Selam, n'aber?
Bölüme geçmeden önce AsDor'un aday olduğu ödüllü çift anketini duyurmak istiyorum. Şu an gerideyiz ama biz bu ödülü kazanabilecek kadar güçlü bir fandomuz. Onur ve Yazgı'ya hak ettikleri bu ödülü kazandıralım. Her şey Onur ve Yazgı için. ❤️ (Oylamanın olduğu sitenin linki panomda var.)
Buraya açamayacağım sorunlarım var, sağlık problemlerim, özel hayatımdaki çalkantılı dönem, okul, dersler, sınavlar... Hepsi üstüme geliyor. Ama ben sırf siz bekliyorsunuz diye bölümleri aksatmadan atıyorum. Bölüm yazmak için kafamı toparlayamıyorum, saatlerimi harcıyorum. Karşılığında aldığım ise koca bir hiç. Hayatımda bana iyi gelen tek şey burasıyken şimdi burası da bir problem hayatımda. Ben yazıyorum, siz okuyorsunuz ama bir oy, bir yorum atmak zor geliyor. Böyle nereye kadar gidecek? Bırakayım mi yani, bu düşük etkileşimlerin söylemek istediği şey bu mu?
Bölümü çok severek yazdım, bence hem OnYaz hem de AnSel bölümleri çok güzel oldu. Umarım siz de seversiniz.
İyi okumalar.
🖤⛓️
Yazgı bakışlarını etrafta gezdirirken "Bu kadar korkma benle görülmekten ya, biri görürse 'Sadece arkadaşız.' deriz. Daha önce yapmadığımız şey değil sonuçta." dedi Onur.
Karşısındaki genç kadının bakışları kendisini bulduğunda kalp atışlarının hızlandığını hissetti. Gözün gözüme değse kopar kıyamet.
"Onur o yüzden değil, yani senle görülmekten kaçmıyorum tabi ki. Sadece yeni bir işe başlıyoruz ve yanlış anlaşılmak istemiyorum."
"Şimdi de bunu buldun yani, öyle mi? Peki Yazgı, senin istediğin gibi olsun." "Ya anlamıyorsun ki. Şu an konu olacağımız yalan bir haber hem bize hem de diziye zarar verir." dedikten sonra bakışlarını eline çevirerek devam etti. "Sonuçta ikimizin de ailesi var, rahatsız olabilirler."
"Ailelerimizi ilişkimizden daha çok düşündüğün için bu haldeyizdir belki de." "Yine aynı konuya mı gireceğiz?"
"Haklısın, buraya geçmişi konuşmaya gelmedik." Yazgı "Onur eğer bugün yaptığım şeyin profesyonellik dışı olduğunu söyleyeceksen bunu zaten biliyorum. Sadece..." dedikten sonra ne diyeceğini bilemeyerek sessiz kalınca "Sadece, ne Yazgı?" dedi Onur. Bakışlarını kaçırarak "Sadece başkasıyla o kadar yakın olduğunu görmek istemedim, tamam mı?" diyen Yazgı ile Onur'un yüzünü aydınlatacak kadar yukarı kıvrıldı dudakları.
"Profesyonel değil, diyebilirsin, istersen kıskançlığa yorabilirsin ama başka bir şey düşünme." derken parmaklarıyla oynayan Yazgı'ya bakarak "Peki, düşünmem." deyince onu buldu Yazgı'nın bakışları ve "Neden gülüyorsun o zaman?" dedi. "Hiç, mutlu olmak için geçerli sebeplerim var sadece."
Yazgı "Sevindim senin adına." derken ikisinin de bakışları "Onur!" diyen sese döndü. Bu kız onları mı takip ediyordu, ne işi vardı burada? Tabi ki setin yakında bir kafede oturuyor olmalarından kaynaklanıyor da olabilirdi bu durum, ama Sinem buradaydı işte.
Sinem onların oturduğu masaya doğru yaklaşırken "Bu nereden çıktı ya şimdi?" diye mırıldanan Yazgı'ya döndü Onur ve "Anlamadım, bir şey mi dedin?" diye sordu. "Yok canım, ne diyeceğim? Hoş geldin Sinemciğim, gel otur, çekinme."
Yüzündeki gülümseme ile masalarına gelen Sinem, Yazgı'nın yanındaki boş sandalyeye oturunca "Sinemciğim hoş geldin canım." diyerek ona sarıldı Yazgı. Sinem samimiyetle karşılık verirken Yazgı'nın bakışları Onur'un gülüşüne kaydı.
Aradan yaklaşık 10 dakika geçerken Onur ve Sinem'in sohbetini bıkkınlıkla dinliyordu Yazgı. Bakışları, Sinem'i dinleyen Onur'a kaydığında yüzündeki gülümsemeyi görünce belli belirsiz kıvrıldı dudakları, onu gülerken görmeyi seviyordu. Sonra aklına az önce söylediği şey geldi, "Mutlu olmak için geçerli sebeplerim var."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA ✓
FanfictionYıldızı birlikte parlayan iki genç oyuncu: Onur Seyit Yaran ve Su Burcu Yazgı Coşkun... Peki beraber parlamaya bu kadar alıştıktan sonra birbirlerinin ışığı olmadan yollarını bulabilirler mi? Yoksa bir pusulaya mı ihtiyaç duyarlar? "Yönüm Sana..." �...