11| Cennet

1.4K 114 422
                                    

Selam, n'aber?

Bu benim çok severek yazdığım bir bölüm, her sahnesinden keyif aldım. Of, bu sahneleri yazmak dışında izleme şansım da olsaydı keşke.

Şimdiden flashback fobisi olan arkadaşlardan özür dilerim sndfdsh ama bir süre daha mutlu OnYaz'ı flashbacklerde göreceğiz.

İyi okumalar.

🖤⛓️

Elindeki havluyla saçlarını kurulayarak kıyafet dolabının önünde durduktan sonra elini alışkın olduğu gibi tişörtlerine attı direkt. Siyah ve beyaz tişörtlerinin dışına çıkarak gri olanı eline aldığında aklına gelen anı ile ondan izinsizce gitti zihni o güne.

Yüz üstü yattığı uykusunda güneş ışığından rahatsız olarak kafasını diğer tarafa çevirdiğinde tekrar uyuyamayacağını fark ederek kalktı yataktan. Banyoya girip rutin işlerini hallettikten sonra aynada kendine baktı. Yüzüne bir gülümseme yerleşti kendiliğinden, mutluydu.

Tekrar odasına geldiğinde sıcak hava yüzünden üstüne bir şey giymek istemeyerek çıktı odadan. Yazgı'nın kaldığı odaya gidecekken duyduğu şarkı sesi, adımlarını mutfağa yönlendirmesine sebep oldu.

Yazgı'yı üzerinde kendisine ait gri tişörtle kahvaltı hazırlarken bulduğunda yüzündeki gülümseme büyürken yavaşça onun yanına yürüdü ve kollarını onun beline doladı "Günaydın güzelim." diyerek. Yazgı, ona cevap vermek yerine elini kalbinin üstüne koyarak "Korktum Onur." deyince "Aslında bayağı ses yaptım ama dalmıştın." diye cevap verdi ona.

Yazgı kollarının arasından çıkmadan yüzünü ona döndükten sonra "Sana da günaydın sevgilim." dedi ve yanağına bir öpücük bıraktı. Onur, onu yalandan süzdükten sonra "Benim tişörtümü giymişsin." deyince "Evet." diye cevap verdi Yazgı.

"Gece terleyince duş aldım, yanımda da başka kıyafet yoktu. O yüzden senin tişörtünü aldım ama bir problem olacaksa..." derken onu kalçalarından tutup arkalarındaki ada tezgaha oturtarak boylarını eşitledi Onur ve "Sana benden daha çok yakışmasını bir problem olarak sayıyor muyuz?" dedi.

Yazgı'nın yüzüne bir gülümseme yerleşirken "Hm," diyerek kollarını Onur'un boynuna dolayınca iyice kapandı aralarındaki mesafe. "Öyle mi?" diye sorduğunda bakışlarını dudaklarından çekmeden kafa sallayarak cevap verdi Onur ve "Öyle." dedi kısık sesle.

Yüzleri arasındaki mesafeyi kapatarak dudaklarını birbiri ile buluştururken memnuniyetle kabul etti Yazgı, onun öpüşünü. Belindeki ellerinden birini, Yazgı'nın yüzüne çıkarırken diğerinin tutuşunu sertleştirdi.

Küçük bir öpücükten sonra dudaklarını geri çekse de ondan uzaklaşmadı Onur ve yüzüne yerleşen gülümseme ile "Benim gibi kokuyorsun." dedi Yazgı'ya. Yazgı'nın yüzüne de bir gülümseme yerleşirken "Dün tüm gün birlikteydik. Gece senin şampuanını kullandım." diye anlatmaya başladı. "Üstümde senin tişörtün var. Kollarının arasındayım. Sence de çok normal değil mi?"

"Bilmem, normal mi?" diyen Onur'a güldükten sonra "Normal." diye cevap verdi Yazgı. "Ve ben bu durumdan hiç şikayetçi değilim. Huzur bulduğum koku, üzerime sinmiş. Tüm gece tişörtündeki kokunla uyumak benim için paha biçilemezdi mesela, sana sarılıp da uyuyormuşum gibi hissettirdi."

Onur, onun saçlarıyla oynarken "E güzelim gelseydin yanıma." dedi. "Sarılıp uyurduk, tişörtüme sinen kokumla yetinmek zorunda kalmazdın sen de." "Bayılıyorsun değil mi benimle uğraşmaya?" diyen Yazgı'ya "Sana bayılıyorum." diye karşılık verdi Onur.

Yazgı, bakışlarını karşısındaki sevgilisinde gezdirdikten sonra "Sen neden üstüne bir şey giymedin?" dedi ellerini ateşe değmiş gibi çekerken. Onur, ona "E çok sıcak." diye cevap verince "E böyle de bana çok sıcak." dedi Yazgı.

PUSULA ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin