3 ay sonra...
Buğranın bana olan ihanetinin üzerinden 3 ay geçmişti.Eskisi gibi üzülmüyordum artık.İlk günler aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyordum.Ama şu geçen üç aylık sürede üzülmekten o kadar heba olmuştum ki artık önüme bakmamın hayatımı düzene koymanın vakti gelmişti.
İlk iş olarak evimi başka bir yere taşımakla başlamıştım.Buğrayla artık aynı ortamda bulunmak bile beni rahatsız ediyordu.Artık istediği zaman evime giremeyecekti. Günün belli saatleri evin önüne gelip bakıcıdan Nısayı alıyor vakti bitincede geri getiriyordu. Mümkün olduğunca karşılaşmamaya çalışıyordum.Bunu başarıyordumda. Evimizi başka bir yere taşıyınca Buğrada evini satmış anne ve babasının yanına yerleşmişti.
Geçen zaman beni yıprattiğindan kendime bile bakamamıştım.Bır gün aynanın karşısına geçtiğimde gördüğüm beni şaşkınlıkla seyretmiştim.Epey zayıflamıştım. Zayıflıktan gözlerimin altı çökmüştü.Artık yediğime içtiğime dikkat edecek toparlanacaktım.
Bugün üniversiteden bir arkadaşım beni düğününe çağırmıştı.Biraz olsun evden isten güçten uzaklaşıp bende düğününe gitmek istedim.Nisayı bakıcısına bırakıp evden çıktım. Sade kolları volanlı diz üstünde pudra pembesi bir elbise giymistim.Bayadır depresyonda olduğumdan ne düzgün bir şey giymiş ne de süslenmistim bu zmana kadar.
Düğün açık havada bir kır düğünüydü.Arkadasim bembeyaz gelinlikler içerisinde adeta prensesler gibiydi.Çok mutlu görünüyordu.Her kızın hayalidir bembeyaz bir gelinlik giyip sevdiği adamla evlenmek.Ben ne beyaz gelinlik gitmiştim ne de sevdiğim adamla evlenebilmistim.Hayatta tek şansım bir kızımın olmasıydı.Onun dışında kader yüzüme gülmemisti. Gelin ve damatı izlerken epey dalmışım ki bir el omzuma dokundu. Arkamı döndüğümde gördüğüm kişi Murat'tı.Onu burda görmeyi hiç beklemiyordum. Ama o da bizle üniversitede aynı sınıfta olduğu için onuda çağırmışlardi demekki.
"Nasılsın Sıla"
"Teşekkür ederim Murat sen nasilsin?"
"Bende iyiyim.Seni burada görmek ne güzel Sıla"
Daha fazla konuşmak istemediğimden durduğum yerden ayrılıp masalara doğru oturmak istedim ama tam ayrılacakken Murat elimden yakaliyiverdi.
"Sıla gitme.."
Olduğum yerde kalıverdim. O kadar içten yalvarircasina gitme demişti ki Murat.
"Sıla bari eskilerin hatrina uzak durma benden yalvarırım "
Herkesin bize bakacağını düşündüğümden Murata lütfen uzatma burda dedim.O benimle konuşmak istiyordu.Her ne olduysa bir an toplulukta onla gırulmekten korktuğum için düğün çıkışı konuşalım diyivermistim.Bunu duyunca beni rahat bırakmıştı.Aklimca düğün biter bitmez gizlice çıkıp kaçacak o da beni görmeyecekti.Ama öyle olmamıştı.Cikista tam kacarcasina çıkarken beni elimden tutup yakalamıştı.Anlasilan kaçış yoktu.Mecbur konusacaktik. Konuşmak için sakin bir yer seçtik su kenari ağaçlık bir yerde oturduk. Kimse beni onla görmesin diye böyle sessiz tenha bir yer seçmiştim.Eger olurda biri beni burda onunla görürse yanlış anlardı.
"Sıla başından gecenleri duydum.Ne kadar üzgün olduğunu biliyorum."
"Neyi biliyorsun Murat?"
