Kageyama! Ne okuyorsun?" - "Bir idam mahkumunun son günü." dedi. Çok duymama rağmen okumadığım bir kitaptı. "Sen beğenirsen ben de okumak isterim." dedim. Kafa salladı olumlu anlamda, çayını içerken. "Kageyama, bugün dışarı çıkacağım. Tabii kendini iyi hissetmiyorsan yanında da kalabilirim." - "Ben iyiyim de, sen umarım şu dün telefonda konuştuğun çocuğun yanına gitmeyeceksindir, huh?" Dedi. Sessizlik oldu. "Hayır, Hinata. Gitme." dedi. Sinirlenmiştim. "Bu seni ne ilgilendirir Kageyama? Senin yardımını alıyor olmam bana emir verebileceğin anlamına gelmiyor!" dedim sinirlenerek. Evden sadece kabanımı alarak çıktım. Soğuktu. Sanırsam buradan Osamu'nun evine 1 saatte gidebilirdim. Birilerine sorup emin olduktan sonra bir otobüs buldum ve eve en yakın durakta indim. 1 saati biraz geçmişti ama bu önemsizdi. Eve yürüken aklıma Kageyama'ya bağırışım geldi. Hayatında yer edinmek istediğim insana bu şeklide davranmamalıydım. Hatalıydım ama şu an düşünmem gereken şey bu değildi. Evin önüne geldim. Osamu o sıra balkondan içeri giriyordu. Sigarasını balkondan aşağı attığını gördüm. Binaya girdim ve dairenin olduğu kata çıktım. Kapıyı çaldım, umarım evden sağ çıkabilirdim. Kapı açıldı.
"Vay... Sonunda bizim orospu evin yolunu bulabilmiş." Yine aynısını yapıyordu. Kardeşinin sevgilisine bu şekilde hitap ediyordu. "Osamu, şu an seninle uğraşamam izin ver eşyalarımı to-" Yüzüme yediğim tokatla yere yapıştım. "O kadar kolay mı sanıyorsun, bok parçası." dedi. Lafları canımı yakıyordu. Kardeşi öldükten sonra böyle olmuştu. Ondan öncesine kadar Osamu ile kardeş gibiydik. Üzülüyordum, hem de çok. "Osamu, amacım kötü değil..." Dedim. Sesim çaresiz çıkıyordu. Daha fazla konuşmama izin vermedi. Saçlarımdan sıkıca tuttu, üzerime eğildi ve konuşmaya başladı. "Onu kardeşim ölür ölmez milletle yatmadan önce düşünecektin." Dedi. Beni daireye sürükledi ve üzerime çıktı. Canım yanıyordu, ağlamaya başladım. "Yeni sevgilinin adı ne, söylesene seni pislik!" dedi ve yüzüme sert bir yumruk indirdi ardından tekrar, tekrar... Sonu hiç gelmeyecek diye düşündüm. Keşke... keşke Kageyama'yı dinleseydim.
"Seni öldüreceğim küçük orospu!" ve emindim, o beni öldürecek kadar manyak biriydi.
Oylarınızı bekliyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cemetery/kagehina
Fanfictionmezarlar bizden insanları alır lakin bazen bazı istisnalar olabilir. TW: intihar!