3

163 97 9
                                    

not: medyada duygu ve demir var

Normalde kolyelerden nefret ederdim fakat rafta gördüğüm bu kolye gerçekten çok ama çok güzeldi. İlk defa bir kolyeyi bu kadar çok sevebilmiştim. Ve gerçekten almak istiyordum.

''Bakın bayım ben gerçekten bu kolyeyi çok istiyorum.''

''Satılık olmadığını az öncede belirttim.''

''Madem satılık değil o halde neden rafta?''

''Kardeşimin hatası olmalı.''

''4 katını versem?''

''Ben de hoşunuza gidebilecek daha güzel kolyeler göstersem?''

''O kolyeyi almam gerekiyor.''

''Maalesef'' dedi ve kolyeyi alıp kasaya koydu.

''Peki satılık olmamasının nedenini öğrenebilir miyim?'' diye sorduğumda o an içeri birkaç liseli genç kız grubu girmişti. Ve sonra tezgahtaki aynı boyda ve farklı renklerde olan küpelere doğru yöneldiler.

Misha gabril'e benzettiğim bu çocuk benden bir n bile olsun kurtulduğuna sevinmişçesine müşterilerine doğru yönelip onlarla ilgilenmeye başladı. Ve yaklaşık 5 dakika sonra nihayet çıkabilmişlerdi. Söze tekrardan başlayacaktım ki bu defa iki yaşlı kadın girmişti. Sanırım yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyordum.

''Buyurun nasıl yardımcı olabilirim''

''Evladım torunumun sevebileceği birkaç şeye bakmak istiyorum.''

''Kolye ya da küpe olabilir mi acaba?''

''Evet evladım. Ama biraz sade olsun.''

''peki'' dedi ve sonra alt raftaki siyah ve beyaz karışımı üzerinde siyon yıldızı detaylı bir bilekliği çıkararak kadına gösterdi. Yanındaki diğer yaşlı kadın bileklikten pek memnun olmuş gibi görünmüyordu fakat torununa hediye alacak olan kadın çok beğenmişti. Bunu yüzlerindeki ifadeden anlayabiliyordum. Bilekliği alıp gittiklerinde sorumu tekrarladım.

''O kolyenin neden satılık olmadığını sormuştum.''dediğimde hevesimi kurağımda bırakan birkaç müşteri daha gelmişti. Ve bu defa çok sinirlendiğimden müşterilerin çıkmasını beklemeden ben çıktım. Yarın tekrar gelebilirdim değil mi? Evet yarın yine gelecek ve o kolyeyi alıp gidecektim.

* *

Eve vardığımda annemin henüz gelmemiş olmasına sevinmiştim çünkü sabahleyin Demir'i başımdan def etmek için uğraşırken masayı toplamdan çıkmıştım. Annem gelmeden masayı ve mutfağı toparladım ve odama projemi tamamlamak için çıktım. Annemin bu akşam Harun amca ile yemekte olmasına sevinmiştim doğrusu. Projemi çizerken aynı zamana düşünüyordum. Ve öyle bir dalmıştım ki telefonumu ikinci çalışında fark etmiştim.

''Efendim Demir?''

''Kapıyı aç.''

''Neden?''

''Çünkü hemen kapının önündeyim aptal.''

''Açmamam daha iyi.''

''Annen ve babam yemekte olduğu için gelene kadar yanında olmamı istediler.''

''Çocuk muyum ben?''

''İçer girdiğimde konuşuruz. Şimdi kapıyı aç.''

''Hayır.''

''şimdi açmazsan sonra kötü olur aptal.''dedikten sonra maalesef kapıyı açtım.

''Nihayet birileri kapıyı açabilmeyi becerdi.''dedi ve sonra salona doğru ilerledi. Koltuğa oturduktan sonra tekrar devam etti.

''Bu arada annen böyle bir şey istemedi. Ve sende hemen inandın.''

''Tamam o zaman annem gelene kadar burada tek başına oturur ben projemi yapmaya devam edeceğim.''

''Geçen günkü teklin hala geçerli mi?''

''Ne teklifi?''

''Sen projemi yap bende o sırada dinleneceğim diye bir teklif.''

''Ne yani kabul mü ediyorsun?''