"Buğranin seni aldattığını biliyorum."
Bu cevap karşında yüzüm düşmüş boynum bükülmüştü. Demek Murat bile öğrenmişti.Halbuki Muratla son görüşmemizde Bugraya aşık olduğumu onunla evleneceğimi söylemiştim.Ama şu an onun karşısında mahcup bir şekilde oturuyordum.
"Sılamm hayat seni ne kadar yordu bunun farkındayım.Hataların en büyüğünü seni bırakmakla ben yaptım.Bizde bugünkü çiftler gibi mutlu olabilirdik.Senin gelini nasıl hayranlıkla izlediğini görünce kalbim paramparça oldu."
"Bana sakın birdaha Sılamm deme Murat"
Muratla birlikte olduğumuz zamanlar bana hep Silam derdi.Bu sözü duymayalı epey zman olmuştu.
"Eger Bugrayla evlenseydin birdaha karsina cikmayacaktim. Sana karşına cikmayacagim diye söz vermiştim. Ama şu an görüyorumki sende benim gibi yalnız ve mutsuzsun.Lütfen bana bir şans daha ver"
"Seni sevmiyorum Murat nasıl şans verebilirim"
"Sana kendimi geri sevdirecegim Sıla söz veriyorum.Seni dünyanın en mutlu kadını yapacagim."
"Murat şu an saçmaladığınin farkindamisin.Ne şansından bahsediyorsun.O şans kacti bir kere.Siz erkekler hepiniz aynısınız sizi seven insanların değerini bilmiyorsunuz."
"Senin kalbimde bu kadar derin bir yere sahip olduğunu senin yokluğunda daha iyi anladım be Sılammm"
"Bana Sılamm deme.Ben senin hicbirseyin değilim."
Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.Kadersizligime mutsuzluguma ağlıyordum.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Murat ben ağlamaya başlayınca kollarıyla sarmaladi beni.Kendimi ne kadar çekmeye çalışsamda daha bir beni kucağında sıkarak sarmaladı.
"Bırak beni Murat bırakk"
"Bırakmam seni .Bir kere bıraktım ne hale geldik.Daha da bırakmam bırakmam"
Ağladıkça gözyaşlarım Muratin beni sarmalayan kollarına düşüyordu. Murat gözyaşlarıma dayanamayarak gözlerimin altından yanaklarıma süzülen gözyaşlarımın üzerinden beni öptü. Sahi bu adam beni bu kadar seviyormuydu. Biri beni hayatta böyle delicesine severmiydi. Kafam allak bullak Muratın kollarının arasında ağlıyordum. Murat her gözyaşımin üzerinden beni öpüyordu. Engel olmaya çalışıyordum ama söz dinlemiyordu.
"Beni bırak gideyim Murat. Beni seviyorsan bırak.Artik kalbimde sadece kızım var kimseyi istemiyorum .Bu hayatta ikinci bir hayal kırıklığını artık kaldıramam lütfen beni bırak"
"Sen ne dersen de aranızdaki bağları ben nasıl yiktiysam geri onaracagim seni mutlu edeceğim Sıla.Şimdi gel seni evine birakayim"
Murata itiraz etmedim.Çünkü ne kadar itiraz etsemde yine bildiğini yapacaktı.O yüzden arabasına binip beni eve bırakmasını kabul ettim.
Yol boyu sessizce gittik.Ikimizde konusmuyorduk.Bir an halsizlik çöktüğünden başımı cama yaslamis uyuyakalmışım.
Uyandığımda sabah olmuştu. En son Muratin arabasindayken geceydi.Ne çabuk sabah olmuştu.Gözlerimi açtığımda kendimi hiç bilmediğim bir yerde buldum.Aman Allahım burası neresiydi.Ben nereye gelmiştim böyle.Tam odadan ciktimki kapısında Muratla karşılaştım.
