Selam, n'aber?
Bölüm başlığı ne öyle ya? Neler olacak dersiniz?
Bölümü çok severek yazdım, umarım siz de severek okursunuz.
İyi okumalar.
🖤⛓️
Selin'in arkasındaki adam yere yığılırken bakışlarını o tarafa çevirdi Selin ve Anıl. "İyi misin Selin?" diyerek yanlarına gelen Mert'i görünce bir nefes verdi Selin ve kafa sallayarak cevap verdi ona. Tekrar önüne döndüğünde yanına gelen Anıl, onu kolları arasına alınca başta şaşırsa da kollarını ona sardı Selin. Başını, göğsüne yaslarken gözlerini kapattı huzurla gülümseyerek.
Birkaç saniye sonra ayrıldıklarında "İyi misin?" diyen Anıl'a "İyiyim." dedi Selin gülümseyerek. Bakışlarını duyduğu adım seslerine çevirdiğinde yanlarına gelen Nergis'i gördü. O tekrar yüzündeki gülümseme ile Anıl'a dönerken, Anıl'ın yanına geçti Nergis de ve "Her yer temiz baş komiserim." dedi düz bir ifadeyle.
Anıl, onu kafa sallayarak onayladıktan sonra Selin'e bir bakış atıp odadan çıkınca memnuniyetsiz bir yüz ifadesiyle karşısındaki genç kadına bir bakış attıktan sonra Anıl'ın arkasından çıktı o da. Selin de etrafına baktı ve silahını aldıktan sonra çıktı odadan.
🖤⛓️
Anıl emniyetin arka bahçesinde stresli bir şekilde telefonla konuşan Selin'e baktı. Yanına giderken "Selin," diye seslendiğinde kendisine dönen genç kadının yüzünden geçen duyguları çözmeye çalıştı. "Anıl?" dediğinde az önceki cümlesine devam ederek "Ne yapıyorsun burada tek başına?" dedi.
Selin elindeki telefonu havaya kaldırırken "Annem, annemle konuşuyordum." dedi. Anıl, onun yanına doğru adımlarken "Gergin görünüyorsun, bir problem mi var?" deyince "Yok." dedi. Birkaç saniye sonra "Aslında var." dedi. "Babam ameliyat olacak da yarın, aklım onda." "Hadi ya, geçmiş olsun." dediğinde gülümseyerek cevap verdi Selin, ona.
"Daha önce neden söylemedin, izin ayarlardık sana, giderdin ailenin yanında olurdun." "Burada da işler var Anıl, bana ihtiyacınız olabilirdi." "Olsun canım, sağlık bu. Baban ne ameliyatı olacaktı bu arada?" "Çok önemli bir şey değil ya, varis ameliyatı olacak." "Anladım, geçmiş olsun." "Çok sağ ol."
Aralarında birkaç saniyelik sessizlik olduktan sonra "Ben de seni arıyordum aslında." dedi Anıl. "Neden? Yani bir şey mi oldu, dosyayla mı alakalı?" "Yok, dosya hakkında bir problem yok. Ben başka bir şey konuşmak istiyorum." "Tabi, seni dinliyorum." "Şey ya, biz bu akşam birlikte bir şeyler mi yapsak, sen de uygunsan tabi." "Ne gibi bir şeyler?" "Bilmem, yemek falan yeriz. Geçen sefer ben salatayla idare etmek zorunda kaldım, malum."
"Bu akşam, diyorsun." dedi Selin dudak bükerken. Anıl "Uygun değilsen başka zaman gideriz." deyince "Yok, uygunum." diye cevap verdi ona. "Süper o zaman." diyen Anıl'a gülümsedikten sonra "Ama mekanı ben seçeceğim." dedi. "Yine kebapçıya gitmeyeceğiz, değil mi?" Selin, ona güldükten sonra "Bilemeyeceğim artık Anıl Bey." dedi.
🖤⛓️
Mert yüzündeki gülümseme ile bahçede tek başına oturan Nergis'in yanına oturduktan sonra "Ne düşünüyorsun böyle?" deyince ona döndü Nergis ve "Selin kafamı kurcalıyor." dedi. "Şu sarılmalarını diyorsan kafana takacağın bir şey değil bence. Yani Selin ölümden döndü, baş komiserim de anlık bir şeyle sarıldı öyle."
"Mert, ben gördüm." "Önümüzde sarıldılar çünkü Nergis." "Ya onu demiyorum. Biz arka tarafı kontrol ederken Selin ve o adamı gördüm." "Neden müdahale etmedin? Az kalsın kız ölüyordu Nergis, bu nasıl bir hırs?" "Mert bir dinleyecek misin?" dediğinde ona kafa salladı Mert. "Selin paniklemedi Mert, korkmadı, kurtulmaya çalışmadı, silahını almaya bile çalışmadı, direkt kabullendi."
"Ne demeye çalışıyorsun?" "Ya bilmiyorum, emin olamıyorum ama sanki bir şeyler olacağını biliyor gibiydi. Deponun boş olduğunu duyunca da hiçbir tepki vermedi." "Nergis bak bu çok ağır bir suçlama." "Ben kimseyi suçlamıyorum Mert. Bunlar kafamı kurcalıyor, dedim sadece." "Biz bunu el altından bir araştıralım. Baş komiserime sonra söyleriz."
🖤⛓️
Anıl, Selin'in sandalyesini çektikten sonra oturmasını bekledi. Kendisi de karşısına geçtikten sonra "Bu arada çok güzel olmuşsun." dedikten sonra hemen toparlayarak "Yani her zaman güzelsin de bugün bir başkasın sanki." dedi. Selin güldükten sonra "Teşekkür ederim." dedi ve bakışlarını Anıl'ın üzerinde gezdirdikten sonra "Sen de çok yakışıklı olmuşsun." diye devam etti. "Yani her zaman yakışıklısın da bugün bir başkasın sanki."
Yemeklerini yerken kaçamak bakışlarla karşısındaki adamı izliyordu Selin. Üstüne tam oturan siyah gömleği gözlerinin yeşiline eklenmişti sanki, sanki ona baktıkça gözlerine çekiliyordu. Gözlerinin kahvesi, onun yeşillerine müptela olmuştu.
Aradan yaklaşık 1 saat geçtikten sonra telefonuna gelen bildirim sesini duyduktan sonra ekranı açtı Selin. Mesajı okurken kaşları hafifçe çatılınca "Bir problem mi var?" dedi Anıl. "Yok, hayır. Annem arayıp ulaşamamış da sana ayıp olmazsa ben bir konuşup gelsem olur mu?" "Tabi, tabi."
Selin telefonu açtığında karşıdan duyduğu sinirli ses tüylerinin ürpermesine sebep oldu. "Sen ne yaptığını sanıyorsun? Bizi yakalatmak mı senin amacın? Çift taraflı mı oynuyorsun lan?" "Hayır, Kemal bak sandığınız gibi değil." "Sandığımız gibi değilse buluşma yerinde o komiserin ne işi var?"
"Güvenilir mi bu numara?" "Size de merhaba, Selin Hanım." "Benle dalga geçme. Patlamışsın, salak mısın sen?" "Komiserim acemi miyim ben? Yakalanmam, merak etme."
"Acemi değilsen bu ne? Neden önümdeki dosyada senin fotoğrafların var?" dedi kısık sesle. "E dosyam önündeyse sıkıntı yok demektir, değil mi Selin komiserim?"
Selin sessiz kalırken "Bu akşam paket var." dedi Namık. "Konumu sana mesaj atarım, sen de paramı uçurursun." "Sen dua et de bu patlama olayı duyulmasın, yoksa uçacak şeyi hepimiz biliyoruz."
"Kemal, ben satmadım sizi, her şey konuştuğumuz gibi." "Sana paket gönderiyoruz ama sonra Güvercin'den bir öğreniyoruz ki sen buluşma yerine organize şubenin baş komiseri ile gelmişsin. Sadri Baba'nın daha durumdan haberi yok ama ikinizin de infaz emrini vereceğini biliyorsun, değil mi?" "Ben... Ben buraya sizin için getirdim onu, doğru ama sandığın gibi sizi satmak için değil. O... O aşık bana, ondan getirdim. Namık'tan paketi aldıktan sonra ondan aldıklarımı gönderecektim size." "Sana güvenmiyorum." "Bugün buraya bunun için çağırdı beni, az önce içeride bana aşık olduğunu söyledi, gerçekten. Kemal gerçekten Anıl'ın hiçbir şeyden haberi yok."
Karşıdan ses gelmeyince telefonun yüzüne kapatıldığını anladı ve "Allah kahretsin." dedi. Telaşlı bir şekilde içeri girdikten sonra çantasını alırken "Anıl gidelim mi artık?" dedi hızlı bir şekilde. Oturduğu yerde doğrulan Anıl "Bir şey mi oldu?" deyince "Şuradan bir çıkalım, her şeyi anlatacağım." dedi.
Anıl hesabı öderken duyduğu bildirim sesiyle bakışlarını telefonuna indirdi. Mesaj atan numara kayıtlı olmasa da "Güvercin'e el salla çıkarken." yazan mesajdan Namık olduğunu anlamıştı. Birlikte çıkışa doğru yürürken bakışlarını belli etmemeye çalışarak etrafta gezdirse de kimseyi göremedi.
Kasvetli hava, kendisini daha kötü hissetmesine sebep olurken karanlık gökyüzüne çevirdi gözlerini. Bulutsuz gökyüzünde görünen tüm yıldızlardan daha parlak olan Kutup Yıldızı gözüne çarpınca pusulasını bulmuş gibi Anıl'a çevirdi bakışlarını ve aklına gelen tek çıkış yolu, tek bir cümleyle firar etti dudakları arasından. "Öp beni."
🖤⛓️
Nasıl buldunuz bölümü?
Selin, Selin yaktın bizi.
Başından beri bu olay hakkında küçük küçük spoilerler vermiştim. Yakaladınız mı, bilmiyorum ama en başından belli olan bir olaydı bu. Selin'in karakter tanıtımında bahsettiği bataklık buydu.
Bundan sonra neler olacak dersiniz?
Okuduğunuz için teşekkür ederim. ❤️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA ✓
FanfictionYıldızı birlikte parlayan iki genç oyuncu: Onur Seyit Yaran ve Su Burcu Yazgı Coşkun... Peki beraber parlamaya bu kadar alıştıktan sonra birbirlerinin ışığı olmadan yollarını bulabilirler mi? Yoksa bir pusulaya mı ihtiyaç duyarlar? "Yönüm Sana..." �...