Selam, n'aber?
Sona yaklaşıyoruz ve her şeyin ortaya çıkması gerekiyor artık. Bu bölüm size başından beri merak ettiklerinizi verecek bölüm. Benimse yazmam gereken sadece birkaç bölüm kaldı. Normalde birkaç gün içinde bitecek Pusula ama ben vedalaşamadığım için bitmiyor bdfsdvfgds
Bu bölümü çok severek yazdım, umarım siz de severek okursunuz.
İyi okumalar.
🖤⛓️
Her adımında içinde büyüyen heyecanı hissederken Onur'un yanına doğru adımlıyordu Yazgı. Yaklaştıkça neşeli sesi kulaklarına doluyor, yüzüne ondan izinsiz bir gülümseme yayılıyordu. Aralarında birkaç adım kala durduktan sonra "Onur," dedi. Karşısındaki adamın bakışları ona döndüğünde durakladı birkaç saniye. Bakışları adeta kalbini delip geçiyordu, gözlerinin kesiştiği anlarda nefesi kesiliyordu.
Onur oturduğu yerden kalktıktan sonra yanına geldi ve "Efendim Yazgı?" dedi düz bir şekilde. Sesi ve tavrı Yazgı'nın yüzünde açan gülleri soldururken derin bir nefes verdi ve "Sence de artık doğru düzgün bir konuşma yapmanın zamanı gelmedi mi?" dedi.
"Olur, konuşalım." diyen Onur'a alaycı bir şekilde güldükten sonra bakışlarını etrafta gezdirirken "Burada mı konuşacağız?" deyince "Tabi ya ben unutmuşum, biz birlikte görülemiyorduk, değil mi?" dedi. "Onur bu konu sıkmadı mı artık ya?" "Sıktı Yazgı, zaten bu konu sıktığı için ayrıldık biz. Sen istedin hatta ayrılmayı, ben hiç unutmuyorum ki bunları." "Ya ben seni düşündüğüm için ayrılmak istedim. Sana, kariyerine zarar vermemek içindi, biliyorsun zaten bunları."
Bir iki adım geriye giderken histerik bir şekilde güldü Onur ve "Sen bana iyi bir şey mi yaptığını düşünüyorsun?" dedi. "Sen benim kalbimi yangın yerine çevirdin Yazgı, sen beni yaktın, yıktın, enkazım kaldı arkandan. Sen gittin, ben bittim, paramparça oldum. Sen... Sen gittikten sonra ben yaşadım mı sanıyorsun? Bana en büyük zararı sen verdin, sen gidince benim için zaman durdu Yazgı. Hayatımın tüm renklerini kaybettim ben, siyahlara esir oldum. Şimdi karşıma geçip 'Senin içindi.' deyip hissettiklerimi unutturamazsın bana."
Daha sakin bir tonda "Biz birbirimize söz vermiştik Yazgı, sen bize ihanet ettin." diye devam ederken Yazgı'nın buğulu gözlerini gördü.
Karşısında ağlayan Yazgı'ya bakarken içinin ezildiğini hissederken "Yazgı'm" dedi Onur, sevgilisinin yanına oturduktan sonra. "Ağlama artık, lütfen." "Emrah Abi ne dedi?" dedi Yazgı düz bir tonda. Onur bir nefes verdikten sonra "Boş ver sen Emrah'ı." deyince, Yazgı "Nasıl boş vereyim Onur?" diyerek ona döndü. "Görmüyor musun hakkında dediklerini? Ya oyuncuyuz biz, oyuncu. Çektiğimiz sahne yüzünden yediğin linçlerle gündemdesin şu an, farkında mısın sen bunun?"
"Farkındayım ama inan bana hiçbiri umurumda değil." dedi Onur, Yazgı'nın yüzünü avuçları arasına alırken. "Benim için hiçbir şey senin akıttığın gözyaşlarından önemli değil hiçbiri. İlk defa linç yemiyorum sonuçta, değil mi?" "Bunun diğerlerinden farkı olmasa menajerinin arayıp konuşmak ister miydi Onur? Sen 'Umurumda değil.' diyorsun ama ya ailen? Onlar ne düşünecek benim yüzümden yediğin linçleri görünce?"
"Yazgı sana yemin ederim, hiçbiri umurumda değil. Bizi de başarımızı da çekemeyen bir topluluk onlar, hepsi çoluk çocuk." "Bu tepki sadece biz sahne gereği öpüştük diye. Bizim ilişkimiz ortaya çıkınca ne olacak?" "Bunu gerçekten umursuyor musun sen?" "Nasıl umursamayayım ya? Sen girip okudun mu o yazılanları?"
Bir nefes verdikten sonra Onur'a döndü Yazgı ve "Onur, ben çok yoruldum, sıkıldım." dedi. Onur'un yüz ifadesi ciddiyete bürünürken "Ben sıktım yani seni, öyle mi?" dedi. "Ben öyle bir şey demedim." "Ya sen ne olmasını istiyorsun, açık açık konuşsana."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA ✓
FanfictionYıldızı birlikte parlayan iki genç oyuncu: Onur Seyit Yaran ve Su Burcu Yazgı Coşkun... Peki beraber parlamaya bu kadar alıştıktan sonra birbirlerinin ışığı olmadan yollarını bulabilirler mi? Yoksa bir pusulaya mı ihtiyaç duyarlar? "Yönüm Sana..." �...