"Murat burası neresi benim burada ne işim var"
"Dün arabada uyuyakalmistin.Cok derin uyuyordun bir kere uyandırmaya çalıştım ama uyanmadın.Bende senin yeni evini bilmediğimden benim evime getirdim "
"Sen ne hakla beni kendi evine izinsiz getirirsin.Birkac defa uyandırmaya çalışsaydın ne olurdu.Benim senin evinde kaldığımı bir duysalar"
"Kim duyacak Sıla söyle kim? ,Buğra mi? Seni başka biriyle aldatıp birakan adam mı? Ondan mı çekiniyorsun?"
"Sözlerine dikkat et. Kimseden çekindiğim yok.Ayrica beni sende bıraktın hatırlatırım sana"
"Özür dilerim Sıla seni kırmak istemedim.Hadi kahvaltı hazırladım kahvaltını et seni ben bırakayım."
"Murat birde yüzsüz yüzsüz kahvaltını et diyorsun.Bide oturup senle burda kahvaltımı edeceğim.Bu ne yüzsüzlük vallahi çıldıracam"
Çantamı alıp evinden sinirle çıktım.Sabah saat epey geç olmuş işede geç kalmıştım.Üzerimde dünden kalma pembe elbise.Kafayı yiyecektim.Evin önünden bir arabada geçmiyordu.Çaresiz Muratın yanına geri döndüm.
"Evin nasil bir yerde Murat çıldıracağım bir araba bile geçmiyor.Senin yüzünden ise geç kaldım.Bugün önemli bir toplantı vardı.Kesin isten çıkaracaklar.Allahim çıldıracağım.Şimdi ben ne yapacagim."
Patronu çaresiz aradım.Bazi nedenlerden dolayı geç kaldım diyecektim.Ama aramaz olaydım. Net bir ses tonuyla bana yarın tazminatını al ve isten ayrılışını yap demişti.Muratin yüzünden isimden olmuştum.Muratın omuzlarını yumruklamaya başladım.Hep senin yüzünden diye bagiriyordum.O da daha fazla dayanamadı yine beni kucakladı.Bu adam her seferinde beni böyle kucaklayacakmiydi.
"Merak etme Sıla sana işmi yok.Sıkma canını."
Ben iyice sinirlenmistim.Tamam vazgeçtim bırakma beni zaten iştende atıldım ise yetişmemede gerek yok.Kendim yürüyerek gideceğim evime.
"Sıla saçmalama bu ev şehir dışına uzak.Yollar ıssız tek gidemezsin."
"Gideceğim sende arkamdan bakarsın Murat"
Öylede yapmıştım.Evden cikmis saatlerce yürümeye başlamıştım.Etraf ıssızdı. İnat edip beni bırakmasını istememiştim. Cesurca evden çıkıp gitmiştim ama bir yanım korkuyordu.Yolda bana birsey olsa kimsenin haberi olmazdı.Agaclarin arasından iki tane köpek bana doğru havlayarak koşmaya başladı.Köpeklerden oldum olası korkardım .Ben koşmaya başladıkça onlar kovalamaya başladı beni .Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.Koşarken arkamda köpeklere bakarak koştuğumdan önüme bile bakmıyordum.Birden koşarken birseye çarptım. Bir kol sarmaladi beni bu sıcaklığı tanıyordum.Gözlerimi kaldırıp onun gözlerine baktığımda tanıdığım bu gözler onundu. Buğraydı. Beni kollarının arasına aldı.
"Tamam korkma birtanem .Geçti .Ben buradayim"
Buğra köpekleri kovalamis benide kollarının arasına almıştı. Buğrayı görmeyeli uzun süre olmuştu.Aslinda kendim karşılaşmamak için çaba gösteriyordum. O an onun kollarında onu ne kadar özlediğimi fark ettim.Ama gururum buna izin vermiyordu. Peki Buğranin burada ne işi vardı ve beni nasıl bulmuştu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantılı Aşk ❤
Romance"Sevdiğim kadın gözlerimin önünde bir başkasının ellerini tutuyordu.Ellerimin kanamasına aldırmaksızın defalarca duvarı yumrukladım. O an kanayan yer sanki ellerim değilde kalbimdi."