''Evet.''

Bunun kafasına bir şey mi düşmüştü yoksa ben mi rüyadaydım? Rüyaysa eğer son 10 yıldır gördüğüm en güzel rüyaydı. Yoksa bu Demir'in benle alay edebilmesi için hazırladığı bir şakamıydı? Kesin bunu planlıyordu. Yoksa normalde yapması imkansızdı. Bende bu yüzden ''hayır'' deyip odama çıktım ve gelmemesi için kapıyı kilitledim. Ona orda öyle tek başına bıraktıktan sonra zafer kazanmış gibi hissediyordum. Evet öyleydi zaten.

Sanırım sonunda pes etmiş olmalıydıki camdan dışarı baktığımda evden çıkarken görebilmiştim onu. Hemen ardından 'bunun hesabını sonra soracağım aptal' diye mesaj atmıştı. Hiçte umurumda değildi.

* *

Saçımdaki hareketlenme ile hemen uyanmıştım. Uyandığımda annemin başucuma oturup saçımı okşadığını gördüm.Tanrı aşkına çocuk muydum ki ben? Ah anne ah.

''Günaydın anne.''

''Günaydın kızım. Senin için çok güzel ir kahvaltı hazırladım.''

''Gerek yoktu. Ben de hazırlayabilirdim.''

''Biliyorum tatlım. Ama ben hazırlamak istedi hem kahvaltıda Harun'la olan ilişkimiz hakkında d konuşuruz diye düşündüm.

Anlaşılan annem bu bahsettiği kahvaltıyı benim için değil kendi çıkarları için hazırlamıştı. Ve pek bir şey demeden sadece ''tamam.'' Dedim ve sonra annem aşağı indikten sonra hazırlanıp peşinden indim. Gözüm önce kahvaltı masasına takılmıştı çünkü gerçekten dediği gibi güzel mi güzel bir masa hazırlamıştı. Masaya oturdum ve annemin konuşmasını bekledim o sırada zeytinlerden birini mideme çoktan indirmiştim bile. Bu sabah nedenini bilmediğim bir şekilde kış uykusundan yeni kalkmış yeni bir ayı gibi açtım.

''Evet kızım Harun hakkında ne düşünüyorsun?''

''Siz birbirinizi sevmişseniz ben bir şey diyemem.''

''Sadece bu kadar mı?''

''Evet'' dedim ve sonra sustum fakat o an aklımla babam gelince içimdekilerin hepsini dökmeye başladım.

''Bence sen Harun amcayı sevmiyorsun onu sevdiğini sanıyorsun o kadar. Çünkü babamı unutmuş olman imkansız. Ama eğer babamı unutmuşsan anne söyleyeceğim tek söz şu ki beni de unutmuşsundur.'' Dedim. Acaba bu kelimelerim canını yakmış mıydı? Yakmış olsaydı bile pek umurumda değildi. Belide babam yukarılarda bir yerde bizi izliyordu ve şimdide onun canı yanıyordu beklide. Bunu bilemezdim fakat bildiğim tek şey annemin Harun amcayı gerçekten sevmiyor oluşuydu.

''Ah Duygu demek hakkımda düşündüklerin bunlar.''

''Evet başka ne olabilirdi ki?''

''Babanı unutmadım tabi. Ve biliyorsun bu kadar yıl yalnız yaşamaktan sıkıldım. Benimde hayatıma devam etmem gerekiyor değil mi?''

''Tabi öyle. Ama sen yalnız değildin ki. Ben vardım. Ve biz birbirimize yetiyorduk anne. Başkasını aramıza sokmandan rahatsız oldum hele ki 3 yıl boyunca saklamana.''

''O zaman söylememekte hata ettim ve bunun farkındayım ve bu yüzden çok üzgünüm.''

''En iyisi konuyu kapatmamız zaten olan oldu şimdi konuşmam hiçbir şeyi değiştirmez.''

''Bana küs olup olmadığını bilmem gerekiyor.''

''tabii ki de değilim.''

''Tamam Duygu.'' Demesiyle kendimi bir an kullanılmış gibi hissettim. Hem zaten neden hala buradaydım ki yapılacak işlerim vardı. O kolyeyi almam gerekiyordu.


AptalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin