Uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba, nasılsınız?
Bu bölümü çok severek ve çok söverek yazdım dsfbdshjds ikisinin bir arada nasıl olduğunu okuyunca anlayacaksınız zaten.
Onun dışında sizler için kurmuş olduğum bir telegram grubumuz var. Birlikte hem sohbet ediyoruz hem de ben kitaplarla ilgili spoiler veriyorum, alıntılar paylaşıyorum. Gelmek isteyenler özelden bana ulaşabilir.
İyi okumalar.
🖤⛓️
Arabada birlikte giderken set yerine yaklaştıklarında gülerek "Ayrı ayrı gitmek istersen burada indireyim seni." diyen Onur'a cevap olarak elini tuttu Yazgı ve "Artık kaçmak, saklamak yok." dedi. "Ben senin yokluğunla 2 yıl baş başa kaldım Onur, şimdi bir saniye bile yanından ayrılmaya niyetim yok."
"El ele gireceğiz yani sete, öyle mi?" "Bundan sonra her yerde ve hep olacağı gibi... Senin ellerini tuttukça güçleniyorum ben, avuç içlerine dünya sığıyor sanki, tuttukça var oluyorum. Bunları bir kez daha kaybedecek gücüm yok benim."
Onur, sevgilisinin elinin üstüne bir öpücük bıraktıktan sonra "Bundan sonra hiç yalnız kalmayacak ellerimiz." dedi gülümseyerek. Arabayı park ettikten sonra ellerini ayırmadan sete doğru yürümeye başladılar. Karavanın önünde durduklarında kapıyı açtı Onur ve içeri geçmesi için önceliği Yazgı'ya verdi.
Birlikte içeri girdiklerinde Yazgı'ya sardı Onur kollarını ve "Çok özledim seni." dedi. Gülerek "2 gündür birlikteyiz, sete birlikte geldik, içeri birlikte girdik. Neyin özlemi bu?" diyen Yazgı'ya "2 yılın özlemi." dedi. "Öyle 2 günde geçer mi sandınız Yazgı Hanım? Ben baktığım her yerde seni görmeyi, her istediğimde sarılıp öpmeyi ne kadar özledim, haberin var mı?"
Onur'un yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra "Ben de çok özledim sevgilim." dedi Yazgı, 'sevgilim' kelimesini vurgulayarak. "Hm?" derken kollarını Yazgı'nın beline sardı Onur. Önlerini topladığı saçlarından çıkan bir tutamı parmağına dolarken iç çekişine engel olamadı.
"Sanki cennete açılan bir pencereye bakıyorum gibi geliyor yüzüne seyredalışım." "Gözlerimden yansıyan cennet sensin sevgilim."
Karavanın kapısı çaldığında gülerek gözlerini devirdi Yazgı. Onur, yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra kapıyı açmak için gidince güldü arkasından. Birkaç saniye sonra sevgilisinin "Sinem?" diyen sesini duyunca yüzündeki gülüş soldu. "Ben kahvaltıyı birlikte ederiz diye düşündüm, bize poğaça falan aldım. Gelebilir miyim?"
"Onur poğaça yemez." dedi Yazgı, Onur'un yanında durduktan sonra. "Biz kahvaltımızı ettik zaten ama sen istersen gelebilirsin." Sinem'in yüzündeki gülüşün soluşuna şahit olurken "Sen de mi buradaydın Yazgı?" deyişine yapmacık bir gülüşle kafa sallayarak cevap verdi.
"Ben başka zaman gelirim o zaman." "Olur, gel tabi Sinemciğim. Biz hep buradayız sonuçta, değil mi Onur?" "Haklısın Yazgı'm."
Sinem bir şey demek için dudaklarını aralamışken yanlarına doğru yürüyen set çalışanını görünce oraya döndü bakışları. "Onur Bey, Yazgı Hanım sizi saç ve makyaj için bekliyorlar." "Tamam, geliyoruz." "Ben de gideyim o zaman."
Sinem gittiğinde Yazgı'nın yüzü düştü ve içeri girdi Onur'u olduğu yerde bırakarak. Onur kaşlarını çatarak onun yanına gittiğinde "Neden battı benim güneşim?" dedi. "Bilmem, Güneş'in yokluğunda Ay'a sığındığınız için olabilir mi Onur Bey?"
"Ay'ın ışığı Güneş'ten Yazgı'm, beni aydınlatan her ışığın kaynağı sensin." Yazgı'nın yüzüne yerleşen küçük tebessümü görünce yanına oturdu Onur ve "Ne oldu, anlat hadi." dedi. "Geçen gün Sinem'i senin karavanından çıkarken gördüm." diyerek konuya girdi. "Şu mesele..." dedi Onur gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA ✓
FanfictionYıldızı birlikte parlayan iki genç oyuncu: Onur Seyit Yaran ve Su Burcu Yazgı Coşkun... Peki beraber parlamaya bu kadar alıştıktan sonra birbirlerinin ışığı olmadan yollarını bulabilirler mi? Yoksa bir pusulaya mı ihtiyaç duyarlar? "Yönüm Sana..." �...